S3B8- Ormanın Sınırları

97 17 56
                                    

●Emir

Gözlerimi açarak yavaşca doğruldum. Uzun bir uykunun sonunda enerjimi yeteri kadar toplamıştım. Kafamın soluna aldığım darbe,başımn ağrımasına sebep oluyordu. Üstümü giyinerek kahvaltı yapmaya gittim. Can tek başına oturarak birşeyler atıştırıyordu. Elime tabağımı alarak yanına geçtim;

Emir: Afiyet olsun. Oturabilir miyim?
Can: Sana da. Oturabilirsin.
Emir: Nasılsın?
Can: Bok gibi. Sen nasılsın?
Emir: Bende bok gibiyim. Dün gece ölebilirdik. Şimdi ise ormanın bir kısmının kontrolünü onlara verdik ve bizden savaş tazminatı olarak malzeme isteyecekler. 10 tane çapulcuya bunları verecek olmamız Reyhan ve buradakiler tarafından iyi karşılanmayacak. Bu malzemeler için çok çabalıyoruz. Ancak üzüldüğüm şey malzemeler değil. İnsanların bana olan güveni. Burada ki insanların ve Reyhan'ın güvenini kazanmışken bunların olması güzel olmayacak. Daha iyi bir lider olmalıydım. Sanırım asla hayal ettiğim kadar iyi bir lider olamayacağım.
Can: Saçmalama Emir. Harika bir lidersin. Buraya gelmeden önce burası sürekli isyan eden, berbat bir yerdi. Bir de şimdiye bak! 1 sene. Sadece 1 senede bunları yaptın. Bunları senin yerinde olan başka kimse yapamazdı. Zeynep öldü, insanlarımız öldü ancak sen bir saniye bile yas tutmadan toparlandın. Tanıdığım en güçlü insansın.
Emir: Her zaman daha iyisini yapmazsam işler daha kötüye gidecek. Kahvaltıdan sonra dün gece olanları halka anlatacağım. Sonra Rümeysa ile birlikte Son Jenarasyon'a gideriz. Durumu Reyhan'ın bilmesi gerek.
Can: Tamam. Ben kahvaltımı bitirdim. Halkı bahçeye toplarım. Hazırlan ve gel.
Emir: Tamam Can. Teşekkür ederim.

Kahvaltımı bitirdikten sonra ağır adımlarla bahçeye yürüdüm. Halk işlerini bırakıp toplanmış vaziyetteydi. Yanlarından geçerek gözcü kulesine çıktım. Tüm gözler benim üzerimdeydi. Derin bir nefes aldım, eğik duran kafamı ve kambur duran vücudumu en özgüvenli şekle sokarak, sert bir ses tonuyla konuşmaya başladım;

Emir: Günaydın Muhafızlar halkı! Bu sabah buraya toplanmamızın bir nedeni var. Bir lider olarak burası için her zaman en doğrusunu yapmaya çalıştığımı biliyorsunuz. Bugün de dün gece yaşanan olayları hepinize anlatarak en doğrusunu yapacağımı düşünüyorum. Beni eleştirebilir, hatta bana ağır ithamlarda bulunabilirsiniz. Ancak unutmayın, kişiliğimde her zaman intikamını alan ve her zaman daha güçlü dönen asil bir kudret bulunmakta! Şimdi konumuza dönelim.
Av grubumuza saldıran, ormanda yaşayan, maskeli bir örgüt var. Bu örgütü dün öğlen başlayan bir operasyon ile çökertmeye çalıştık. Ancak başarısız olduk. Ormana bizden daha çok hakim olmaları, savunmanın verdiği tuzak gibi avantajlar ile gece esir düştük. Bir anlaşma sayesinde bugün buraya canlı bir şekilde gelebildim. Bu anlaşmanın şartları ise ormana bir sınır çizmek ve bize verilen sınırlar içerisinde kalmak. Ayrıca canlarımızı bağışlama bedeli olarak bizden bir defaya mahsus yiyecek,içecek,ilaç gibi hayatta kalmamız için çok önemli olan malzemeler isteyecekler. Bunu onlara vermek istemiyorum. Ancak ben sözünde duran bir liderim ve istediklerini vereceğim. İnanın bana verdiğimin kat ve kat daha fazlasını geri alacağım. İstedikleri miktara bağlı olarak, belki 1 gün belki 1 hafta herkes 1 öğün daha az yemek,daha az su içmek zorunda kalabilir. Bu durum bana olan güveninizi kırdıysa, hepinizden özür diliyorum. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. İşinize dönebilirsiniz.

Kalabalık kendi arasında homurdanarak yerlerine geri dönerken Rüstem hala aşağıda beni bekliyordu. O buranın eski lideriydi. Aşağıya inerek yanına gittim.

Emir: Bir şey söyleyecek gibi duruyorsun.
Rüstem: Evet. Demokrasiye inanır mısın?

Bu sorudan sonra aklıma Okul'a taşındığımızda Alper'in bana söylediği söz gelmişti. "Bu dünyada demokrasi yok".

Emir: Neden?
Rüstem: İyi bir lidersin. Bende öyleydim. Benim için burada ki halk defalarca isyan etti. Sen lider olunca herkes sustu. İnsanlar böyledir. İlk hatanda homurdanmaya başladılar. Burada ki halkı birazcık tanıyorsam, sonra ki hatanda isyan edip beni lider yapmaya çalışacaklar. Çünkü ben hepsine umut verdim ve hayatta tuttum. 1 hafta sonra bir seçim yapalım. Kazanan lider olsun. Ben kazanırsam seni yardımcım yapacağım.
Emir: Seni hücrenden çıkartarak hata etmişim. Doğru söylüyorsun. İnsanlar böyle. Sana kimse güvenmiyordu ancak ben güvendim ve sana yeni bir hayat sundum. Hücrede çürümeyi hakediyormuşsun. Gardiyanlar. Bu herifi geldiği deliğe tıkayın.
Rüstem: Yanlış yaptın genç adam. Bende senin gibi intikamı severim.

DİRENİŞ-1 "Ölülerin Çağı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin