21.Bölüm
Hatalarım varsa affola~~~~~~~~~~~
Fırtına öncesi sessizlik..
-----------------------------------------------------------------------
Ellerim cebimde ıssız koridorda yürürken önüme bakmıyor, çizilmiş ve yer yer kanayan ellerimi boncuk gözlü ceylan yavrusu sevgilimden nasıl saklarım diye düşünüyordum. Yaptığım şeyi duyunca bundan memnun olmayacak, ellerimi görünce de bana kızacaktı kesin.
Yaptığım şeyi tekrar düşünmek sırıtmamı sağlamıştı bu arada. O kadar rahatlamıştım ki sonunda, gidip tüm askeriyeye konser bile verebilirdim belki. Birilerine yumruk atmak bu kadar rahatlık verici miydi cidden ya da yumrukladığım kişi meymenetsiz yüzbaşı Ju Won olduğu için mi öyle hissediyordum.
Sanırım cevap ikincisiydi.
15 dakika önce;
Islık çalarak koridorda yürüyüp deponun demir kapısının önüne geldiğimde son kez etrafı kontrol etmiş, kimsenin olmadığından emin olunca da kolu indirip içeri girmiştim.
Gözüme çarpan ilk şey tam da aradığım kişiydi. Kapının açılma sesiyle kafasını kaldırıp bana baktığında gözlerinden geçen ufak şaşkınlık kırıntılarını yakalamıştım. Demir kapıyı kapattığım sırada ise muşmula suratlı yüzbaşı konuşmaya başlamıştı,
"Yüzbaşı Baekhyun, bu ne şeref."
"Eh dedim, sende olmayınca..."
İtici sesim ile onu kışkırtarak kurduğum cümle, beni küçümseyen havasını dağıtmıştı. Keyfim seviyem bir tık daha arttığından markalaşmış sırıtışım en itici haliyle yüzümde yerini korumaya devam ediyordu.
"Asla ders almıyorsun değil mi? Byun Baekhyun."
"Pardon, tam olarak ders almam gereken konu nedir acaba?"
Elindeki listeyi rastgele raflardan birine bırakıp üzerime yürüdüğünde geri çekilmedim ve göz temasımı korumaya devam ettim. Ağzımın içine kadar girdikten sonra sağ elini kaldırmış, sol kaşımın üstüne, beyaz bir çizgi halinde neredeyse görünmeyen yarama dokunmuştu.
"Daha fazlasını yapabilirim farkındasın değil mi? Hem bu sefer, serçe parmağını bile bulamazlar. Hm?"
Yüzümdeki alaylı ifade saniyesinde değişirken, yumruk yaptığım sağ elimi hiç beklemeden yanağına yapıştırmıştım. Şaşkınlık ve inleme karşımı bir sesle yalpaladığında ise sinirimi alamamış, bir de sol elimle çarpmıştım yüzüne.
Yalpalayıp arkasındaki raflardan birine çarptığında sağ elimin işaret parmağını kaldırıp sinirden titreyen sesimle, "Bana bak." demiştim, "Bir daha yanımda yöremde, önümde arkamda, sevdiklerimin yanında saç telini bile görürsem hayatını sikerim senin." Sinirli bir gülüş bıraktım ortaya, "Sen cidden kendini çok akıllı falan mı zannediyorsun."
Ağzını açtığında konuşmasını beklemeden çevik bir hareketle yanına varmış. Omzundan tuttuğum gibi fırlatıp bir tekmeyle yere yatırdıktan sonra üstüne çıkmıştım. Çevik davranıp bana vurmasına izin vermemeye çalışıyordum. Kaportayı çizdirirsem çok sevgili sevgilim bana kızabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlüğü Gökyüzünde Aramak -ChanBaek-
FanfictionOnlar öyle onurlu adamlardı ki çakılmak üzerelerken bile uçaklarını terk etmezlerdi. ChanBaek - BaekYeol Kapak: LoeyxBacon