Sinirli adımlarımın altındaki beton resmen eziliyordu. Yürüdüğüm yerde adımlarımla koridor inliyordu.
Sinirliydim. Sinir damarlarımın içinde kan olup akarken sert bir soluk aldım.
Karşımdan bana doğru gelen timimi ve abimin timini gördüğümde bile durmadım.
Ömer "komutanım ne oldu?" dediğinde sinirle ona baktım.
"Elinin körü oldu. Açığa alındım."
Gür sesim koridoru inletirken Turan "hassiktir ne?" diyerek bana baktı.
Serdar'ın kaşları çatılırken durmadan ilerlemeye devam ederek koridoru döndü. Ferhat abi anlamlandıramadığını belli eden bakışlarını bana atarken Berat "abla ne diyorsun sen?" diyen sitemini duydum.
Bakışlarım ona dönerken "evde bir benim parmak izim var. Açığa alındım." diyerek yanlarından geçerek yürümeye devam ettim.
Arkamdan Aras'ın "abi nasıl olur ya, Çilen komutanım nasıl açığa alınır?" diyen sesini, Barbaros'un "bu ne biçim iş böyle." dediğini, Sefa'nın "bir bok olmaz buna. Babası komutan." diyen sesini işittim.
Sefa'nın sözleri sinirlerimi bozarken sinirle çıktığım askeriyeden. Yavuz nereye kaybolmuştu bilmiyordum ama çıkmıştım oradan.
Açığa alındığım için sivil sayılıyordum. Bu yüzden daha fazla burada duramazdım.
Askeriyeden çıkmış çok uzun bir süre yürümüştüm. Bir ara taksiye binmiş sonra yeniden inmiştim. Şuan elimde askerliğime dair bir tek künyem kalmıştı. O da elimin altında sıkıca tutuyordum.
Girdiğim tenha sokaklardan bazı sesler gelirken yeniden başka bir sokağa saptım.
Karşımda gördüğüm kalabalığa kıstığım gözlerimle bakıp aradığım kişi burada mı diye baktım.
İçlerinde gördüğüm kişiyle "hey bakar mısınız?" diye bağırdım. Kavga eden grup bir anda durarak bana döndü.
Hepsinin bakışları üzerimde gezinirken içlerinde ki dağ ayısı kılıklı herif "ne var lan." dediğinde başımı ağır bir şekilde sağa eğdim.
Gözlerim Ayça ile kesişirken düştüğü yerden ayağa kalktı. Gözlerim adamların içinde en son Ayça'ya vuran adama döndü.
"Sikerim seni." Ağzımdan çıkan cümleler ile adamların bir kısmı bana yöneldi. Derin bir nefes alıp bileklerimi esnettim. Boynumu da esnettikten sonra ilk yanıma yaklaşanın suratına yumruğumu indirdim.
"Helal lan sana." Ayça'nın bana bağıran sesini duyduğumda üzerimdeki gerginlikle "kes lan sen sesini." diye bağırdım.
Yanına gidelim demiştik iki dakika da boka batmıştım. Şimdi içeri alınsam beni çıkaramazlardı da zaten şüpheli konumdaydım.
Önüme gelen adamlara tabiri caizse tekme tokat dalıyorken önüme çıkan iri kıyım adam ile geriye çekildim.
Adam karşımda bir dev edasıyla dikilirken suratımın tam ortasına yediğim yumruk ile yeri boyladım.
Ayça evire çevire dövdüğü adamı bırakıp hızla bana koştu.
"Lan ayı." Adamın ensesinden tuttuğu gibi dizini suratına geçirdi. Bende düştüğüm yerden burnumdaki acı ile kalktım.
Elim burnuma giderken elime damlayan kanları sildim.
"Ayça bak bela mıknatısı gibi geziyorsun. Ne zaman yanına gelsem peşime adam takılıyor seni bulmak için."
Ona karşı sinirle konuştuğumda Ayça iri yarı adamdan bir yumruk yiyerek yere devrildi.
Ellerimi birbirine vurup "yetti ama artık." diyerek adamın suratına yumruğumu indirdim. Ardı arkası kesilmeyen yurmuklarım sonucunda adam yeri boyladığında Ayça kızaran sol gözüyle ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DaLıYoRuM
Akcjaasker ve yeni aile kurgusu Barın elindeki çakıyı incelerken "fazla ses yapıyorsun. Dikkat et." diyerek konuştu. Ses falan yapmıyordum. Askerdim ben. İstese de duyamazdı ki beni. Bu konuyu es geçerek ona dürüst olmayı seçtim. Onları araştırmıştım. Ai...