5. BÖLÜM
Hatalarım varsa affola~~
---------------------------------------------------------------------
Geniş arabada sallana sallana ilerlerken kollarımı göğsüme bağlamış, oturduğum yerde iyice yayılarak camdan dışarıyı seyrediyordum. Hafif de uyuklamaya başlamıştım.
İlk olarak arabadaki herkes efsane gergindi. Ben hariç. Bir çoğu rahatsızlıkla yerinde kıpırdanıyor, bazıları da gözlerini boşluğa dikmiş öylece bakıyordu. Park Chanyeol bu dalıp giden gruptaydı.
Asla anlamıyordum bu kadar gergin olmalarını. Ya da ben fazla rahattım. Burası biraz muammaydı.
İkinci olarak bu lanet orman neden yirmi dakikalık mesafedeydi?!
Hayır adı eğitim ormanıysa neden askeriyenin içinde değildi.
Saçma sapan şeyler.
Tam ben büyükçe esnerken araba da sonunda durmuş ve Chanyeol'un askerlerinden biri kapıyı açıp inmemiz için kenara çekilmişti. "Sonunda." diye mırıldanarak kendimi arabanın dışına attım.
O sırada Chanyeol de inmiş bana, "En azından gerginmiş gibi davranamaz mısın?" demişti, "Gergin olmasam da beni geriyorsun istemsizce."
"İyi bir oyuncu değilim Park." diye mırıldanmıştım bende. Arabanın bizi bıraktığı yer daire şeklinde çimenlik bir alandı. Dairenin yarı çapı çok büyük olamamakla birlikte bitiminde aralıklı ağaçların bulunduğu bir orman vardı.
Komutan Park on askeri de etrafımıza dizdiğinde konuşmaya başladı, "Evet kuralların çoğunu biliyorsunuz fakat içinde bulunduğumuz durumda bazılarını değiştirdik."
İlgiyle ona döndüm. Kuralları sormak hiç aklıma gelmemişti. O da bunu biliyormuş gibi bana dönmüş ve tekrar konuşmaya başlamıştı,
"Kuralları uygun olması için değiştirdim. Sana uygun olmayan bir şey olursa söylersin."
"Tamam kaptan, devam et."
Bir süre bana bakmış, sonra kafasını yeniden askerlere çevirerek boğazını temizlemişti, "Pekala, önce adil olması için ormanın Kuzey ve Güney yarısı için kura çekeceğiz. Daha sonra da beş dakikalık bir sürede herkes kendi tarafında görev dağılımı yapıp dağılacak. Beş dakikanın sonunda burada, yanımızda getirdiğimiz asker, işaret tüfeğini ateşleyecek ve resmi olarak oyun başlayacak."
Bir süre durakladı ve soru gelecek mi diye bekledikten sonra tekrar devam etti, "Elinizdeki tüfeklerin normal tüfeklerden tek farkı boya topları atması fakat burada bir yasağımız var. Yüze ve ense bölgesine ateş edilmeyecek. Edeni kaynar suya atar derisini yüzerim."
Mayışık gözlerle onu izlerken kurduğu son cümle yerimde dikleşmeme neden olmuştu. Bu adamı pamuk şeker kıvamında zannederdim ben...
"İki yakada da tepelerde kırmızı ve sarı olmak üzere bayraklar var. Kuzeyde kırmızı, Güneyde sarı. Hangi grup bayrağı önce alır ve karşı tarafın bütün askerlerini oyun dışı ederse kazanır. Dikkatli olun, sadece bayrağı alması yeterli değil tüm askerleri oyun dışı bırakması gerekiyor. Vurulup oyun dışı kalan askerler ise üzerindeki işaret fişeğini ateşleyecek, aynı zamanda bilgi vermiş olacaklar. İşaret fişeklerini bölgeler belirlendiğinde dağıtacağız. Vurulanlar fişeği ateşleyip doğrudan bu alana geri gelecekler. Oyunda olan herhangi biriyle konuşmaları katiyen yasak." (Vuuu ortam açlık oyunlarına döndü dkbj)
"Zarar vermemek şartıyla yumruk yumruğa dövüşe girebilirsiniz ama üstünüzdeki tek silah elinizdeki tüfekler olacak. İki şarjör, Elli merminiz var ona göre davranın. Süre kısıtlaması da yok, oyun bitene kadar buradayız. Evet Yüzbaşım, eklemek istediğiniz herhangi bir şey var mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlüğü Gökyüzünde Aramak -ChanBaek-
FanfictionOnlar öyle onurlu adamlardı ki çakılmak üzerelerken bile uçaklarını terk etmezlerdi. ChanBaek - BaekYeol Kapak: LoeyxBacon