Bir seçim yapmam gerekiyorsa, ölmek için kendimi seçer yine de kimseyi ölümle yüz yüze getirmezdim.
Her şey çok güzel gidiyor derken yine birşeyler ters gidiyor, yine bir düşman çıkıyor ya da bir canavar.
Gerçekten bu durum can sıkıcı hale gelmeye başladı, bu gece bu eğlence bitecek.
Hemde hiç bir yakınım en ufak sıyrık bile almadan bitecek.
Beynim de sadece tik tak sesi yankılandı, zaman daralıyor....
Uzay yerinden hiddetle kalkarken dizlerimi bacağıma dayayarak başıma masaj yaptım, herşey çok güzel gidiyor derken olanlar... İşin içerisinden nasıl çıkacağız? Uzay duvara sert bir tekme atarak küfür ederken yerimden zar zor dengemi kurarak kalktım.
Uzay herşeye zarar vermeden kolundan tutarak onu durdurdum, yükümü vererek dengemi çok daha iyi kurarken derin nefes aldım.
"Şuan kendini kontrol etmeli ve herkesi kurtarmalısın." Uzay az önce açık olan televizyona bakarak gözlerini kapattı.Sakinleşmeye çalıştığını anladığımdan birşey demek yerine sessizce onu bekledim, uzay gözlerini açtığında kırmızıya dönmüş gözleri ile gözlerime baktı.
"Evde kalıyorsun, güvenliğin için birilerini yollayacağım." Daha fazla konuşmadan kapıya ilerlerken onu durdurmaya çalıştım fakat ona göre hem yavaş hemde sözlerim havada kaldı.Oflayarak bende duvara başımı hafifçe vurdum, öfkeyle kalkıp zararla oturacak sonra göreceğim ben onu.
1 hafta sonra--
Neredeyse bir haftadır gücümü geliştirerek nerede olduklarını bulmak için kendi kendime çalışmalar yaparak yerlerini bulmaya çalışıyorum, yine de aldığım her sonuç başarısızlık oluyor.
Uzay bir haftadır ne yapıyor bilmiyorum, gelen giden kimse olmuyor.
Evin çevresinde 500'den fazla koruma bulunuyor, günlerimi evde kendimle uğraşarak geçirmekten başka şansım yok.Çıkıp onları aramayı ilk gün çok denedim fakat bu kadar adamın içinden kedi gibi sıvışıp kaçmak imkansız, bugün yine oturmuş odaklanmaya çalışırken bu sefer yapacağıma inanarak yapmaya özen gösterdim.
Neredeyse yarım saattin sonunda gözümün önünde bir silüet belirdi ; kaldıkları yerleri, çevresini ve bizimkileri sırayla gördüm.
Elleri kolları bağlı yıpranmış halde olan herkes odağımı kaybetmeme neden olsa da nerede olduklarını hafızama kazımıştım.Gözlerimi açtığımda eş zamanlı olarak kapıda açıldı, heyecanla yerimden kalkarken ayağım bu sefer hiç sorun çıkartmadı.
Bir haftalık süreçte kendimle baş başa kalmam yürüme egzersizlerine de odaklanmamı sağladı, şimdi ise eskisinden daha iyi bir bacağım var.
"UZAY." heyecanla uzayın yanına giderek ona sımsıkı sarıldım.
"Başardım, başardım, başardım." Uzay güçsüz kollarını bana dolayıp beni iyice kendine çekti ve burnunu saçlarıma daldırıp derin nefes aldı."Uzay s-sen iyi misin?" Uzay açısından düşündüğümüz de olay onun için hiç kolay değil, normal sorunları ve sıkıntıları ile zaten baş etmekte zorlanıyorken üstüne birde bunlar da eklenince olayın içinden çıkamadığı ve yorulduğu çok belli.
"Değilim." Açık açık iyi olduğunu söylememesi endişelenmeme sebep olurken uzaydan ayrılıp yüzüne baktım.
"Sorun ne sevgilim?" Sevgilim kelimesini kullanmak biraz garip gelse de içimden gelmişti."Yoruldum sadece, uyuyalım mı yarın onlar için gideriz." Israr etmek istemedim bu halde zaten kimseye de bir faydamız olmazdı, birşey demeden odaya geçerken uzay ile yatağa uzandık.
Beni iyice kendine çekerek başını göğsüme yaslarken ellerimi saçlarına daldırdım.
"Seni çok seviyorum." Morelini düzeltmek için kurduğum cümle tamamen kalbimden geçen tek cümleydi.
Uzay da seni seviyorum diye fısıldadığında nefesi içimi titretti.
Gözlerimi kaçırarak tavana bakarken uzayın aldığı düzenli nefes alışverişinden uyuduğunu anladım.