Yavuz Alphan
O kadar hızlı bir şekilde hastaneye geldim ki koşmamama rağmen nefes nefeseydim. Korkuyordum. Deli gibi korkuyordum. Ne olmuştu Çilen'e. Daha sabah birlikteydik. Sarılmıştı bana. Öyle ayrılmıştı yanımdan. Kalbimin tam üzerine bırakmıştı o dolgun dudaklarıyla öpücüğünü.
Danışma kısmına gelip hızlıca oda numarasını öğrendim ve hastanenin içinde koşarak buldum odayı.
Tam içeri gireceğimde kulağıma gelen konuşma sesleriyle derin bir nefes aldım. Çilen'in de sesi geliyordu. İyiydi değil mi?
Elim kulpun üzerinde asılı kaldı.
"Ayça mal mısın kızım sen. Ben kimseye haber verme diyorum. Aklımdan plan yapıyorum sen niye Yavuz'u arıyorsun."
Çilen sinirli ama kısık bir sesle konuşmuştu. Daha önce sesini duymadığım bir kadın sesi "kes lan. Şu haline bak. Morarmayan yerin yok ne bok yiyecektin tek başına. İstersen alıyım seni yanıma ben bakayım." alay barındıran bir sesle konuşmuştu. Biraz kabaydı. Ayrıca Çilen ile neden böyle konuşuyordu?
Ayça bu olmalıydı.
Bu sefer kim olduğunu bilmediğim başka bir ses "istersen bende kalabilirsin Çilen ben yardımcı olurum sana." dedi ince sesiyle.
Derin bir nefes sesi işittim.
"Saol İdil sen zaten yeterince yardımcı oldun beni hastaneye getirdin."
Daha sonra "ayrıca Ayça senin yaşadığın yerde bir tur da bıçaklanmak istemiyorum şimdi siktir git uğraştırma beni. Ağzımı bozduruyorsun sürekli." diye sinirle devam etti.
Adım sesleri duydum. "Ne halin varsa gör be. Seni düşünen bu sikik beyinli bende kabahat. Dünya tersine dönüp bana girseydi de seni düşünmeseydim."
Adım sesleri yaklaştığında kapıdan hızla uzaklaştım. Çilen'i ilk defa küfür ederken duymuştum. Garip hissettirmişti.
Kapı açılıp içeriden bir kadın çıktığında gözlerimiz kesişti. Gözlerini kısarak beni baştan aşağı süzdükten sonra kaşlarını çattı. Kapının burasında ne aradığımı sorguluyor gibiydi.
"Yavuz ben." dedim. Ayça olduğunu tahmin ettiğim kadına.
Ayça'nın kaşları havalandı. "Ayça." diyerek o da kendini tanıttı.
Daha sonra hafif aralık duran kapıyı kapatıp bana döndü.
"Yavuz bak Çilen tek kalamaz. İçeri girdiğinde halini göreceksin. O yüzden ona kalabileceği bir yer ayarla ve ailesi ararsa da görevde olduğunu söyle olur mu?"
Kafamı hafifçe aşağı yukarı salladım. Ayça beni pek takmadan yanımdan ayrılıp yürümeye başladığında kapıyı açtım yavaşça.
İçeri yavaş adımlarla girdiğimde hemşire önlükleriyle oturan kadını gördüm önce. Bu Çilen'in İdil dediği hanımefendi olmalıydı. Gözlerim yatağa döndü. Bakmaktan ne kadar korksam da sesini duyduğum için rahatlamıştım. Ama yatakta yatan bedenini gördüğüm an bütün bedenin taş kesildi.
Çilen yatakta gözleri yarı açık bir şekilde yatarken bakışları bana döndü. Onun gözleri kocaman açılırken benim yüreğim de koca bir delik açıldı.
Yüzünün çoğu yeri morarmış ve kan toplamıştı. Hastane kıyafetinden gördüğüm kadarıyla vücudu da aynı durumdaydı.
Boğazıma oturan yumruyla zar zor yutkundum. Çok kötü görünüyordu. Kim bilir canı nasıl yanıyordu.
Dudaklarımdan adı fısıltı şeklinde döküldüğünde onun evimden gitmesine izin verdiğim için kendi kafama sıkmak istedim.
Ellerim titrerken yavaşça yatağının yanına yaklaştım. İdil odadan sessizce ayrılırken kapıyı da arkasından kapattı. Ben gözlerimi bir an olsun Çilen'den ayırmazken o kocaman gülümsedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DaLıYoRuM
Acciónasker ve yeni aile kurgusu Barın elindeki çakıyı incelerken "fazla ses yapıyorsun. Dikkat et." diyerek konuştu. Ses falan yapmıyordum. Askerdim ben. İstese de duyamazdı ki beni. Bu konuyu es geçerek ona dürüst olmayı seçtim. Onları araştırmıştım. Ai...