2.2

9.9K 477 29
                                    

Yalgıdan'
Gün boyu Emiri amele gibi çalıştırmıştım, sabırlı biriydi ben olsam bana bu kadar katlanamaz dosyaları kafama geçirirdim.
üzerimi değiştirerek set alanından çıktık.

Emir ağa''Sonun da kurtuldum senden.''

''Aa! Aşk olsun Emir ağa senin yerin de olmak isteyen kaç erkek var senin haberin varmı? Hem şanslı hem nankörsün ağa bozuntusu.''

Emir''Ağa bozuntusu öyle mi? Sen de ki bu cesaret nereden daha doğrusu kimden geliyor acaba Yalgı?''

''Ben Yalgı Marianoyum Emir ağa kimseye ihtiyacım yok kimseye de güvenmiyorum. Ben birisine yaslanarak hareket eden bir kadın değilim olmam da. ''

Emir''Kendine fazla güveniyorsun Herzemşah. Bunun sebebi merak konusu açıkcası. Lüks,para, şan şöhret için de doğdun öyle de ölüceksin. Hayat standartların fazla yüksek, asla maddi bir sıkıntı çekmemişsin bundan sonra da belli ki çekmeyeceksin de. Asıl senin yerin de olmak isteyen o kadar insan var ki Yalgı hayal bile edemezsin. Şimdi söyle bana Herzemşah ben mi şanslıyım yoksa sen mi şanslısın ?kim daha şanslı?''

''Yaşadığımız hayatta kimseye güvenmemek gerek Emir. Ve emin ol kendime olan güvenim senin düşündüğünden bile daha fazla malum orta da güvenecek birisi yok. Haklısın, ben lüks için de doğdum öyle de öleceğim muhtemelen. Biliyorum benim yerim de olmak isteyen o kadar insan,kadın var ki hayal bile edemem fakat bu şan- şöhretin,paranın, mükemmel görünen bir yaşamın bir de perde arkası var. Kafdağının görünmeyen kısmı gibi. Emin ol yaşadığım hayat göründüğü gibi mükemmel değil.Bu hayatta ki her şeyin bir bedeli vardır ve emin ol ben bu bedeli fazlasıyca ağır bir şekil de ödedim ödemeye de devam ediyorum. Bana diyorsun ya peki sen Emir ağa sen nasıl bir hayatta doğup yaşadın? Hayatlarımızın ne farkı var? ''

Dışarıdan böyle görünüyordu hayatım. Tek bir kelimeyle mükemmel görünüyordu fakat öyle değildi. Ben yıllarca altın kafeste yaşadım daha sonra hapishanemden kurtuldum fakat kabuslarımdan kurtulamadım.

Emir''Haklısın altın kaşıkta doğduk.''

Diyerek arkasını dönerek konağa girdi. Kendimi banyoya atarak duş almaya başladım.

''Ne zaman bitecek acılarım? Hani zaman her şeyin ilacıydı neden geçmiyor o zaman, yıllar geçti ama acılarım her geçen gün daha da canımı yakıyor.! Ben ölüyorum ruhumun öldüğü gibi zihinsel,fiziksel olarak ta ölüyorum! Her gün aynı şeyleri yaşamaktan bıktım usandım artık. Ben güçlüydüm değil mi? Ama ben güçlü olmak istemiyorum ki zeki olmak ,güzel olmak , zengin-ünlü olmak istemiyorum ki ben yaşadığım hayatı istemiyordum. Ben sadece mutlu olmak istiyordum ama yapamadım izin vermediler mutlu olmama izin vermediler!''

''Doktor olucaktım ben hastalarım olucak insanlara yardım edicektim ama olmadı küçücük hayalimi bile aldılar elimden''.

Ben istediğim değil mecbur bırakıldığım hayatı yaşıyordum çoğu insan gibi.
Duştan çıkarak geceliğimi giyindim.
Yatağıma uzanarak tavanı izlemeye başladım, her mutsuz insan gibi. Ben geçmişimi atlatamıyordum, karanlığımdan kaçamıyordum. Kapının çalmasıyla yataktan kalkarak 'gel' dedim.

Yasir''Yalgı hanım bu kutuyu kargo getirdi size gelmiş buyurun.''

''Tamam Yasir çıka bilirsin sen''

Ne kargosuydu bu şimdi nedense hiç iyi şeyler olacağını sanmıyordum.
Kutuyu açtım için de bir not fotoğraflar ve mektuplar vardı. Fotoğraflar ters döndürülmüştü o yüzden görünmüyordu.
Notu elime alarak okumaya başladım.
Kendimi tanıtayım  ben Aras . Bu kutuyu hazırlamak için çok uğraştım sonun da yapa bildim. O gün ayağıma sıkıp topuğunla bastırdığın da acımıştı fakat emin ol senin canın şimdi daha çok yanacak. Neyse fazla uzatmayalım hadi sana kolay gelsin.
-Aras Bozkurt

Yalgı Beria Mehru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin