(23)

33.6K 1.7K 160
                                    

Hastane koridorunda ilerlerken kalp atışlarımın ritmi bozulmuş, nefeslerim boğazımda intihar etmeye başlamıştı.

Barın abim durumunun iyi olduğunu söylese de gözlerimle görmeden buna inanmayacaktım.

Bana söylenen koridora dönmeden önce derin bir nefes aldım ve koridoru döndüm.

Koridorda bulunan kişileri gördüğümde onların burada olması bana biraz daha güç vermişti ancak bizimkilerden biraz daha uzaktaki oturaklarda oturan kişiyi gördüğümde adımlarım sekteye uğradı.

Barın abimin bakışları bana döndü. Onun yanına hızlı adımlarla ilerleyerek ona sarıldığımda Barın abim de bana sıkıca sarıldı. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığımda göz altlarının morardığını saçlarının da dağıldığını gördüm. Fazla yorulmuştu.

Abimden ayrıldığımda karşımda duran cama yavaşça yaklaştım. Musa babam beyaz yatağın içinde yatıyordu. Gözlerinin açık olduğunu gördüğümde gözlerim mutluluk gözyaşlarım ile parladı. Elimi kaldırarak ona el salladığımda o da bir elini çok hafif havaya kaldırmıştı.

Barın abim arkasında oturan time baktı. "Karargaha geçiyoruz. Binbaşı aradı görev varmış."

Kaşlarım havalandı ve bakışlarım uzakta oturan adama kaydı. Bana bakıyordu.

Ömer "komutanım albay iyi merak etmeyin ve kendinize dikkat edin." dediğinde minik bir gülümsemeyle kafamı salladım.

Berat bana hızlıca sarılıp ayrıldıktan sonra giden Ömer'in arkasından yürümeye başladı.

Ferhat abi saçlarımı okşayarak yanımdan geçtiğinde Serdar gözlerimin içine baktı. Babam en az benim kadar onun da babasıydı ve ben acım sadece kendi acımmış gibi davranıp Serdar'ı yalnız bırakmıştım.

Serdar'a doğru yaklaşıp yavaşça göğsüne sığındım. Serdar belki de yıllar sonra ilk defa saçlarımın üzerine bir öpücük kondurup benden ayrıldı. O da gittiğinde geriye Ölüm timi kalmıştı.

Barın abim bunca iyi zamanımızın fazla olduğunu düşünmüş olmalı ki koluma yumruk atarak ayrılmıştı yanımdan.

Turan "valla komutanım hepimiz korktuk. Bir de siz açığa alındınız. Ben böyle adaleti ters yatırır düz si-" derken Aras Turan'ın ağzını kapatıp "aman abi." diyerek küfür etmesini engellemişti.

Ona minik bir tebessüm gönderdim. Yavuz köşeden beni süzerken gözleri en çok yüzümde oyalansa da ona bakmadım. Aklım bulanıyordu ona bakınca. Aklım bana lazımdı bu aralar.

Ölüm timi de bir bir terk ederken koridoru sona Sefa kaldı.

"Gerçekten sen mi yaraladın albayı?"

Kaşları çatık bir şekilde sorduğu soruyla ona arkamı dönmüş ve babama bakmaya başlamıştım.

Yüzümde bir tebessüm oluşurken "ben değilim. Kaya Gurur'u biliyor musun bilmiyorum ama bu işin altında o var." dedim.

Sefa'nın kaşları çatılırken "sen ve albayın soy adı da Gurur değil mi?" dediğinde kafamı salladım.

"Evet. Kendisi albayın oğlu. Aynı zamanda kiralık katil."

DaLıYoRuM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin