Bir Sonraki Adım

113 18 57
                                    


17. Bölüm

Hatalarım varsa affola~~~~~~~~~~~

-----------------------------------------------------------

Attığım sert adımların çıkardığı tok ses yüzünden çevredeki herkesin gözü en az bir kez bana değiyordu. yine de umursamadan yoluma devam ediyor, baş ağrımın ve askerlerimizin beni beklediği kapalı atış poligonuna ilerliyordum.

Sehun yaralanalı bir haftaya yakın oluyordu. Desteksiz yürümeye başlayana kadar revirdeki hasta odalarından birinde kalacak, daha sonra ise yavaş yavaş eğitimlere tekrar başlayacaktı.

Poligona vardığımda gürültülü bir şekilde kapıyı açmış, arkamdan sertçe kapamıştım. Biraz fazla sert olmuş olacak ki, kulvarların arasındaki şeffaf bariyerler titremişti. Umursamandan herkesin bana attığı şaşkın bakışlar eşliğinde ilk önce elimdeki ajandayı masaya fırlatmış, kimsenin yüzüne bakmadan orta kulvara ilerleyerek silahı elime almıştım.

"Hareketli atış talimi yapacağız, ilk beni izleyin."

Sinirden sesim bile titriyordu. Bu kadar sinirlenmiş olmama daha da sinirlenirken tek elime aldığım silah ile karşıda sağa sola hareket eden insan şeklindeki hedefe art arda ateş etmeye başlamıştım.

Bir şarjörü hedefin kafasına tamamen boşalttığımda bile sinirim geçmemişti. Gidip o şerefsiz meymenetsiz herifin otuz iki diş sırıtan suratını yerlere sürtüp ateş çıkarmak istiyordum.

Alıp verdiğim sık nefesler ile şaşkınca beni izleyen dokuz askere dönmüştüm. Şakasız hepsi aynı anda irkilmiş, ben emir vermeden kendi kulvarlarına geçmişti.

Bir iki adım geri çekilip gözümün önüne düşen saçlarımı sertçe arkaya ittiğimde omzumda hissettiğim el ve hemen ardından konuşan yumuşak ses beni daha iyi hissettirmemişti açıkçası.

"Baekhyun? Ne oluyor, neden bu kadar sinirlisin?"

Evet, şu an bana bu soruları soran yeryüzündeki en boncuk gözlerinin sahibi olmasaydı, sinirimden çok güzel nasibini alırdı.

"Suratına yumruğumu geçirmek istiyorum!" Diye bağırdım, sadece biraz ileride şaşkınca ikimizi izleyen askerlerimizi umursamadan.

"Bana sırıtan yüzünü tutup duvarlara sürtmek istiyorum! Neden yapamıyorum, asker diye mi? Siktiğimin askeri. Ondan çöpçü bile olmaz!"

Ellerimi sallayarak ve bağırarak konuştuğumdan, birkaç kere yerinde irkilerek dinlemek zorunda kalmıştı beni. Daha az sinirli olsaydım onu korkutmamaya çalışırdım elbette ama maalesef o Baekhyun'a şu an ulaşamıyorduk.

"Kimi, a-anlamıyorum?"

Maalesef göğsümde büyüyen sinir ile yine onu umursamamak durumunda kalmıştım, "Neden bekliyorum ki zaten?! Gidip ağzına sıçacağım!"

Tam kapıya yönelmiştim ki göğsümden kavrayıp beni durdurmuştu,

"Hey hey! dur bir dakika. Sakinleş tamam mı?"

Göğsüme sardığı eliyle yavaşça geri geri ilerletip beni az önce kendisinin oturduğu sandalyeye oturttuğunda kendimi tutamamış yine bağırmıştım.

"O pezevenk, kendi ırkına düşman herif askeriyede dolaşırken mi!? Sen de ona sinirli değil miydin zaten? Hadi gel beraber dövelim onu Chanyeol!"

Hızlıca tekrar ayaklandığımda omuzlarımdan tutup beni oturtmuş, sonra arkasındaki Minho'ya dönmüştü.

"Su getir bize Minho."

Özgürlüğü Gökyüzünde Aramak -ChanBaek-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin