(4)

52.8K 2.3K 184
                                    

Albayın bana verdiği iki günlük izin bu gün bitiyordu ve ben yarın yeniden tugaya gidecektim. Yabancısı olduğum bu evde uyumak pek rahat olmasa da her daim rahat yerlerde uyumuyorduk.

Kapının arkasından gelen ayak seslerini duyduğumda gözlerimi hızla açtım. Yattığım bu kocaman yataktan hızla doğrulup ayağa kalktım.

Kapı önce birkaç kez küçük tıkırtılarla tıklatıldı ama hemen ardından sanki alacaklıymış gibi kapı çalındı.

Kapıyı açarak arkasındaki kişiye baktığımda abi takımından Berk olduğunu gördüm.

Kolunu kapının pervazına yaslamış bana bakarken göz kırparak ne oldu anlamında başımı salladım.

"Kahvaltı yapılacak. Herkes seni bekliyor." Diyerek yaslandığı yerden ayrıldı ve tek kelime etmeden geldiği yoldan geri döndü.

Dün üzerimde olan kıyafetleri yeniden giydim. Odanın içerisinde bulunan lavaboda işlerimi hallettikten sonra odadan çıkarak merdivenlere ilerledim.

Aşağı indiğimde çalışanlardan biri beni merdivenin yanında bekliyordu.

"Size eşlik edeyim efendim."

Bana bakmadan yürüyen kadının arkasından ilerledim ve beni bir odanın içerisine sokmasına izin verdim.

Herkes oturmuş gerçekten de beni bekliyordu. Vay be duygulandık.

Çalışan geldiği gibi geri giderken masada oturmuş aile fertlerine kısaca göz atarak boş olan yere oturdum.

"Üzgünüm beklettim."diyerek Sema hanım ve Mustafa Bey'e baktım.

Abi takımının gözleri üstüme dönerken ciddi misin bakışları atmış ve yeniden masaya odaklanmışlardı.

Mustafa Bey "olsun kızım." Demiş ardından afiyet olsun diyerek yemeğe başlamıştı.

Tabağıma yiyebileceğim kadar yemek almış ve onları bitirmiştim. Abi takımı ise beni üçe, beşe hatta ona katlarcasına yemek yemişlerdi. Tabi o kocaman cüsselerine yedikleri azdı bile.

Yemekten sonra salona geçmiş ve hepimiz koltuklara oturmuştuk. Herkes kaçamak gözlerle birbirine bakarken daha fazla susmayarak söze girdim.

"Yarın işe gitmem gerekiyor. Verilen izin sürem doldu. Bu akşam kendi evime geçerim."

Abi tayfasının bakışları bana dönerken yüzlerinde oluşan ifade hem memnuniyet hem de değildi.

Anlamamıştım nasıl baktıklarını.

Sema hanım "gitmesen olmaz mı?" Diyerek bana baktı. Gözleri hafif açılmış dudağı öne doğru büzülmüştü. Kaç yaşında kadındı ama bu hareketi onu iğrelti göstermekten çok sevimli yapmıştı.

Hüzünlü bir ifadeyle kafamı sallayarak "üzgünüm. Ne yazık ki gitmem gerek." Diyerek anlamasını umdum.

Sema hanım bir süre sessiz kalsa da çok uzun bir süre dayanamamış ve "peki bugün anne kız günü yapsak?" Diyerek bir umutla bana bakmıştı.

Bugün boştum ve yapacak bir işim de yoktu. Neden olmasın ki.

"Olur. Çok sevinirim."

Gülümseyerek Sema hanıma baktığımda rahatlamış ve o da gülümsemişti. Rahatladığını gergin omuzlarının gevşemesinden anlamıştım.

Sema hanım ayağa kalkarak "peki o zaman ben hazırlanıp geleyim." Diyerek odadan çıktığında geriye Mustafa bey ve abi tayfası kalmıştı.

Sema hanım kısa sürede geri geldiğinde kot pantolonun üzerine basit bir tişört giydiğini gördüm. Gözleri direkt beni bulurken "çıkabiliriz." Dedi.

DaLıYoRuM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin