S4B5- Çıkış Yolu

100 11 85
                                    

Ecrin ile Son Jenarasyon'a ulaştık. Kapıda bekleyen gözcüler kapıları araladı. Ecrin'in yardımıyla içeri girdim. Topallıyordum. Bacağım fena acıyordu. Hızlıca ilk yardım odasına girdik. Yaka kartında; Nisa Seyhan yazan bir hemşire beni odaya aldı. Bacağımda ki yarayı temizledi ve yaralı kısmı yeni bir sargı beziyle sardı. Ağrı kesici bir ilaç ve kendimi toparlamam için serum takviyesi yaptı. Şimdi çok daha iyi hissediyorum. 1 saat kadar dinlendikten sonra odama çıktım. Üstümü değiştirdim. Kapım çaldı ve içeriye Can girdi;

Can: Olayları Ecrin anlattı. Nasılsın?
Emir: İyiyim. Bir problem yok.
Can: Derigiyenler demek ha? Düşman olmadığımız bir zombi derisi giyenler eksikti.
Emir: Cidden öyle. Problem düşman olmamız değil. Kaç kişiler bilmiyoruz. Zombi gibi haraket ediyorlar. Çok dikkatli olmalıyız.
Can: Evet. Eğer sayıları fazlaysa işimiz cidden çok zor.
Emir: Evet öyle.
Can: Liderlikten çekildiğin gün konuşamadık. Apar topar dışarı çıktın. O gün neler oldu?
Emir: Kahin ile konuştum. 25 Temmuz Alper'in doğum günüydü. Onun yasını tutmak için dışarı çıktım.
Can: Vay. Sonunda yas tutabiliyorsun demek. Buna çok sevindim.
Emir: Bu ne demek Can? Beni duygusuz, kalpsizin teki olarak mı görüyorsun.
Can: Evet Emir. öyle görüyorum.
Emir: Değilim Can. Beni salgından önce tanısaydın duygusal bir insan olduğumu görürdün. O kadar duygusal ve kırılgan bir insandım ki, beni tanısaydın, bu çocuk asla zombi salgınında hayatta kalamaz derdin.
Can: Peki ne oldu? Şimdi neden böylesin? Ben senin gibi olamam Emir. Her şeyi boşvererek hayatıma devam edemem.
Emir: O duygusal çocuğu ruhumun derinliklerine gömdüm. Benden sana bir söz Can. Çok sevdiğimiz ve geri döndüremeyeceğimiz insanlar, onları her hatırladığımızda bizi tekrar tekrar terk eder.

Can'ın gözleri doldu ve sesi titriyordu;

Can: Ben duygusal tarafımı gömemiyorum Emir. Aile senin için ne demek? Doğduğun ev mi? Ait hissettiğin insanlar mı? Benim için ait olduğumu hissettiğim insanlar ailemdi. Zaten ailesiz büyümüş bir çocuğum. Ailem dediğim insanları kaybettim. Zeynep, Elvin, Samet. Hiç biri artık yok. Ölmek istiyorum Emir. Bu dünyadan nefret ediyorum. Ailemi özledim.
Emir: Bende ailem dediğim insanları kaybettim Can. Arkadaşlarımın hepsi Bursa'da kaldı. Bir tek Alper vardı ve o şimdi yok. Annem, babam, kardeşim hala yaşıyor mu bilmiyorum bile. Eğer yaşadıklarını bilseydim, onlar için her gün dua ederdim, hayatta kalmaya devam etsinler diye. Eğer öldüklerini bilseydim, onlar için dua ederdim, ruhları huzur bulsun diye. Ama bilmiyorum işte Can. Belirsizlik içinde kayboluyorum. Yarın ne olacağını düşünüyorum ama bilmiyorum. Belki ben öleceğim, belki sen. Kaybettiğimiz insanların hepsi, biz bu günleri görelim diye öldüler. Biz onlar için yaşıyoruz. Attığımız her adımda, aldığımız her nefeste onları yâd ediyoruz, onların hikayelerini devam ettiriyoruz. Onlar bizi uzaktan izliyor ve bize gülümsüyorlar Can. Toparlanmalıyız, bize sundukları bu hayatı, bir olarak devam ettirmeliyiz. Onlar için yaşamaya devam etmeliyiz Can.

Can bana sıkıca sarıldı. İkimizinde gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

Can: Sen ve ben. Eski küçük grubumuzdan gidenler için. Başarmak zorundayız.
Emir: Başaracağız.

Can ufak bir tebessüm etti ve odamdan ayrıldı. Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Kahin'in yanına uğramak istiyordum. Odasına gittim ama bana cevap vermiyordu. Garip ve sinirli duruyordu. Sanırım konuşmak istemiyordu. Dışarı çıkarak Murat'a ve av birliğine başımdan geçenleri anlattım. Artık herkes Derigiyenler'e karşı tetikte olmalıydı.

Birkaç gün dinlenip tekrar yola çıkacaktım. Ecrin ile yarım kalan bir maceramız vardı ve bunu tamamlamalıydık. Bu süreçte Murat'ın benden isteği üzerine odama çıkıp buranın eksiklerinin inşa programına başladım...
*

Rümeysa

Uzun zamandır ihtiyacım olan uzun bir uykuydu ve ben yıllar sonra bu ihtiyacımı harika bir şekilde karşılamıştım. Çok enerjik ve dinç bir şekilde uyandım. Üstümü giyindim ve kahvaltımı yaptım. Bugün Arda, Yusuf ve 11 muhafız ile şehir hastanesine gidip işe yarar her türlü ilaç, serum tarzı şeyleri alacağız. Rüstem ise burayı güçlendirmenin yollarını arıyor. Büyük bir ekiple ağaç kesiyorlar, civarda ki yarım kalan inşaatları bulup çivi, asfalt, beton gibi malzemeleri kamyonlarla topluluğa taşıyıp güçlü bir merkez inşa etmek için uğraşıyorlar. Hedefimiz 2 topluluğu birleştirmek. 1 yıl içerisinde herkes Muhafızlar'a taşınacak ve Toplayıcılar kampı depo  olarak kullanılacak. Bu devirde ham madde bulup inşaat ile uğraşmak çok uzun süren bir iş. Tek bir çatı altında toplanmak çok daha mantıklı. Rüstem'i kötü biri olarak görüyordum ama sanırım artık böyle biri olmadığına kanaat getirdim. Güçlü bir kişiliği ve zekası var. Tam bir yönetici olduğunu düşünüyorum. Burada ki herkes ona saygı duyuyor ve onu seviyor. Bencil biri olmadığını her haraketinden anlayabiliyorum. Üstelik Reyhan ile olan davasında tamamen haklı olduğunu düşünüyorum. Ecrin beni terk etmeyi tercih etti ama artık onun için endişelenmeyeceğim. Kendi ayaklarının üstünde durabilicek, kendi kararlarını verebilecek yaşa geldiğini kabul etmek zorundayım. Yusuf ve Arda beni her konuda destekliyor ve bu benim için çok önemli. Daha önemli olan ise buranın lideri Rüstem'in desteğiydi. Rüstem'de beni destekliyor ve fikirlerime önem veriyor. Bende onu desteklemeye karar verdim. Sanırım bu hayat benim için daha iyi.

DİRENİŞ-1 "Ölülerin Çağı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin