Karargaha girdiğimde bilişim askerlerinin yanına uğramıştım. Onlara babamın bana verdiği ismi vererek araştırma yapmalarını istemiştim.
Agir Kadıoğlu.
Onlar araştırma yaparken bende timin odasına geçtim. Timi de fazlasıyla özlemiştim. Evet ailemle vakit geçirmek güzeldi ama timimin yeride ayrıydı bende.
Berat beni gördüğü an "abla." diyerek ayağa kalktı. Tim de onunla beraber selam durduğunda gülerek rahat olmalarını işaret ettim.
Berat gelip bana sıkıca sarıldığında "özlemişim." diyerek ayrıldı. Ömer de beni o koca cüssesiyle sarmaladı. Kemiklerimi en ince ayrıtısına kadar hissettiğimde "Ömer ölüyorum." diyerek omzuna vurdum. Ömer benden ayrılıp "komutanım özlemişim valla. Gider miyiz bir ocakbaşına." diyerek karnını tuttuğunda gülerek kafamı salladım.
Ferhat abi başıma bir öpücük bırakarak "özlettin kardeşim." dedi.
"Abi bende sizi özledim. Bir hafta izin alınca ailem ile geçireyim dedim."
Serdar ayakta öylece beklerken kollarımı ben sardım Serdar'a. O da bir elini hafifçe belime koyarak bana sarıldığı. Onunla da ayrıldığımda koltuklara oturduk.
"Komutanım siz yokken neler oldu." Ömer'in heyecanlı sesini duyduğumda ona ayak uydurarak "ne oldu Ömer?" diye sordum.
Oturduğu koltukta hafifçe öne kaydı. "Komutanım bu Berat gerizekalısı yanlışlıkla bir kızla evleniyordu."
Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Yanlışlıkla biriyle nasıl evleniliyordu acaba.
"O nasıl oluyor?"
"Komutanım şimdi biz siz yokken gelen bir göreve çıktık. Davetteyiz ama dışarıdan insanlar da girmiş. Bizde bir adamı izliyoruz. Önünde de bir kız varmış. Bunun abileri tutturdu benim kardeşime bakıyorsunuz diye. Bende Berat'ı öne attım."
Soluklanmak için sustuğunda lafını gülerek ben tamamaldım. "Adamlar da o zaman evleneceksiniz dedi. Sonra Berat kendini acındırdı. Olmayınca da Ferhat abi medeni medeni konuştu. Baktı Serdar iş uzuyor adamları dövdü değil mi?"
Berat'ın gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Nasıl bildiniz komutanım?" diye sordu.
Gülerek geriye yaslandım. "Ben sizin ciğerinizi bilirim."
Ferhat abi bana bakarak bu bir haftada ben yokken neler olduğunu özet geçti. Ben yokken Ömer yarası için izne çıkmıştı ama benden önce kendi zoruyla gelmişti yeniden. Ayrıca karargaha da bir timin geleceğini öğrenmiştim.
Gelen tim ise Ömer'in yaralandığı görevdeki timdi. Ölüm timi. Bizimle göreve çıktıklarında beş kişilerdi ama tim altı kişiydi. Biri bizimle göreve gelmemişti. Albay onlarla bizim timin ilgilenmesini istemişti.
Saatler ilerlerken kendi odama geçmiş bir haftadır yokluğumda biriken dosyalarla ilgilenmiştim. Albayın beni yanına çağırması ile de çıkmıştım odamdan.
Albayın odasının önüne geldiğimde kapıyı tıklattım. Musa albayın gir diyen sesiyle kapıyı aralayarak içeri girdim. Özlemiştim onu. Bu bir haftada ara ara konuşmuştuk ama yüz yüze konuşmak bir başkaydı.
Albayın karşısında selam durduğumda babam ayağa kalktı. Bana adımlayıp kendine çekerek sarılmasıyla bendr ona sıkıca sarıldım.
"Özledim seni." Boğuk çıkan sesimle beni daha sıkı sardı. "Bende."
Babam benden ayrıldıktan sonra neden çağırdığını açıklamaya başlamıştı.
"Tim belki sana söylemiştir. Yeni bir tim geliyor. Bugün gelecekler. Yarım saate burada olurlar. Yanımda onları karşılayın. Bir de odaları kontrol et hazır mı odaları."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DaLıYoRuM
Açãoasker ve yeni aile kurgusu Barın elindeki çakıyı incelerken "fazla ses yapıyorsun. Dikkat et." diyerek konuştu. Ses falan yapmıyordum. Askerdim ben. İstese de duyamazdı ki beni. Bu konuyu es geçerek ona dürüst olmayı seçtim. Onları araştırmıştım. Ai...