Ben içeri girip girmeme arasında kalarak düşüne dururken kulağıma yabancı bir hayvan veya canavarın kükreme sesi geldi.
Umarım tekrardan bir mücadele işine girilmez çünkü ne adım atacak halim kaldı ne da kaldıracak gücüm.
Evin etrafı garip dört gözlü korkunç canavarlar tarafından sarılırken herkes evden çıktı.
Aykut dışında."Bunlar ne? İğrenç görünüyorlar." Elena düşüncelerini sesli okurken ona hak verdim.
Biraz dikkatli bakıldığında gözleri gibi kollarının da 4 tane ve uzun olduğu anlaşıyordu.
"Bu ne demek oluyor pars?" Eylül direkt hesap sorarken uzay hepsine teker teker bakıp küfür etti.
"Böyle bir yaratık barındırmıyoruz." Cümlesi biter bitmez adını bile bilmediğim bir yaratık bize ulaştı ve kollarını savuşturdu.Diğerleri kendilerini hemen geriye çekerken uzay beni de beraberinde çektiği için çok az bir süre geç kalmıştı.
Neredeyse bu güçlü uzun kolların altında ezilip ölecektik.
Canavarın kolunun değdiği çimenli zeminde bir kesik oluşurken uzay beni çatıya bıraktı."Ne yapacağız?" Atakan endişe ile bartuya bakarken Bartu öne atıldı.
"Bu iğrenç şeyin bir zaafı olmalı." Tekrar bir kol bize doğru geldiğinde sadece bir tanesi bile yeterince zorluk çıkartıyordu.
Uzayın bana gerek kalmadan beni kucaklayarak koruması bu yaratığı incelemem için bana çok kısa bir süre kazandırdı.Gücünü kesinlikle diğer iki kolunda fazla aktif kullanamıyor çünkü onlar ağır bastığı için sürekli aşağıya eğik şekilde.
Diğerleri de canlanmaya başladığında bir tanesi eve doğru ilerledi.
Bu sırada Bartu aramızdan ayrılıp sisli havada kayboldu.
"AYKUT EVDEN ÇIK." Atakan canavarın üstüne koşarken uzaya döndüm.
"Sen burayı hallet ben onu çıkartırım." Burada olmamın bir faydası değil zararı oluyor en azından aykutu kurtarmayı deneyebilirim.Uzay başka bir çare olmadığı için beni onaylarken bartunun nereden bulduğunu bilmediğim kılıcı elime tutuşturması saniye sürdü.
"Hep bu günler için saklanmıştım." Evde değil de başka bir yerde sakladığını anlarken başımı sallayarak hızla eve girdim.
Kemiklerim çok ağrıyordu ama bir kişiyi kaybetme korkusunun verdiği duygu daha ağır bastı.Yaratık kollarını eve uzatırken ondan önce davranarak hızlı ve seri bir şekilde tüm kollarını keserek gövdesine sert bir tekme attım.
Yaratık geriye doğru sendelerken eve doğru girip aykutun odasına doğru koştum.
Kilitli kapı ona ulaşmama engel olurken son gücümle bir tekme de kapıya atarak kapıyı açtım."Çıkmamız gerek." Nefes nefese konuşurken Ayşe'nin resmine yere diz çökerek baka kalan aykut hiç yardımcı olmuyordu.
Onu kolundan tutup dışarı çıkarttığımda gözüme bir santimden az kalan canavarın keskin bir bıçaktan farkı olmayan kolu önümden geçti.Geriye doğru savrularak bir hasar almamayı başarırken Aykut kendine çoktan gelmiş elimi sertçe kendisinden kurtararak beni itekledi.
"Yardımına ihtiyaçım yok." Tiksinircesine elini üstüne silerken canavarı umursamadan ilerlemeye başladı.Bu esnada diğer canavar ağzında biriktirdiği bir tükürüğü eve attı.
Ev anında erimeye başlarken aynısını diğer canavarın aykutta doğru yapacağını farkettim.
"Birdaha asla." Yerimden sıçrarken göz rengimin değiştiğini hissettim.Elimde ki kılıcı döndürerek bir hava akımı yaptım hatta bunu nasıl bu kadar hızlı ve etkili yaptım inanın bilmiyorum.
Canavarın kendi tükmüğü onun yüzüne akarken diğeri ise kollarını bana doğru savuşturdu.
Bıçak gibi keskin olan kollarından kurtulmak bir kaç yaraya sebep olsa da iki hamleyi de atlatmayı başardım.
Sadece yapmak istiyorum ve oluyor, nasıl yaptığımı bilmiyorum.