Herkese merhaba :) yorumlarınız ve oylarınız için teşekkür ederim. biliyorum iki haftadan önce yazamıyorum ama hak verirsiniz ki okulum var ve dersler yoğun. ama önümde iki haftam var sınavlarla dolu. mayısın ortalarından sonra artık haftada bir rahatça yazabileceğimi düşünüyorum. şu ana kadar okumaktan vazgeçmeyip devam edenlere çok teşekkür ederim.
daha fazla yazmayayım hepinize iyi okumalar.
NOT: BÖLÜM SONUNDAKİ NOTU LÜTFEN OKUMADAN GEÇMEYİN :)
------------------------
Tam nefessiz kalacağımı düşündüğüm anda dudaklarını çekti ve alnını alnıma yasladı. Bu an o kadar muhteşemdi ki. Elleri yanağımdaydı, ellerim ellerinin üzerindeydi. Keşke birileri fotoğrafımızı çekseydi. Gözlerimi cesaretlenip açtığımda Güven'in de bana baktığını gördüm. Gülümsedim.
- Bu yaptığıma inanamıyorum.
- Ben de bu yaptığına inanamıyorum." Dedim ve geri çekildim. Ellerimizi bırakmamıştık. Vücutlarımız birbirine değiyordu arada boşluk kalmamıştı.
Bir süre daha bakıştık ve tam ağzını açıp bir şey söyleyecekken telefonum çaldı. Oflayarak elimi çektim ve telefona baktım. Aslında açmasam da olabilirdi ama arayan annem olduğu için açmamak gibi bir şansım yoktu. Güven'e üzgünüm bakışları atarak biraz uzaklaştım ve telefonu açtım.
Neredesin ne yapıyorsun ve kiminlesin temalı konuşmalardan sonra en sonunda asıl konuya gelmişti.
- Aslında sana söylemek istediğim önemli bir şey vardı.
- Neymiş o?
Titrek bir nefes aldı ve bu bana onun ağladığını düşündürdü.
- Test sonuçlarınla ilgili. Sonuçlar çıktı. Eve geldiğinde konuşuruz güzelim. Bekliyorum. Çabuk gel.
- Tamam.
Telefonu kapatıp gözlerimi yere diktim. Acaba sonuçlar kötü mü çıkmıştı? Durumum zaten iyi değildi ama en azından daha kötü olmasını engelleyecek ilaçlar kullanıyordum.
- Yonca.
Güven'in sesini duyunca belki de bu anın tadını çıkarmalıyım diye düşünüp gülümseyerek ona döndüm. Aman Allah'ım! Bu çocuk çok tatlıydı. Ve az önce beni öpmüştü.
- İyi misin?
Aptal gibi gülümsememe devam ediyordum.
- Nasıl kötü olabilirim ki?
Gülümsedi. Az önceki lafımı geri alıyordum asıl şimdi çok tatlı görünüyordu. Yanına gittim. Birlikte banka oturduk.
Ne söyleyeceğimi nasıl davranacağımı bilmiyordum. Sevgililik deneyimlerim hep çocukça kalırdı. Ama biz sevgili miydik? Arkadaş olmadığımız kesindi ama sevgili olduğumuz da muammaydı. Bunu ona sorsam olur muydu? Tabi ki olmazdı. Zaten her fırsatta beni küçük düşürmeyi kendine görev edinmişti. Şimdi ağzına laf veremezdim. Nasılsa bir şekilde belli olurdu.
- Uzun zamandır bu anı bekliyordum.
Bana döndü. Yüzümü ellerinin arasına aldı ve ben de gözlerimi kapatıp anın tadını çıkardım. Yanağımı okşadı. Şu anın gerçek olduğuna inanamıyordum. Tekrar telefonum çalınca yüksek sesle ofladık. Ellerini çekti ve arkasına yaslanıp çocukları izlemeye başladı.
- Şu telefonunu kırsam sonra yenisini alsam bana çok kızar mıydın?
Bunu ciddi bir şekilde sormuştu. Şaka mı yapıyor yoksa ciddi ciddi bunu düşünüyor muydu anlamadım ama cevap da vermedim. Arayana baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
Chick-LitGüven hayatıma girdiği anda bazı şeyler değişmeye başlamıştı. Bunu ilk zamanlar anlamamıştım ama geriye dönüp baktığımda gerçekler karşımda duruyordu. Kalbime girdiği anda ise ben değişmiştim. Her şekilde... O en umutsuz olduğum zaman karşıma çıkmış...