Adım Adım

133 12 59
                                    


29.Bölüm

Hatalarım varsa affola~~~~~~~~

---------------------------------------------------------

Düştüğüm derin uykudan yavaş yavaş uyanıp kendime gelmeye başladığımda hissettiğim ilk şey alnımda ve boynumda gezen yumuşak dokuydu. Kendimi zorlayarak gözlerimi açtığımda ise bunun peçete olduğunu anlamıştım. 

Chanyeol yatakta yanıma oturmuş, yüzünde ince iş yapıyormuş gibi bir ifade ile terleyen yüzümü siliyordu. Gözlerimi açtığımı fark ettiğinde ise kocaman gülümsemiş, tatlı gamzesini göstermişti bana.

Belli etmemeye çalışıyordu ama ben görebiliyordum gülümsemelerinin gözlerine ulaşamadığını. Onu aşırı korkutmuştum, öyle çok korkutmuştum ki geceleri beş dakika bile gözünü kapatamaz olmuştu. Ağrıdan uyandığım her seferinde başımın ucunda olmasını da bu açıklıyordu. Bir de kan çanağına dönmüş gözleri.

Aklımdan geçenlere nazaran karşımdaki Badem oğlana küçük bir gülümseme vermiş, sağlam olan elimi kaldırıp yanağındaki çukuru sevmiştim güzelce. Hareketime kayıtsız kalamamış, elimi avcuna alıp kokulu bir öpücük bırakmıştı.

"Bugün daha iyi uyandın."

"Hm, ağrım yok çok fazla. İlaç mı yaptılar yine." Kısık sesimle sorduğum soruya hayır anlamında kafa sallamıştı, "Az sonra gelecekler ama bu iyi sanırım. Ağrının olmaması güzel." Gülümsemiştim yine. Bence de güzeldi.

Başparmağım ile avcunun içini okşayarak gözlerinin içine bakmıştım, "Eğilsene." Anlamadığı için şaşkın şaşkın suratıma bakarken tekrar etmiştim. Yüzünü temkinle yüzüme yaklaştırdığında ise daha fazla dayanamamış, elini bıraktığım gibi ensesini kavrayarak sesli ve sulu bir biçimde önce iki yanağını da öpmüş, yine aynı şekilde yanağını öper gibi dudaklarına da sesli bir öpücük bırakmıştım.

"Oh, bak nasıl günüm aydı şimdi."

"Ya, sana aniden yapma demiyor muyum şöyle şeyleri."

Kızarak kulakları beni gülümsetirken odanın kapısı tıklanmış, çalışanlardan biri yemek tepsisini bırakıp geçmiş olsun diyerek odadan çıkmıştı. Chanyeol'un bana bakmadığı sırada yüzümü buruşturmuştum. Şu bir buçuk hafta içinde en nefret ettiğim şey yemek saatleri olabilirdi. İlk birkaç gün o kadar çok ağrı kesici ve antibiyotik veriyorlardı ki asla yemek tutamaz olmuştum midemde. Daha sonra ağrı kesicilerin dozunu yavaş yavaş azalttıklarından mütevellit bu sefer çoğalan ağrılarım midemi bulandırmış, kusmuştum yine sürekli.

Anlayacağınız üzere yemek düzenim tamamen mahvolmuştu ve bu konuda elimden gelen hiçbir şey yoktu.

Chanyeol'ü üzmemek için zorlayabildiğim kadar zorluyordum kendimi ama sonu yine kusmamla bitiyordu. Badem oğlanım yakın zamanda çok şükür bunu fark ettiği için artık aşırı yemem için zorlamıyordu ama bu sefer ben kötü hissediyordum. Bir dakikalığına bile yanımdan ayrılırken tereddüt eden bir sevgilim vardı, ona borçluymuşum gibi hissediyordum.

Chanyeol tekerlekli masayı önüme çekip yatağın sırtını biraz daha oturur bir pozisyona getirdiğinde yavaşça doğrulmuş, sırtımı destekleyen iki yastığı düzeltmiştim. Bu sırada da Güzel bebeğim tepsinin kapağını kaldırmıştı bile.

İlgisiz bir şekilde kaşığı ve çatalı silerken, "Doktorunla konuştum sabah, vizite gelmişti ama uyuyordun." demişti. Ağzıma doğru uzattığı kaşıktaki çorbayı içip, "Ne dedi?" diye sormuştum. Bu sırada çorbadan bir kaşık daha uzatmıştı.

Özgürlüğü Gökyüzünde Aramak -ChanBaek-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin