S3B9- Barış? Savaş!

135 15 78
                                    

Emir
Yatağımdan sıçrayarak uyandım. Oldukça garip bir rüya görmüştüm. Bu rüya şöyleydi;
Oldukça geniş bir alandaydım. Çevremde, daha önce yüzünü gördüğüm ve tanıdığım bütün insanların cesedi yatıyordu. Kahin ise yanında, zombi salgını başladığından beri hiç görüşemediğim, kardeşim olan Enes ile birlikte bana doğru yürüyordu.

Enes benim öz kardeşimdi ve Bursa'da yaşıyordu. Üniversite için buraya geldim ve burada hapsoldum,ondan ayrı düştüm.

Kahin ve Enes bana tam olarak yaklaştılar ve ikisinde de üzgün bir ifade hakimdi. İkisi aynı anda konuşmaya başladılar; Artık bitti Emir. Kaybettin. Şimdi dinlenme vakti. Dinlen ki bir anka kuşu gibi küllerinden doğabilesin.

Bu söz bana oldukça tanıdık geldi. Alper'in öldüğü gece Kahin ile konuştuğumda buna benzer bir şey söylemişti.

Bir kaç dakika yatağımda oturup,gördüğüm rüyayı düşündüm ve yatağımdan kalktım. Hızlıca hazırlanarak kahvaltı salonuna indim. Bugün Can ile Son Jenarasyon'a gideceğiz ve dün bize saldıran, çarşının sonunda ki salça fabrikasına kurulan topluluk ile konuşacağız. Kahvaltı salonuna girdiğimde Can kahvaltısını bitirmek üzereydi. Yanına gidip hazırlanmasını söyledim ve hızlıca kahvaltımı yaptım. Hazır durumdaydım ancak son bir şey vardı; Uzun zamandır Kahin ile konuşmuyordum. Onu bu şekilde rüyamda görmemin bir anlamı olmalıydı. Odasına çıktım ve kapıyı tıklattıktan sonra içeriye girdim. Her zamanki gibi oturmuş, duvara doğru bakıyor ve hiçbir şey yapmıyordu.

Emir: Kahin. Ben Emir.
Kahin: Hangi rüzgar seni buraya attı Emir?
Emir: Seni rüyamda gördüm.
Kahin: Beni rüyanda görmesen varlığımı unutacaksın Emir. Çok yazık.
Emir: Üzgünüm Kahin,haklısın. Şu sıralar kendime bile zaman ayıramıyorum. Üzerimde çok yük var.
Kahin: Neyse. Seni dinliyorum.
Emir: Rüyamı sonra anlatırım. Dün ormanda bir grup tarafindan saldırıya uğradık. Şimdi ise saldırmazlık antlaşması için onlarla konuşmaya gidiyoruz. Neler olacak yardım edebilir misin?
Kahin: Gerekli yardımı rüyana girerek ettim diye düşünüyorum Emir.
Emir: Enes ne alaka?
Kahin: Her şey bağlantılı Emir. İzin ver her şeyi zaman çözsün. Çıkarken kapımı kapatırsın.

Kahin'in odasından çıktım ve Can'ın yanına gittim. Rümeysa ve Yusuf topluluğumun önüne gelmişti. Hep birlikte Son Jenarasyon'a yola koyulduk.

Son Jenarasyon'un önüne hiç bir tehdit olmadan geldik. Yol boyunca kimseden çıt çıkmamıştı. Yol kenarlarına kurduğum,karakol olarak adlandırdığım gözcü kuleleri, yoldaki bütün zombileri temizliyordu. Böylece oldukça rahat bir şekilde ilerliyorduk. Son Jenarasyon'da bulunan gözcüler bizi farketti ve kapıyı sonuna kadar açtılar. Yavaşca içeri girdik ve ana binaya gittik. İçeride duran sekretere göz kırparak gülümsedim. Bana hoş bir bakış attı ve gülümsedi. Sekretere hiç bir şey söylemeden Reyhan'ın ofisinin önüne geldik ve kapıyı tıklatarak içeriye girdik. Reyhan oturduğu sandalyeden kalkarak bizi karşıladı ve rahat koltuklara oturarak konuşmaya başladık;

Reyhan: Hoşgeldiniz çocuklar. Iıı sen kimsin? (Yusuf'u işaret ederek)
Yusuf: Ben Yusuf. Rümeysa'nın arkadaşıyım.
Reyhan: Seni hiç görmedim Yusuf. Buraya hiç gelmedin sanırım.
Yusuf: Evet. Dışarıda olmaktan keyif alıyorum. Topluluk işleri benim için geride kaldı. Rümeysa'ya yardım için buraya geldim. En kısa zamanda geri gideceğim.
Reyhan: Anladım. Öyleyse konumuza dönelim. Yeni topluluk hakkında ne düşünüyorsunuz, ne yapmamız gerekiyor sizden fikir almak isterim.
Emir: Kalabalık olmayan bir grupla gidelim. Tehdit havası yaratmak istemeyiz. Yerimizi ve mottomuzu onlara anlatalım ve saldırmazlık antlaşması imzalayalım.
Reyhan: Güzel. Sen ne düşünüyorsun Rümeysa?
Rümeysa: Emir'in aksine düşünüyorum. En son 3 kişi gittiğimizde saldırmışlardı. Tehdit havası yaratalım ki kime bulaştıklarını iyi bilsinler. Fazla kişi gidersek konuşmaya mecbur kalacaklardır. Kimse bu dünyada ölmek ve savaşmak istemez.
Reyhan: 2 zıt görüşe sahip insana, 2 topluluk emanet ettim ve bundan oldukça memnunum. Sanırım burada karar bana düşüyor. İlk görüşmemiz çatışarak geçmişti. Olayı büyütüp tehdit havası yaratmaya gerek yok diye düşünüyorum. 20 kişilik bir ekip yolculuk için ideal. İsterseniz topluluklarınızdan, ekip için insanlar çağırın.
Rümeysa: Topluluğu kardeşim Ecrin'e bıraktım. Liderliği öğrenmesini ve sorumluluk alma vaktinin geldiğini düşünüyorum. Ben topluluğumdan kimseyi almayacağım.
Emir: Murat gelmeyecekse buradan bir ekip çıkartalım. Eğer gelecekse ben topluluğumdan asker alabilirim.
Reyhan: Murat gelmeyecek Emir. Aşağı inin ve beni bekleyin. 15 kişi toplayıp geliyorum. Toplam 20 kişi yola çıkmış oluruz.

DİRENİŞ-1 "Ölülerin Çağı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin