Rümeysa'nın herkes toplansın demesiyle birlikte 100 kişiye yakın insan hastanenin bahçesine toplandı. Herkesin elinde tabancalar vardı. Rümeysa kendine makineli bir tüfek aldı. Bir tane daha alıp bana doğru fırlattı.
Rümeysa: Umarım iyi nişancısındır. Mermilere ihtiyacımız olacak.
Alper: Umduğundan iyiyim emin ol.Rümeysa çevresine baktı ve son kontrolleri yaptı.
Rümeysa: Planımız aynı ve herkes ne yapacağının farkında. Alper sen benimle geliyorsun ve benim ordum benimle.
Diğer 2 ordu lideri kendi ordularını toplayıp hızlıca yola çıkın. Planı biliyorsunuz.Rümeysa ve 10 kişilik bir grup ile ilerlemeye başladım ve Rümeysa'nın yanına gittim.
Alper: Plan nedir?
Rümeysa: Kızıl operasyon ismini saçlarımdan değil, dünya savaşında Kızıl ordunun Alman'lara karşı kullandığı bir taktikten alıyor.Kurtarıcılar yaşayan herkesi öldürür. Emir'e de bunu yapacaklar. 3'e bölünüyoruz ve 20 kişilik Öncü birliğimiz dikkati kendine çekecek. Kısa bir süre çatışacaklar ve Kurtarıcılar mevzilerinden ayrılıp onları takip edecektir. O sırada Orta birlik devreye girecek. Öncü birlik kaçma taklidiyle onları orta birliğin saklandığı yere çekecek ve sıkı bir çatışma olacak. Bu planda normalde benim birliğim Kurtarıcıların bölgesine girip içeriyi yakmak ve zarar vermekti ancak plan burada değişiyor. Biz dikkatleri yeterince dağılmışken gidip arkadaşını kurtaracağız.
Alper: Plan iyi ancak diğer birlikler için işler iyi gitmezse ne olacak? 1 kişi için o kadar insan kaybetmeyi göze alıyor musun?
Rümeysa: Göze almıyorum. Çünkü işler iyi gidecek. Gitmezse bugün olmasa da hepimizi öldüreceklerdir.
Alper: Merak etme. Emir'i kurtardıktan sonra size yardım edeceğiz.
Rümeysa: Anlaştık. Şimdi yapmamız gereken şey arkadan dolaşmak ve telsizden haber beklemek. Öncü birlik çatışmaya girdiğinde haber verecek ve biz yola koyulup gerisini halledeceğiz.Kısa bir süre bekledikten sonra telsizden çatışma haberi geldi ve Emir'in bahsettiği inşaata doğru koşmaya başladık.
Kısa bir sürenin ardından inşaatın yakınına gelmiştik.
Rümeysa: Dikkatli olun. Hala buradalar.
Alper: Haydi girelim.
Rümeysa: Hayır,bekle. Etrafı kontrol etmeliyiz.(Ateş sesleri yükseliyor)
Seslerin geldiği yöne baktığımda Emir elinde ki tabanca ile inşaatın en üstünden birilerine ateş ederek bağırıyordu.
Emir: Haydi korkaklar! Tek kişiyim ve hala bir adım yaklaşamadınız!
Emir'in baktığı yöne doğru koşmaya yeltendiğimde Rümeysa beni tuttu ve
Rümeysa: Sakın gitme! Bilerek saldırmıyorlar. Bizim geleceğimizin haberini almış olmalılar.
Alper: Ne demek istiyorsun? Adamlarının arasında bir köstebek mi vardı?
Rümeysa: Öyle olmalı. Yoksa çoktan içeri girerlerdi.
Alper: Her neyse! Daha fazla bekleyemeyeceğim. Madem kendimizi göstermemizi bekliyorlar istediklerini vereceğim. Ateşe ateşle karşılık!
Rümeysa:Hayır salak! Çapraz ateşte kalırsın!
Alper: Umrumda değil! Dikkatleri dağıtacağım. Eğer savaşmak istemiyorsan dönmek için geç değil. Koşmaya başladığımda Emir'i kurtarsan yeter.Ayağa kalkarak ağaçların arasından koşmaya başladım ve havaya ateş ettim.
Alper:Kurtarıcılar! Sizi bu hayattan kurtarmaya geldim! Kurtarıcı benim!
Bulunduğum yere aniden bir sürü mermi gelmeye başladı ancak hiç biri bana isabet etmemişti. O kadar çok mermi sesi duydum ki sanırım 30 kişi falan aynı anda sıkıyordu. Yere yattım ve çevreye bakmaya başladığımda Kurtarıcılar'ın bir sürü kişi olduğunu ve Rümeysa'nın bulunduğu yere ateş açtığını gördüm. Emir inşaatın yukarısından ateş ediyordu. 4 bölgeden de ateş vardı. Sanırım sadece ben değil herkes çapraz ateşte kalmıştı. Yerde yuvarlanarak bir çalının içine girdim. Silahımı aldım ve çatışmaya başladım.
Uzun bir çatışmanın ardından mermi sesleri iyice kesilmişti. Kimseyi göremiyordum. Çatıya baktığımda Emir hala orada duruyordu.
Emir: Alper! Hepsi ölmüş sanırım. Neredesin?
Alper: Hey! Buradayım. Aşağı in.Soluma baktığımda Rümeysa ve grubu saklandığı yerden çıkıp bana doğru geldi.
Rümeysa: Elinde silah olan o kadar kişinin üstüne doğru koşmak çok iyi bir taktikdi. Sen delirmişsin.
Alper: İşe yaradı. Sizden yaralanan var mı?
Rümeysa: 2 kişi. Öldü.
Alper: Of. Çok üzgünüm.
Rümeysa: Bende. En azından onlardan çok kişi öldürdük.
Alper: Evet yeterince zayiat verdik. Ben Emir ile hastalık kontrol merkezine döneceğim. Toplanıp geleceğiz. Köstebek kimse bulsan iyi edersin.
Rümeysa: Onu bulursam kellesini ağaca asacağım. Dönmenizi bekliyoruz. Telsizlerimizi ayarlayalım ve haberleşelim.
Alper: Al sen ayarla. Ben Emir'e bakayım.
Rümeysa: Tamamİnşaata doğru koştum, Emir inşaatın kapısından çıktı ve bana doğru koştu.
Sarıldıktan sonra birbirimize baktık.Emir: Bu kişileri nereden buldun bilmiyorum ama beni kurtardınız.
Alper: Onlarla çok önceden tanışdık. Sadece bugün karşılaştık.
Emir: Nasıl yani?
Alper: Çatıda ateş ettiğim için bana kızdığın gün var ya.
Emir: Evet.
Alper: O gün kurtardığım kişi,Rümeysa. Hastane'nin lideri ve bugun borcunu ödedi. Onlarda bizi kurtarırdı diye sana demiştim.
Emir: Haklısın. Demek ki bir mermi bazen 2 kişinin hayatını kurtarabiliyormuş.
Alper: Aslında 3. Kardeşini de dolaylı yoldan kurtarmış oldum.
Emir: Hayatımız tesadüfler üzerine kurulmuş. Gidip onlara teşekkür edeyim.Emir Rümeysa ve diğerlerinin yanına gidip teşekkür ettikten sonra ayrılık vakti geldi. Emir yavaş adımlarla önden yürümeye başlamıştı.
Rümeysa: Telsizini al.
Alper: Tamamdır,haber vereceğim.
Rümeysa: Tamam.
Alper: Teşekkür ederim. Dikkatli ol.
Rümeysa: Sizde.Gözlerimi Rümeysa'nın gözlerinden çekmeyi başardım. Oldukça güzel biriydi ve bakışları çok keskindi.
Hızlı adımlarla Emir'in yanına gittim. Hastalık Kontrol Merkezine gidip taşınmalı ve ne yapacağımızı kararlaştırmamız gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİRENİŞ-1 "Ölülerin Çağı"
Fantasyİzmir'e üniversite okumaya giden 2 yakın arkadaş Alper ve Emir kendilerini, kökeni bilinmeyen, beyinsel, son derece tehlikeli ve bulaşıcı olan bir salgının içerisinde bulur. Zombi salgını modern dünyayı kasıp kavururken, devletlerin çökmesi sonucund...