Alper
Oldukça yoğun geçen bir haftanın sonunda, oturup dinlenme fırsatı bulmuştum. Penceremin önüne çektiğim tekli koltuğun üzerine iyice yayılarak, dolunayı izliyor ve sigaramı içiyordum. Düşünecek o kadar çok şeyim vardı ki, hangisinden başlamalıyım diye düşünmekten dolayı hiçbir şey düşünemiyordum.
Esila'nın yansıması belirdi penceremde. Yansımadan birbirimize bakarak göz göze geldik, bana doğru adımlar attı ve önüme geçti.
- Birileri çok düşünceli gözüküyor. Söyle bakalım, ne düşünüyorsun?
Dedi. Nazikçe kucağıma oturdu ve ellerini enseme götürerek yanağıma ufak bir öpücük kondurdu.
Derin bir iç çektim ve gözlerinin içine baktım;
" Emir'i ve olacakları düşünüyorum."
- Neden?
" Bilmiyorum Esila. Buraya gelmeden önce Emir'e hangi işkenceleri yapsam rahatlarım diye düşünüyordum. Kahin'e onu özlediğimi ama asla affedemeyeceğimi söylemiştim. Ama o şimdi baba olacak. Onu tamamen affetmek istiyorum. Ama hala bunu yapamıyorum. Sen ve Kızagan sayesinde ona olan nefretimi azalttım ama hala bir şeyler eksik anlıyor musun? Baba olacak olmasına çok seviniyorum ama olmuyor. Onun gözüne bakıp seni affediyorum diyemem. Bunu yapamam."
- Sen elinden geleni yaptın. Buraya onu ve diğerlerini korumak için geldin. Ona zarar vermedin ve vermeyeceksin. Bazı hatalar kendiliğinden affedilmez. Sana yaptığı şeyden dolayı pişman olduğunu görmek istiyorsun. Bırakda kendini o affettirsin. Bazı şeyler zamanla olur.
" Belkide haklısın. Ondan bir özür bekliyorum. Ama hala benden özür dilemedi. Hala inatçı bir keçiden farkı yok."
- Emir'i neredeyse hiç tanımıyorum Alper. Ama seni gördüğünde hissettiği duyguları anlayabildim. Emir seni çok seviyor ve özür dileyecektir. İnan bana sana yaptığı şeyin vicdan azabını hala çekiyor. Önce kendinden, sonra senden özür dileyecek.
" Umarım öyle olur. O benim. O benim kardeşim."
Esila gözlerimin içine baktı ve gülümsedi.
- Hadi kafanı dağıtalım. Diğerlerininde ihtiyacı vardır.
Telsizimi alarak Kızagan, Rümeysa, Kral'a bahçede buluşma haberi verdi. Üzerimize hırka giyinerek aşağıya indik. Rümeysa ve Kızagan yan yana yürüyorlardı.
" Bunlar birlikte mi geliyor? Siktir. Evleri farklı yerlerde değil miydi?"
- Evet farklı yerlerdeydi. Kızagan'a bak sen.
" Hahaha! Çok korkunç bir çift olmuşlar!"
- Evet. Kızagan'ın yanında birini görmek beni çok mutlu etti.
" Kesinlikle. Neyse, çaktırma."
- Tamam tamam, merak etme.
Kral'da uzaklardan belirdi. Herkes yanımıza geldi.
" Kamp ateşi yakalım mı?"
- Olur. Ben odun kırarım siz oturun.
Dedi Kızagan. Kral sinsi bir gülümsemesinin ardından;
- Erkek ya. Kaslı kollarıyla odun kıracak.
Kızagan arkasını dönerek Kral'a baktı ve;
- Sende bana katılsana. Bir şeyleri kırmayı hatta ortadan ikiye ayırmayı çok seviyorum.
Dedi. Kral Kızagan'ın sert cevabı üzerine sessiz kalma joker hakkını kullanarak Kızagan'ı geçiştirdi. Herkes sessizce oturuyorken ayağa kalktım ve;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİRENİŞ-1 "Ölülerin Çağı"
Fantasiaİzmir'e üniversite okumaya giden 2 yakın arkadaş Alper ve Emir kendilerini, kökeni bilinmeyen, beyinsel, son derece tehlikeli ve bulaşıcı olan bir salgının içerisinde bulur. Zombi salgını modern dünyayı kasıp kavururken, devletlerin çökmesi sonucund...