S2B3-Taşınma Zamanı

206 26 44
                                    

Doktor:Hey,uyan. Taşınmaya başlıyoruz. Emir. Uyan. Taşınacağız.
Yavaşca gözlerimi açıp ismimi sayıklayan kişiye baktım.
Emir: Ne oluyor?
Doktor: Jenaratörün enerjisinin bitmesine 4 gün kaldı. Bütün katları boşaltacağız. İşimize yaracak şeyleri alıp 0'a götüreceğiz. Arkadaşlarını uyandır ve mutfağa gelin. Kahvaltıdan sonra başlıyoruz.
Emir: Tamamdır.

Doktor odamdan hızlı adımlarla çıktı. Yatakta doğruldum. Kafamı öne doğru eğerek zemine baktım. Taşınma fikri hoşuma gitmiyordu. Zorundaydık ancak yine dışarıda olacaktık. Yiyecek yok,su yok,duş alamıyoruz ve binlerce problem. Her neyse. Kalkmalıyım diye düşündüm. Üstüme tişort giyinmeden odamda yatağımın sağ çaprazında bulunan aynaya doğru ilerledim ve kendime bakmaya başladım. Göz altlarım siyah olmuştu. Gerçekten de yorgun gözüküyordum. 1 sene önce ki neşeli halimden ve parıldayan gözlerimden eser yoktu. Sakallarım uzamıştı. Saçlarım da öyle. Saçlarımı uzun zamandır taramadığım için tülermiş durumdaydı. Oldukça bakımsız gözüküyordum. Gözlerimi aşağıya doğru kaydırmaya başladım. Vücudumda bir kaç morluk ve çizik izleri vardı.Sanırım yamyamlarla olan boğuşmadan kalan izlerdi. Kollarım da kesikler vardı. Ne zaman ve nasıl olduğunu bilmediğim ve umursamadığım bir sürü izler... Vücudum bu kadar değersiz bir hal alıyorken git gide zombiye doğru evrildiğimi düşündüm. Oldukça kilo vermiştim. Dik durmaya halim bile yoktu. Kötü gözüküyordum. Bu şartlarda pek kötü sayılmazdı ancak kendime daha çok dikkat etmeliydim. Kafamı kaldırdım ve yatağımın yanında ki masaya doğru ilerledim. Katlı bir şekilde duran Siyah ve üstünde bıçak baskısı olan tişörtümü giyindim. Alper'in verdiği kolyeyi takarak kolye ucunu tişörtümün içine soktum. Odadan çıktım ve Kahin'ın odasına girdim. Oda boştu. Can'ın odasına gitmeye karar verdim.

Emir:Can! Uyan. Kahvaltı zamanı.
Can:Ihh.
Emir: Haydi dostum,uyan.
Can:Tamam.

Can'ın odasından çıkarak Samet'in odasına girdim.

Emir: Samet, uyan dostum.
Emir: Samet? Haydi!.
Emir: Samet,davul mu çalmalıyım? Uyan.
Samet:Tamam uyanıyorum.

Samet in uykusu baya derindi diye düşündüm ve odadan çıkıp Alper'in odasına doğru ilerledim.

Emir:Alp-e.
Alper daha hiç bir şey söyleyemeden uyandı ve bana döndü.
Alper:Günaydın.
Emir:Uyumuyor muydun?
Alper:Uykum hafiftir. En ufak sesde uyanıyorum.
Emir: Peki. Hazırlan kahvaltı zamanı.
Alper: Tamam.

Alper'in odasından çıkarak Elvin'in odasına gittim ama kimse yoktu. Bende Zeynep'in odasına girdim.

Zeynep uyurken bile çok güzel ve masum gözüküyordu. Üstünde gri bir atlet ve altında siyah bir şort vardı. Havanın sıcaklığından olsa gerek yorganı yatağının kenarındaydı. Arkası dönük uyuyordu.Bir kaç saniye ona baktım.

Emir: Zeynep. Uyanma vakti.
Zeynep gözlerini bana çevirip baktı ve yorganı bel hizasına kadar çekti.
Zeynep: Günaydın.
Emir:Günaydın. İyi uyuyabildin mi?
Zeynep: Evet,iyi uyudum. Sen?
Emir: Evet. Hazırlanıp mutfağa gel.
Zeynep: Peki.

Herkesi uyandırma görevini yaptım ve asansöre doğru ilerledim.
-3 Tuşuna basarak Mutfağa girdim. Buzdolabı hala olduğu için peynir gibi yiyecekler bozulmamıştı. Güzel bir kahvaltı zamanıydı. Herkesin gelmesiyle kahvaltı yapmaya başladık.

Doktor: Evet,herkese afiyet olsun.Karnımızı doyurduğumuza göre şimdi görev dağılımı yapıyoruz.
Biz doktorlar ve Elvin olarak -1 ve -4 ü boşaltacağız. Zeynep ve Samet siz de -2 yi alın.
Can Alper ve Emir siz ise -4 de ki Mahzen'i boşaltın.

Herkes kendine verilen görevi onayladı ve -4 e indik.

Uzun bir süreden sonra 1 kaç koli hariç her şey taşınmıştı.

Can: Emir,koli çok ağır yardım eder misin?
Emir: Tabi.
Alper: Ben de bu koliyi alıyorum. Başka bir şey kalmadı.
Emir: Oh sonunda.

Kolileri asansöre koyduk ve 0 a çıktık. Yerleştirdikten sonra katta bulunan büyük masaya oturduk. Bir kapı açılma sesi duyuldu.

Gelen kişi Kahin'di.

Kahin: Sizde benim gibi rüzgarın götürdüğü yere mi gideksiniz? Yoksa görebilen 2 gözünüzle her açıdan mükemmel olan bir yere mi?

Kahin yine garip bir cümle ile tüm dikkatleri dağıtıp yanımızdan yürüyerek gitti. Ne demek istiyordu anlamamıştım.

Can: Çok garip bir adam. Deli olduğunu düşünüyorum.
Emir: Her şeyi bilen bir deli.
Alper: Her şeyi bildiği için delirmiş olabilir.
Can:Ahaha. Kesinlikle.

Can Ve Alper le ufak bir sohbetten sonra diğerleri taşıma işini bitirdi ve masanın etrafında ki sandalyelere oturdu.

Doktor: Tamam çocuklar işimiz bitti.
Artık dinlenebiliriz. Bir hafta içerisinde taşınıyoruz.
Emir: Nereye gideceğiz? Bu kadar malzemeyi nasıl taşıyacağız?
Doktor:Biz doktorlarız. Savaşcı değiliz ve dışarıyı çok az biliyoruz. Taşıma işini bugun yapmamın sebebi buydu. Sizler gidebileceğimiz muhtemel yerleri bulup bize sunacaksınız ve en beğendiğimiz yeri oylayacağız. Can Alper Ve Emir bence bu işi en iyi siz yaparsınız. Samet burada kalıp kamyonunuza benzin bulacak. Yarın dağılıp aramaya koyulun.
Alper: Tamamdır.
Can: Anlaştık.
Emir: Tamamdır.

Sonra ki gün olmuştu. Çantama harita, su, kuru üzüm,konserve fasulye ve kan şekerim düşmesi halinde yemek için polo şekerlerden aldım. Bir tabanca ve bıçağımı alarak hazırlıklarımı tamamladım ve diğerlerinin yanına 0'a gittim.

Doktor: Çocuklar bunlar bizimle ve birbirinizle iletişim kurmanız için. Bu Telsizler güneş enerjisi ile çalışıyor ve şarjları tam durumda. Frekansı ben ayarladım yani birbirinizle iletişimde olacaksınız.
Can: Tamamdır. Ben bu kısmı kontrol edeceğim.(Haritasından kalem ile çizdiği sınırı gösterir.)
Alper:Bu kısım bende.(Haritasından kalem ile çizdiği sınırı gösterir.)
Emir: Bu kısım bende.(Haritasından kalem ile çizdiği sınırı gösterir.)

Doktor: Bol şans.

Herkes ile vedalaştıktan sonra sırw benim için en zor kısma gelmişti. Zeynep'in yanına gittim.
Zeynep: Bol şans kendine dikkat et.
Emir: Teşekkür ederim.
Kısa bir bakışmadan sonra Zeynep bana sarıldı ve arkasına bile bakmadan koşar adımlarla yürümeye başladı. Yüzümde garip bir sırıtma oluşmuştu.

Sığınaktan çıkıp Alper ve Can ile ilerlemeye başladık. Sokaklar bomboştu. Anayolun sol kısmı Can'ın ortadan devam eden yerler Alper'in ve sağ kısmı bana aitti. Yaklaşık olarak 15 kilometre uzunluğunda ki bir alanı inceleyecektim ve doğru yeri seçmem gerekiyordu. Tabi diğerlerinin de alanları yaklaşık olarak 15km di yani toplamda 45 kilometre bir alan inceleyecektik. Bu alan Hastalık Kontrol Merkezinin bulunduğu kordon alanından Buca sınırına kadar uzanan bir uzunluktu.

Anayolun önüne geldiğimizde ayrılma vaktiydi.

Emir: Ayrılmadan önce telsizleri deneyelim.
Can: Mantıklı.
Alper telsizini aldı ve tuşa basarak konuşmaya başladı.
Alper: Ses deneme.

Telsizler çalışır durumdaydı. Can ile vedalaştık.

Alper: Bol şans Can.
Emir: Dikkatli ol.
Can: Teşekkürler dostum. Size de bol şans.

Can yavaş adımlarla ilerlemeye başladı ve Alper ile birbirimize bakmaya başladık.
Alper: Umarım yeni yuvamız iyi bir yer olur.
Emir: Kahin'in dediğini şimdi anlıyorum. Her açıdan mükemmel olan bir yer seçmeliyiz.
Alper:Kesinlikle. O zaman aramaya koyulalım. Bol şans. Dikkatli ol.
Emir: Teşekkür ederim dostum. Sende.

Alper ile sarıldıktan sonra yola koyuldum ve bilmediğim sokaklarda ilerlemeye başladım...

DİRENİŞ-1 "Ölülerin Çağı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin