*Bu bölüm +18 kısımlar içermektedir. Cinsellikten rahatsız oluyorsanız +18 yazarak belirttiğim kısmı okumayın.*
***********Alper
Esila beni omzumdan dürterek uyandırdı. Sabah olmuştu. Gamze ve Kızagan uyanık vaziyetteydi. Helikopterin camından dışarı doğru baktım;
İstanbul buradan bakınca beni oldukça tedirgin etmişti. Büyük binaların bir çoğu çökmüş, köprülerin tamamı tıkalı, sokaklar bomboş gözüküyordu.
Asya ile Avrupa kıtasını birbirine bağlayan 3 köprü tamamen yıkılmıştı.
Denizin kenarında ki yerleşim alanlarından siyah renkte dumanlar tütüyor, kıyıda binlerce tekne ve gemi duruyordu.
Helikopterle İstanbul'a yaklaşmaya devam ettikçe, gördüğüm manzara daha kaotikleşti.
Şehrin tamamı neredeyse barikatlar ile kapatılmış, evler ve binaların büyük kısmı enkaz haline gelmişti.
Köprülerin başında tanklar ve diğer askeri araçlar, genişce barikatlar kurmuştu.
Muhtemelen salgın başladığında insanlar şehri terketmeye çalışmıştı.
Askerler ve devlet kaosa izin vermemek için giriş çıkışları tamamen durdurmuş olmalıydı.
Gözlerim Fenerbahçe'nin stadyumu, Şükrü Saraçoğlu'na takıldı.
Devasa stadyum yeşilliklere teslim oluyor gibiydi. Duvarlar ve stadyumun çevresi ağaçlar ve bitkilerle kaplıydı.
Helikopter iyice yaklaştı ve artık iniş vaktiydi. Yeni Türkiye Örgütü'nden yüzlerce kişi kapıda bizi karşılıyordu.
Hemen içeri girdik ve Esila ile doğrudan hastaneye gittim. Saatlerdir belimde olan oktan kurtuldum ve yaralarımı sardırdım. Uzanarak dinleniyorken Kızagan içeriye girdi;
- Hazırlan.
" Yine ne oldu?"
- Bu kadar insanı kurtardık diye kürsüye çıkmamız istendi. Başarı ödülü alacak ve konuşma yapacağız.
" Tamam geliyorum."
- Takım elbise giyin.
" Ödül alacak olan biziz. Onlar takım elbise giyinsin."
- Resmi olmalıyız.
" 10 metre ileriden bile komutan olduğun belli oluyor. Yeterince resmiyiz."
- Neyse ne. Çabuk ol.
Esila ile hızlıca hazırlandık ve dışarı çıktık. Yaklaşık 100.000 kişilik bir kalabalık bizim için kurulan kürsünün karşısındaydı.
Kızagan ve Kral kürsüde duruyordu. Kürsüde 4 adet mikrofon vardı.
Esila ile kürsüye çıktık.
Tanımadığım biri bize eşlik etti ve Kral'ın önünde ki mikrofonu aldı;
- Yeni Türkiye Örgütü halkı. Bu kişiler Manisa yerleşkesinin tahliye olabilmesi için canını ortaya koyan cesur kişiler. Her birine alkışlar eşliğinde ödüllerini takdim edeceğim.
Kalabalık bizi alkışlıyordu. Az önce konuşan kişi tahminimce İstanbul yerleşkesinin başkanıydı.
Elinde 4 adet madalya ve zarfa benzer bir sey tutuyordu. Kızagan, Kral ve Esila'ya madalyalarını ve kağıdı verdi, sıra bana gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİRENİŞ-1 "Ölülerin Çağı"
Fantasyİzmir'e üniversite okumaya giden 2 yakın arkadaş Alper ve Emir kendilerini, kökeni bilinmeyen, beyinsel, son derece tehlikeli ve bulaşıcı olan bir salgının içerisinde bulur. Zombi salgını modern dünyayı kasıp kavururken, devletlerin çökmesi sonucund...