Bölüm şarkısı : tastamam
Ne olursa olsun o adam ölecek ondan sonra da Koray geberip gidecek.
Artık canımı yakanların nefes almasına tahammül edemiyorum....
Benim hayatım her gün ilerleme döngüsünü değiştiriyor şuana kadar tek düşmanım Koray sanarken onunla aynı seviyede olan bir adam daha benim düşmanım oldu.
Ailemin katili olan adam.
Herşeyi başlatan adam.
Kimse duymasın diye sessiz sessiz ağlamaya beni mecbur bırakan adamın yüzünden ben ailemi kaybettim.Fakat ben eski ada değilim, eskiden yanlızdım kimsem yoktu şimdi ise hayatımda değer verdiğim bir sürü kişi var ve onlardan birisini dahi kaybetmeye tahammülüm yok.
Savaşı çoktan başlatmış ve bu savaşta kazandığını sanıyordu.
Yanıldı.
Bartu omzuma dokundu. "Gidelim." Onu onaylarken yerimden kalktım.
Bartu beni güvenli şekilde aşağı indirmek için sıkı sıkı tutarken odaya son kez baktım.Merak etme küçük kız her bir gözyaşının intikamını alacağım, bu sefer alacağım.
Bartu beni aşağı indirdiğinde yavaş yavaş yürüyerek eve doğru ilerledik.
Bunu benim için yapıyordu, düşünmeye ihtiyacım olduğu için.
Ailemin son görüntülerini düşünerek yürüdüğüm de eve ne zaman geldiğimizi bile anlamadım.
Yorgunluk hissetmiyordum.
Düşüncelerimden kurtaran Eylül'ün yanıma gelip sımsıkı sarılması oldu.
"İyisin değil mi? Çok korktuk öyle gidince.." ondan ayrılıp başımı salladım.Eylül benden ayrılırken Atakan yanıma gelip sıkıca bana sarıldı.
"Birdaha endişelendirme bu tarz duyguları sevmiyorum." Bunu çok iyi biliyorum, Atakan genelde herşeyi dalgaya alan bir kişilik onun içinde kötü duygu ya yok ya da göstermiyor.
"Peki.." Atakan benden ayrıldığında Aykut karşıma geçti.
"Heryerde seni aradık ama yoktun daha doğrusu melez olduğun için kokunu ayırt bile edemedik, merak ediyorum pars bize yurtta gittiğini söylemese nereden anlayacaktık?" Pars mı söyledi? Beni bu kadar iyi tanımasına artık şaşırmıyorum."Özür dilerim kendime gelmem lazımdı." Aykut da diğerleri gibi bana sarıldı.
"Abinin ölümünün yükü omuzlarımda iken bu yüke kendini de ekleme." O bana fısıldarken gözlerim doldu.
Abi keşke yanımda olsaydın..
Aykut da benden ayrıldığında Ayşe de bana sarıldı ve sıra elenaya geldi.
"Bana bak kızım senin yüzünden kaç bin liralık göz kalemim boşa gitti görüyor müsün? Birdaha ağladığını görmek istemiyorum bu son olsun." Elena bir abla edasıyla bana sarılırken gülümsedim.
"Sen ne dersen o." Benden ayrıldığında elena göz yaşlarını sildi.
"Böyle söz dinle işte." Benim yerime Ayşe gülerken Bartu beni kenara çekti."Hadi ama sıkmayın kızı tepkisi çok doğaldı." Uzaydan sonra beni anlayan bir isim varsa bu kesinlikle Bartu.
Tıpkı bir abi gibi..
"Susamış olmalısın." Aklıma yeni yeni bu geldiğinde gerçekten de öyleydi.
O kadar çok düşünüyordum ki bunu bile unutmuşum..
Bartu içeri girip kan torbasını bana getirdi.
İçmek istememezlik yapmadım bu sefer gerçekten istiyordum.Kanın hepsini bitirdiğimde yüzümü buruşturdum.
"Sonrasında gelen tad olmasa fena değil aslında." Gerçekten içerken fark etmiyorsunuz fakat en son yudumda bir demir tadı geliyor işte ona alışmak çok zor.
"Taze kan olmadığı içindir." Ayşe elimde ki çöpü alıp çöpe attı.
"Gidiyor muyuz?" Aykut bartuya bakarken başını salladı.
"Ama uzay.." Bartu bakışlarını ileriye sabitledi.
"O bizi orada bekliyordur fakat tek gideceksin." Kaşlarımı çattım, tek mi?"Hepimiz gelirsek dikkat çekeriz sizden tam 10 dakika sonra orada olup dışarıda izleyeceğiz en ufak bir terslikte geliriz." Başımı salladım.
"Şey fakat ben hızlı gitmeyi.." Elena yanıma geldi.
"İnsanlar nasıl koşuyorsa öyle koş emin ol istesen de yavaş olamazsın." Bu sefer de başka bir şey söyledim.
"Ama nerede olduğunu bilmiyorum.." Elena gözlerini devirdi.
"Hadi ama kızım defalarca gittik hatırla." Evet gittik de ben yolları görmedim ki saniyede oradaydım.
"En iyisi onu ben bırakayım." Arkamdan rayın sesi geldiğinde alnıma vurmak istedim.