Dokunmaktan Korkmak

147 15 42
                                    


23.Bölüm

Hatalarım varsa affola~~~~~~~~

Kontrol etmeden atıyorum, yazım yanlışları olabilir

----------------------------------------------


O cümleyi duyar duymaz kapıyı açıp nasıl kendimi dışarı atmıştım ben de bilmiyordum. Koşa koşa merdivenlerden çıkıp kendimi koridora atmamla birine çarpmıştım fakat kime çarptığım o an gram umurumda değildi. Aklımda dönüp duran tek şey güzel sevgilimdi.

Onun canını yakmışlardı, benim sevgilimin canını yakmışlardı. Şimdi ne haldeydi?

Çarptığım kişiyi umursamadan yanından geçip gidecektim ki yine aynı kişi omuzlarımdan tutmuş, beni bir güzel sarsmıştı. Bilincim az da olsa yerine gelirken bu kişinin Kyungsoo olduğunu fark etmiştim. Bana bir şeyler anlatmaya, sesini duyurmaya çalışıyordu.

"Baekhyun, Baekhyun bana bak. Bana bak, ne duydun bilmiyorum fakat şu an sadece sakin olman lazım tamam mı? Resmi haber gelene kadar kesin hükümlü olamazsın duydun mu? Daha ne olduğunu bilmiyoruz, durumun nasıl olduğunu bilmiyoruz ve şu an yapabileceğimiz en iyi şey düzgün düşünmek. Kendine gel!"

Beni sarsa sarsa kurduğu cümleler hiç umurumda değildi, benim bebeğimin canı yanıyorlardı bir yerde ve yanına bile gidemiyordum.

"Kyungsoo," diye mırıldanabildim sadece, baştan aşağı tüm vücudum titriyordu, "Kyungsoo, Chanyeol-"

"Şhh, sakın. Sakın Baekhyun."

Aklımda geçen ihtimali fark ettiğinde beni setçe uyarmış vücudumu kolunun altına çekip beni kendi odasına doğru yürütmeye başlamıştı. Az önce farkında olmadan Chanyeol'ün odasına koştuğumu yeni yeni anlamıştım.

Derin ve sesli nefesler alırken odasına gelip kapısını açtığında içeride volta atan Jongdae beni görüp yanıma koşmuş, yandan sıkıca sarılmıştı. Kyungsoo da bu sırada elini çekmiş Jongdae'ye hitaben, "Gidip bilgi almaya çalışacağım. Onunla ilgilen, saçma sapan bir şey yapmasın." demişti.

Uyarı vermesi iyi olmuştu aslında, yoksa her an albayın makam arabasını çalıp tüm hastaneleri gezebilirdim.

Jongdae onu onayladığında ise hızlıca odadan çıkmıştı.

Beraber koltuğa oturduğumuzda omzuma sardığı eliyle kolumu sıvazlarken, "O iyidir eminim, endişelenme." demişti.

Derin bir nefes aldığımda aklıma dolan kötü ihtimallerin hepsini savuşturmaya çalışıp dediğini yapmaya çalıştım fakat olmuyordu işte. Onun acı çektiğini bile bile burada oturmak benim için Çin işkencesinden farksızdı.

İyi olacaktı, iyi olmalıydı bana söz vermişti o. Sözlerini tutmalıydı, sözlerini tutmazsa eğer bir daha nasıl güvenecektim ben ona. 

Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde Jongdae omzumdaki kolunu iyice sıkılaştırmış bana destek olmaya çalışıyordu. O da ne diyeceğini ve ne yapacağını bilmiyordu, sonuçta söz konusu badem oğlan onun da yıllardır arkadaşıydı. İç çekip yumruklarımı sıktım, Chanyeol'un iyi olduğunu görene kadar ağlamak yasaktı bana. O saçlarımı okşamıyorken ağlamayacaktım.

Ne kadar olduğunu anlayamadığım bir süre boyunca sessizce oturup en ufak bir haber beklediğimiz sırada Kyungsoo içeri girmişti. Jongdae ve ben oturduğumuz yerde anında doğrulurken tekrardan titremeye başlayan ellerimi umursamadan umutla karşımdaki sinirli görünen adama baktım. Dudaklarının arasından çıkacak ufacık bir olumlu kelimeye razıydım.

Özgürlüğü Gökyüzünde Aramak -ChanBaek-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin