Alexi gözlerimle ararken Eylül yanıma geldi.
"Alex nerede?" Yaşanan şeyi onunla konuşup onu sadece erkek kardeşim olarak gördüğümü söyleyeceğim.
Gerçekten de yalan değil benim için erkek kardeşten farkı yoktu.
"Bize orada katılacak hadi." Başımı sallarken Eylül ile beraber dışarı çıktık.
Bakalım bu gece neler olacak..
...
Ne zamandır kapının önünde durmuş Elenayı bekliyorduk.
"ELENA HADİ GÜZELİM." Bartu ona seslenirken Elena evden aşırı şık halde çıktı.
"Geldim geldim." Benim bile ağzım açık kaldı.
Bu kız bir affet..
Ayşe de evden çıkıp aykutun yanına gitti ve koluna girdi.
"E hadi gitmiyor muyuz?" Gülümseyip bartunun açık kalan ağzını kapattım.
"Sinek girecek.." Bartu gözlerini bir kaç sefer kırptığında Elena yanına gelip elini tuttu.
"Beğendin değil mi?" Bartu başını salladı.
Şoktan konuşamıyor çocuk..
Herkes tamam olduğunda eğlence yerine daha doğrusu bara doğru ilerledik.
Yol boyunca Atakan Aykut ve Atakan kavga etti.
Bu kavgaya ray da aramıza katılarak destek oldu.
Ray.. 3 aydır yanımıza fazla gelmiyor ailesiyle vakit geçirmeyi daha çok tercih ediyordu.
Tüm ekip tam fakat abim ve uzay eksik..
Kendimi bu düşünceden kurtardığım da çoktan bara gelmiştik.
Fazla büyük, umarım kendimi kaybetmem.
İçeri girdiğimiz de yüksek ses ve yoğun içki kokusu yüzümü buruşturmama sebep oldu.
Fakat başka birşey daha vardı, kalbimin ritminin değişmesine neden olacak birşey..
Bartu abi edasıyla beni yanına çekti.
"Gözden kaybolma." Başımı tamam anlamında salladım.
Masamıza geldiğimiz de kızların aksine eğlenmek yerine onları izledim.
Eylül bile yerinden kalkıp dans etmeye kalkmıştı.
Bartunun benim için sipariş ettiği limonata önüme konulduğunda garsona içindekileri tekrar emin olmak için sordu.
Gerçekten bir abi gibi..
"Tamam içebilirsin." Onun komutu ile bir yudum aldığımda hala aynı his devam ediyordu.
5 dakika sonra aramıza Alex de katıldığında neredeyse hiç konuşmadık hatta göz teması bile kurmadık.
En azından masada yanlız kalana kadar konuşmadık.
Erkekleri kızlar dans etmek için çekerken Alex yanıma yaklaştı.
"Özür dilerim, arkadaşız değil mi?" Ona dönüp gülümsedim.
"Evet hala arkadaşız." Alex bana memnun bir gülümseme sunarken elini uzattı.
"Dans edelim mi?" Başımı hayır anlamında salladım.
"Kendimi pek iyi hissetmiyorum gerçekten.." yalan değildi, kalp ritmimi bozan farklı hissetmeme neden olan birşey vardı.
Ama anlamıyorum neden böyle hissettiğimi çözemeyeceğim sanırım.
"Pekala en azından masadan uzaklaşma." Başımı peki anlamında sallarken diğerlerinin yanına gitti.
Limonatadan bir yudum daha alıp etrafa bakındım.
Gerçekten kalabalıktı.
Etrafa bakmayı kestiktikten sonra aklıma gelen anıyla içim burkuldu.
En son bara geldiğimiz de uzay vardı..
Aradan 10 dakika geçti herkes eğlenirken ben ise bir an önce gitmemiz için saniye sayıyordum.
Gün geçtikçe geçer sandığınız acı gün geçtikçe sizi öldürüyor.
Derin bir nefes alıp elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gitme kararı aldım.
Soğuk su beni kendime getirir.
Masadan uzaklaşırken bir kol beni tuttu.
Alex?
"Birşey mi oldu?" Bakışlarından bile sarhoş olduğu anlaşılıyordu.
"Benim ne eksiğim var?" Kaşlarımı çatarken ses tonunu yükseltti.
"BENİM UZAYDAN NE EKSİĞİM VAR? NEDEN ONU SEVİP BENİ SEVEMİYORSUN!" bileğimi tuttuğu el canımı yakarken kimsenin yüksek müzik sesi ile bizi duymaması işime geldi.
Gerçekten kim ona bu kadar iç dedi?
"Bırakır mısın? gitmek istiyorum." Kolayca elimi kurtarabilirdim belki sarhoş olduğu için.
Zaten üflesen uçacak gibiydi.
"HER GECE UZAY DİYE AĞLARKEN NEDEN GÖZÜNÜN ÖNÜNDEKİ KİŞİYİ GÖRMÜYORSUN?" Şimdi bağıracağım ama gerçekten buraya keşke gelmeseydim.ej
"Çünkü ona aşığım, şimdi bırak bileğimi." Beni kendine çekip bir elini omzuma attı.
Tırnaklarını geçirmesi ağzımdan bir inleme kaçtı.
"Bu gece sana onu unutturacağım." Gözlerim şokla açılırken beni odaların olduğu kısma sürüklemeye başladı.
