Kalmak ya da Kaçmak

122 15 48
                                    


22.Bölüm

Hatalarım varsa affola~~~~~

-------------------------------------------------------------------

"Baekhyun, Meleğim. Uyan da gitmeden bir göreyim seni. Hadi."

Sırtımı pat patlayan el ve duyduğum cümle ile bilincim yavaş yavaş yerine gelirken gözlerimi açmış, sevdiğim oğlanın badem gözlerine bakmıştım. Nereye gidiyordu ki? Baş ucu lambasını yaktığından odayı dolduran loş ışık üzerindeki kamuflajı, yeleği ve teçhizatı görmemi sağlarken içim titreyerek yerimde doğruldum.

"Nereye?" Sorusu uykudan boğuklaşmış sesimle ağzımdan çıkarken cevabı biliyordum aslında. Yaklaşıp saçlarımı koklaya koklaya öptükten sonra geri çekilmişti.

"Özel operasyon vakti gelmiş benim için sevgilim. Seni görmeden gitmek içimden gelmedi, ondan uyandırdım."

Bir kere daha yaklaşıp bu sefer yanağımı öpüp geri çekilmişti, "Uyumaya devam et tamam mı? Saat daha çok erken. Ben gelince görüşürüz."

Sözlerine dayanamayıp boynuna sarıldığımda o da sıkıca belimi sarmıştı, "Dikkatli ol Chanyeol, lütfen sevgilim."

Sırtımı sıvazlarken, "Olacağım." demişti, "Dikkat edeceğim Meleğim, aklın bende kalmasın."

"Sence bu mümkün mü?" 

Kafamı hafifçe geri çekip dudaklarımı dudaklarına yaslamış, duygulu bir öpücük başlatmıştım. Bir süre öylece birbirimizin dudaklarında nefeslendiğimiz sırada telsizi cızırdamış, Binbaşı Minseok onu aşağı çağırmıştı.

Ellerini üzerimden çekmek istemezcesine yavaşça ayağa kalktığında çaresizce yüzüne bakmıştım. Dayanamayıp eğilmiş, saçlarımın arasına uzun öpücüklerinden birini bırakmıştı.

"Seni seviyorum." Demiştim o geri çekilmeden önce. Şefkatli gözleriyle bana bakarken kaküllerimi gözümün önünden çekmiş, "Seni seviyorum." diyerek karşılık vermişti hiç beklemeden.

Aralık bıraktı odamın kapısıyla çıktığında, birkaç dakika kadar peşinden bakmış, gözlerimi saate çevirmiştim. Saat gece  dörde geliyordu. Derin bir nefes alıp yataktan kalkmış. Üzerimdeki tişörtü çıkarıp dolabın içine fırlatarak elime kısa kollu kamuflajlarımdan birini almıştım.

Sanki yapabilecekmişim gibi uyumaya devam et demişti bir sevdiğim oğlan, saçmalıyordu.

Tamamen giyinip odadan dışarı çıktığımda oflayıp saçlarımı karıştırmış, merdivenlere doğru yürümeye başlamıştım. İlk durağım brifing odasıydı fakat bunun özel bir görev olduğu aklıma gelince yönümü hangarlara çevirmiştim.

Eğer ilk özel görev şimdi gerçekleşiyorsa bizimki için de fazla vakit yok demekti bu, Jetleri kontrol etmek istemiştim.

S-9 numaralı hangara girdirdiğimde, köşedeki nöbetçi kulübesinde oturan Sehun ile göz göze gelmiştim. Hızlıca ayağa kalkıp bana selam verdiğinde ise umursamazca bir kafa işareti yapmış rahat olması gerektiğini belirtmiştim.

"Komutanım, bir sorun mu var?"

Sorusu beni olduğum yerde durdururken kısa bir an için sorun var mı yok mu düşünmüştüm. E ben askerdim, sevgilim olacak badem gözlü oğlan da askerdi ve göreve gitmişti. Bundan daha normal ne vardı? Fakat düşününce iç organlarımın büzüşmesine sebep olan şey bu değildi. Yani evet, bir sorunumuz kesinlikle vardı.

"Sanırım." Boğazımdan çıkan güçsüz mırıltıyla karşımdaki oğlan biraz afallamış, bana bakmaya devam etmişti. Onun o halini görüp boğazımı temizlemiştim.

Özgürlüğü Gökyüzünde Aramak -ChanBaek-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin