(2)

67.2K 2.6K 345
                                    

Evet şimdi bilin bakalım nereye gidiyordum. Evet doğru tahmin hastaneye DNA testi yaptırmaya. Hastanenin önüne geldiğimde motorumu otoparka park ettim ve kaskımı kotuğun altına yerleştirdim.

Kocaman hastane binası karşımda bir gökdelen gibi yükselirken derin bir nefes alarak giriş kapısından içeri girdim.

Danışmaya gittiğimde karşımda ki genç kıza "karışan bebeklerin DNA testi için gelmiştim."diyerek konuşması için yüzüne baktım. Herşeye ve mesleğime rağmen gergindim.

Sert ve soğuk çıkan sesimle kadın irkilirken ben hala ona bakıyordum. Kadın irkilmesini geri plana atarak gülümsediğinde bakışlarımı yumuşatmaya çalıştım.

Kadın bana kibar bir dille gideceğim yolu tarif ettiğinde gülümsedim ve "teşekkür ederim." Diyerek ayrıldım yanından.

Asansöre bindiğimde benimle beraber fazla ama baya fazla süslü bir kız bindi. Bir dakika onun ağzındaki sakız mı? Tamam sakızla sorunum yok ama sen onu çiğnerken ben senin küçük diline kadar görmek zorunda mıyım ya lütfen ama. Asansörün kapısı açıldığında aynı anda indik asansörden.

Bilin bakalım kız kimmiş? Aaa ne doğru tahmin karışmış olma ihtimalimin olduğu kız. Umarım bu kız doğuştan böyledir yoksa ailesi ya da eski ailesi ve benim yeni ailem olabilecek insanlar hakkında iyi düşüncelerim olmayacaktı.

Odanın kapısına geldiğimizde ben kapıya tıklatacakken kız tabiki de benden önce davranıp içeriye dan diye daldı.

Kızın bu patavatsız tavrı karşısında kaşlarım kalkarken herşeye rağmen kapıyı tıklatıp içeriye adımladım.

Ama keşke adım atmasaydım kaç kişi var lan burada. Tamam şimdi eski ailem olabilicek olan sevimsiz yaratıklar bir köşede ve sevimsiz akarabalarım da yanlarında. Diğer tarafta ise yeni ailem olabilecek insanlar vardı ama içlerinde yaşlı bir kadın ve geriye kalan erkekler. Tövbe bismillah neyin içine düştüm böyle.

Doktor benim girmemle beraber ayaklandı ve herkese hitaben "herkes tam olduğuna göre kızlardan ve babalardan kan alalım." Diyerek odanın kapısına yöneldi.

Odanın kapısına yöneldiğinde benim sevimsiz babam, o kız ve belkide babam olacak adam ayaklandı. Ben zaten ayakta olduğum için doktoru hemen takip etmeye başladım. Kan alınacak odaya geldiğimizde bir erkek hemşire bizi bekliyordu.

Sedyeye ilk ben oturdum ve ilk benim kanımı aldı sonra ise diğerlerinin. Doktorun odasına yeniden döndüğümüzde bize birkaç saate sonuçların çıkmış olacağını söylediği için arkamı döndüm ve tam kapıyı açacakken bir ses duydum.

Şuanlık babam olan sevimsiz o kıza bakarak sorular soruyordu. Gözlerim birkaç saniye onlarda takılı kalsa da daha fazla bakmayarak bakışlarımı başka yere çevirdim.

İçimde bir yerlerde tarifi olmayan duygular geçiyor ve derin bir okyanusta kayboluyordu.

Şimdi dikkat ettim de kız cidden onlara benziyordu. Diğer tarafa baktığımda o ailenin de bana baktığını gördüm. Bende oradaki tek kadına benziyordum.

Sonuçların çıkmasını bekleyecektik ve bunu hastanede bekleyerek yapmak istememiştim.

Otoparka indim ve motoruma atlayıp dolaşmaya başladım. Her karışını bildiğim şehri yeniden ezberler gibi sadece gezdim.

Bir iki saatin ardından yeniden hastaneye geldim ve bildiğim o odaya yeniden çıktım. Sessiz bir şekilde bir köşeye geçip onlar gibi beklemeye başladım.

Bir çok bakışı üzerimde hissetsem de izlediğim fayanslardan gözlerimi çekmedim. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama odanın kapısının açılmasıyla doktor geldi.

Doktor elindeki zarfı yıttı ve kağıdı çıkarttı. Sonra ise okumaya başladı. "Tuğçe Kadıoğlu %99,99 ihtimal ile Mehmet Sarı'nın, Çilen Gurur ise %99,99 ile Mustafa Kadıoğlu'nun kızıdır." diyerek okuduğu kağıttan kafasını kaldırdı.

Adını yeni öğrendiğim Tuğçe eski ailemin yanına yürüyüp kollarını babama doladığında ruhsuz gözlerle baktım onlara. Çığlık çığlığa ağlayan annem ve Tuğçe öyle bir sarılıyorlardı ki benim kalbim ezilmişti burada.

Ben ise suratımda buruk bir tebessümle biyolojik aileme döndüm. Onlar zaten bana bakıyordu. Anne ve babam olabilecek yaşlı insanlar bana dolu dolu ve özlem içeren gözlerle bakarken erkekler kaşları çatık bakıyordu. Buruk gülümsemem dağılsa da içim hala aynıydı. Bir tarafı hep yarım o küçük çocuk.

Kadın kalkıp bana sarılmak için bir atakta bulunduğunda onu elimle durdurdum. Hafif tebessüm edip "temastan hoşlanmıyorum." dedim. Sevmezdim teması.

İnsanların birbirine olan özlemi ve sevgisi geçerdi temaslarda. Beni kimse özlememiş kimse de sevmemişti. Temasta bulunmaya gerek yoktu.

Kadın bana dokunmak için uzattığı kollarını iki yanına düşürürken benimki gibi buruk bir gülümseye ev sahipliği yaptı dudakları. Yavaşça geri kocasının yanına döndü ama oturmadı. Bana bakmaya devam etti.

Belki de sarılmamı çok istedi.

Üvey babamın gözlerini üzerimde hissettiğimde bakışlarım artık biyolojik olan annemden çekilip ona döndü.

Beni baştan aşağı süzerken "herkes kendi kızını alabilir. Kendi nufüslarımıza geçirelim en kısa sürede." Diyerek sonunda gözlerime baktı.

Gözlerim boş bir şekilde onu izlesem de boğazıma dolanan zincirli tel konuşmamı engelledi.

Mustafa bey bir bana bir de eski babama bakıp "öyle olsun." Diyerek yeniden bana döndü. Hiçbir şey demedim. Yirmi beş yaşındaydım. Beni yanlarında tutmak istediklerinde kalacak değildim. Bu yüzden istedikleri kararları verebilirlerdi ben uymazdım.

Üvey kardeşim bana bakıp "çok şükür gerçek ablamı buldum. İyi ki bu gerizekalı benim ablam değilmiş." diyerek tiksindiğini belli eden bir bakış attı.

Gözlerim küçük yaratıkta durduğunda onu baştan aşağı süzüp kollarımı göğsümde bağladım. Dudağımda onu aşağılayacak bir gülümseme oluştuğunda gözlerini benden çoktan çekmişti. Daha fazlasını yapmadım.

Üvey ailem Tuğçe'yi sarmalayarak odadan çıktığında artık yeni aileme döndüm. Ne garipti. Onlar benim ailemdi ama hiçte aile gibi hissettirmiyorlardı.

Kadın bana bakarak "seni tanımayı çok istiyorum kızım bizimle gelmek ister misin?" diye sordu. Yeni ailemle tanışmak ne güzel bir aktivite ama.

"Bu akşam bir yemek yiyebilirim sizin içinde uygunsa eğer" dedim. Kadın ise hemen başını sallayıp "tabi tabi uygun bu akşam bize gel" diyerek kocasına döndü. Hevesliydi. Benim aksime.

Kafamı salladım ve "numaramı veriyim size bana konum atarsınız" diyerek kadına baktım. Kadın hemen telefonunu çıkarıp uzattı ve numaramı yazdım. Ardından "hepinize iyi günler" diyerek odadan çıktım. Geride birilerini bırakmamıştım değil mi?

Çıktıktan sonra adımın seslenilmesi ile durdum. Bu o sesti. İğrenç bir yaratığın sesi.

Arkadaşlar kitabın sonunu değiştirmek istiyorum. Bu yüzden bu konuda bir sorununuz olmasın.

DaLıYoRuM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin