Uzun ve yorucu bir günün ardından sonunda eve gelebilmiştim. Geldiğimde annem evdeydi. İlk önce şaşırsam da sesimi çıkarmadan odama gittim ve okul formalarından kurtuldum. Daha sonra ellerimi yıkayıp aşağı indim ve benim için hazırlanmış olan masaya oturdum. ben yemeye başlayınca annem de geldi, karşıma oturdu.
- Nasıldı ilk günün?
- İyiydi. Garip insanlar yok değil ama şimdiden bir tane yakın arkadaşım oldu.
- Sevindim."deyip gülümsedi. Ne kadar benim için endişelenmediğini söylese de fazlasıyla endişe barındırdığını biliyordum. doktorun benim hasta olduğumu söylediği gün annem yanımda ağlamamak için büyük çaba sarf etmişti. Sonraki bir hafta boyunca da benimle göz teması kurmaktan kaçınmıştı. İçimdeki umudun yarısının sönmesinin sebebi farkında değildi ama kendisiydi. Çünkü böyle bir durumda bana en çok destek olan annem ve babam olmalıydı. Artık ilk haftalarda yaptıkları gibi ben yattıktan sonra sessizce konuşup ağlaşmıyorlardı. Gülmeye çalışıyorlardı. Sanki hasta olan ben değil, onlardı.
Yemeğimi yedikten sonra tabağımı ve kaşığımı alıp lavabonun içine koydum.
- Ellerine sağlık anneciğim.
- Afiyet olsun güzel kızım.
- Ben yukarı çıkıyorum, çok uykum var.
Tam mutfaktan çıkıyordum ki annemin sesiyle geri döndüm.
- Biraz konuşabilir miyiz?
Eve erken gelmesinin sebebini öğrenecektim anlaşılan. Gülümsedim ve kafamı salladım. Beraber salona geçtik ve üç kişilik kanepeye oturduk. Ellerimi tuttu ve derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
- Yarına yeni doktorundan randevu aldık. Bizim hastanede senin için özel bir oda ayarlandı. Doktorun benim bir arkadaşım ve seninle özel olarak ilgilenebileceğini söyledi. Yani demek istediğim..." tekrar derin bir nefes aldı. Söyleyeceği şeyler için doğru kelimeleri bulamıyor gibiydi. Cümlesini tamamlayıp ona yardımcı olmak isterdim ama ne demek istediğini anlamamıştım. Bu yüzden konuşmadan sadece izledim. "Mehmet Bey'in eşi psikolog."
Anında elimi çektim. Ne demek istediğini şimdi daha iyi anlamıştım. Benim psikoloğa falan ihtiyacım yoktu.
- Psikolog olması neyi değiştirir?" sesimin sakin çıkmasına ben de şaşırmıştım ama kontrollü olmam gerekiyordu. Sinirlenmem sadece benim zararımaydı ve göğsümün sıkışmasına neden oluyordu.
- Bak, sen beni yanlış anladın. Önce bir dinle."deyip tekrar ellerimi ellerinin arasına aldı. Dinlememin bir faydası olmayacaktı ama sinirlenmemem ve sakin olmam gerekiyordu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve içimden ona kadar saydım. Mavi gözlerimi annemin siyah gözlerine kilitledim. "Dinliyorum." Dedim.
- Yaşadıkların hiç kolay şeyler değil. Üstelik bu yaşta. Daha çok küçüksün." Sağ elini yanağıma koydu. "Sen benim bir tanemsin. Babanla benim yaşama sebebimizsin. Hastalığının çok başındaymışsın, bu yüzden diğer hastalara göre iyileşme ihtimalin çok yüksek. İki aydır çok farklı davranıyorsun. Önceki kadar neşeli, güler yüzlü, mutlu, hareketli değilsin. Belki farkında değilsin ama arada bir dalıp gidiyorsun. Bu süreçte en önemli olan şey senin moralin. Anlıyor musun?"
Ağlamaya başlayacağımı boğazımda oluşan yumrudan anlıyordum. Ama en son hastalığımı öğrendikten bir hafta sonra ağlamıştım ve o gün kendime daha güçlü olmam gerektiğini söylemiştim. İlk defa annemle hastalığım hakkında konuşuyorduk. Kafamı salladım. Ellerini çekti ve kucağına koydu.
- Mehmet Bey'e senin durumunu anlattık. Sonuçlarını inceledi ve bazı kişilik değişiklikleri yaşamanın normal olduğunu söyledi. Ama bunlar önemli değilmiş yani eşi sana yardımcı olmayı kabul etmiş. Bir iki kere konuştuktan sonra zaten önceki gibi olabilirsin."
![](https://img.wattpad.com/cover/24482154-288-k313059.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
Literatura FemininaGüven hayatıma girdiği anda bazı şeyler değişmeye başlamıştı. Bunu ilk zamanlar anlamamıştım ama geriye dönüp baktığımda gerçekler karşımda duruyordu. Kalbime girdiği anda ise ben değişmiştim. Her şekilde... O en umutsuz olduğum zaman karşıma çıkmış...