Bölüm 2

6.5K 213 133
                                    

Rüyalarım da hayatını gözlerimin önünde kaybeden kişiyi gördüm, buna kabus desem daha doğru olur.
Onu polise şikayet etmek yerine kaçmasına izin vermesi de ayrı bir soru işareti benim için.

Nasıl birisi bilmiyorum ama bana zarar vermek istemediğini hissediyorum.

Pencereden havaya göz attığımda parçalı bulutlu olduğunu gördüm dünkü gibi yağmur yağmaz umarım.
Üstümü değiştirip atıştırmalık tarzı birşey yedikten sonra bulaşıkları halledip ceketimi de alarak evden ayrıldım.

Kafeye Ayşe ile aynı anda geldik neredeyse.
"Günaydınn, dünün cezası olarak ilk yarım saat ben oturacağım sen çalışacaksın." Ayşe başını suçlu suçlu yere eğdi.
"Günaydın ama sen bana ayıp ediyorsun kızım ne deseydim kafede temizlik var yardıma gelir misin mi?" Ona kızgın bir bakış attım ve kafeyi açıp içeri girdim.

Herkes işinin başına dönerken uzay da gelmişti.
Onun yanına gitmek yerine işimle ilgilendim.
"Bakar mısınız?" Beni çağıran adamın yanına gittim.
"Telefon numaranızı verir misiniz?" Tabi telefonum da hemen şurada zaten.
"Hayır veremem başka bir şey yok sanırım afiyet olsun." Arkamı dönüp gidecekken tekrar konuştu.

"Naz yapma sadece bir numara." Sert bir yumruk vereceğim sana onunla konuşursun.
Ne olduğunu anlamadan bir el elini omzuma atıp beni kendine çekti.
"Bir sorun mu var?" Adamın bakışları değişirken şaşkın şaşkın uzaya baktım.

Yardım ettiğini anladığım için onu bozmadım.
"Hayır sadece gece açık mısınız diye sordu bende hayır dedim." Hayır derken ki ses tonumu biraz bastırdım.
Uzay başını sallayıp tehtid edercesine oğlana bakmayı kesip beni kasaya yönlendirdi.

Kaslarının gerildiğini bana temas eder etmez hissettim gerçekten sanki her temasımız da onu zorlayan birşey vardı.
Uzay benden ayrılınca ona bakmayı kesip yutkundum.
Gerçekten bende mi sorun var acaba?

O eski yerine geçerken ben tekrar işimin başına döndüm.
Sonunda kapanış saatimiz geldiğinde Ayşe ben dükkanı hallederim dedi.
"Beyefendi kapatıyoruz." Onların konuşmasına kulak vermeden ceketimi alıp kafeden ayrıldım.

Arkamdan uzay da gelirken evimin önünde birisini gördüm.
Uzayın gerildiğini hissederken ona döndüm.
"Şey tanıyor musun?" Etrafa bakındı.
"Burada kal." Birşey demeye fırsat vermeden saniyeden az bir sürede uzaklaştı ve evimin önünde ki kişi de bir anda yok oldu.

"Bu ne hız böyle..?" Kendi kendime mırıldandırken ellerimi birbirine sürttüm.
Biraz sesler geliyordu ama ne olduğunu çözemedim, hayvan sesine benzediği kesindi ama.
Birisinin ellerini omzumda hissederken anlık başka bir sokağa çekildim, korkudan bağırırken nasıl bu kadar hızlı buraya geldiğimi düşünmeyi sonraya bıraktım.

"Shhht sessiz ol sadece tadına bakacağım." Onu itmeye çalışsam da insandan uzak güçleri parmağımı bile oynatmama engel oluyordu.

Arkamdan hırıltı sesleri gelirken başımı hafif yana çevirdim.
Evet hayvanlar şehri ele geçirmek için geldiler.
Hayvan? Kurt? Kurtlar bu kadar büyük olur muydu?
Kurtun gözleri bana kaydığında ölümcül bakışları hafif değişse de ayağını yere vurup arkamda ki kişinin üstüne atladı.

Onun benden uzaklaşması ile sendeledim fakat kendimi toparlayıp ayakta kaldım.
Çok kısa sürede adamın başı vücudundan ayrılırken ellerimi ağzıma götürdüm.
"S-sen naptın." Korkuyla bir adım geri gittim.
Karşımda ki kişi kurttan insana dönüştü.
Kurt olan insan.
İnsan olan kurt.
Kurttan insana.
İnsandan kurtta.

"İyi misin?" Ahaahaha tabi iyiyim ben zaten ben iyi olmayayım kim olsun ki?
Uzayda yanıma gelirken şoktan konuşamıyordum.
Uzay ona gitmesini işaret ederken karşımda ki kişi bana son kez bakıp kanlı olan ağzını hafiften sildik ten sonra hızla gitti.

Vampirin Gölgesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin