10.BÖLÜM
Hatalarım varsa affola~~~~~~~~~~~~~~~~~~
------------------------------------------------------------------------------------
Öğleden sonra saat dörde gelirken yemekhanede oturmuş, elimde kalemle yeni tasarladığım hareketin olabilirliğini hesaplamaya çalışıyordum.
Öğleden önce yine eğitim uçuşlarıyla geçmişti ve öğleden sonra ise Chanyeol'ün yakın dövüş dersleri vardı. Beni yorulduğum gerekçesiyle yanından kovmuş, güya dinlenmeye yollamıştı. Ben de odamda sıkıldığımdan yemekhaneye inmiştim.
Zor bir denklemi çözmenin gururuyla gülümserken gelen gülüşme sesleriyle kafamı merdivenlere çevirdim.
Baş ağrım dün gelen muşmula suratla merdivenleri iniyordu. Aynı zamanda gülüşüyorlardı da. Kaşlarımı çatıp birkaç saniye onları izledim sonrasında ise hemen kafamı eğip denklemlerime geri dönmüştüm.
Arkadaş edinebilirdi tabi ben buna karışamazdım ama Kyungsoo ve Jongdae varken bu meymenetsiz herifle ne işi vardı bu baş ağrısının?
Kafamı iki yöne salladım. Beni ilgilendirmiyordu. Tam her şeyi aklımdan atmış iyice sayılara odaklanmışken bana seslenilmesiyle yine başımı kaldırıp gelen ikiliye bakmak zorunda kaldım.
"Seni dinlen diye yolladım Byun."
"Neden seni dinleyeyim ki?" Diye homurdandım huysuzca. Sonra da ikiliyi umursamandan kafamı tekrar kağıda eğdim.
Chanyeol beni yine rahat bırakmadı. Önümden sandalye çekildiğini duydum. Kısa süre sonra da beyin hızıma yetiştirmek için üstün çaba göstererek hareket ettiğim kalemim elimden çekildi. İç çekip, yine kafamı kaldırmadan kalem tuttuğum elimle yüzümü sıvazladım.
"Ne oldu yine Baekhyun?"
O sırada diğer 'yüzbaşı' da bir sandalyeyi çekerek masada bize katılmıştı. Kısa bir an için ona bakarak umursamadan kafamı yine baş ağrıma çevirdim.
"Ver onu."
Anlamamışçasına suratıma bakarken açıkladım, "Kalemim, Park. Kalemimi ver!"
Bir saniyeliği afalladı, hemen ardından göz devirerek boş olan eliyle elimi tutmuş, diğer ellimdeki kalemi elime tutuşturmuştu.
"Hani diyorum üç saat içinde ne oldu da moralin bu kadar bozuldu. Sabah gayet normaldin?"
"Her zamanki halim." Diye mırıldanıp önümdeki kağıda eğildim. Kendimi onlara kapatma gereksiniminde hissetmiştim.
Ben denklemime geri dönerken meymenetsiz herif yanıma geldiklerinden beri ilk defa bir cümle kurdu, "Diğer bütün ekipler beraber çalışma yapıyorlar. Sen neden tektin."
Aloo diye bağırasım gelmişti, sana ne be adam, sana ne!
Elimdeki kalemi sıkarken asla kafamı kaldırmadım. daha da hızlanan elimle kağıda sayılar ve harfler karalamaya devam ettim.
"Biz de beraber eğitim seansları yapıyoruz zaten. Sabah Baekhyun uçuş eğitimi veriyordu, neredeyse dört saate yakın sürekli piste in kalk yaptığından dinlenmesi için gönderdim ama burada buldum kendisini."
Son cümleyi bana bakarak söylediğini hissetmiştim ama yine kafamı kaldırmadım.
"Niye beraber yapmıyorsunuz ki? Daha çabuk hallolur."
"Baekhyun Alaya geldiğinden beridir Hava taarruzunda öncül kuvvet. O ve onun seçip eğittiği askerler çıkıyorlar operasyona. Zaten kışlada en iyi uçak uçuran o."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlüğü Gökyüzünde Aramak -ChanBaek-
FanfictionOnlar öyle onurlu adamlardı ki çakılmak üzerelerken bile uçaklarını terk etmezlerdi. ChanBaek - BaekYeol Kapak: LoeyxBacon