Depresyon

1.1K 58 10
                                    

Panikle sağıma ve soluma baktım.
Uzay ani haraketlerimle uyanırken hala gördüğüm rüyayı düşünüyordum.
Ona doğru bakıp neredeyse yalvardım.
"Lütfen... Lütfen şuan düşüncelerimi okuma olur mu?" Uzay tamam diyerek beni yanıtlarken rahat bir nefes verdim.
Gördüğüm bu saçma rüyayı öğrenmesini istemiyorum.

Peki neden böyle birşey gördüm?
Sen neden böyle birşeyi istiyorsun? Seninle karşı karşıya nerede geleceğim? O kadar çok soru var ki fakat cevap verecek kişi yok.
Kafayı yiyeceğim.
"İyi misin?" Hayır.
"Evet." Değilim artık olay istemiyorum.
"Yalan söyleyemiyorsun." Ona hızla döndüm.
"Düşüncelerim-" beni susturdu.
"Okumadım tahmin ettim." Gerginlikten ellerimle oynamaya başladım.
Korkuyorum...
"İyi tamam ben biraz hava alsam iyi olacak." Yerimden kalkıp kapıya ilerlerken kendisi de kalktı ve beni kapıyla arasına aldı.

"Bana en son yapacağın yalan söylemek olsun, neyin var?" Yakınlığı ruh halimi değiştirirken saklamanın fazla anlamı olmadığını düşünerek gördüğüm rüyayı anlattım.
Rüya olduğunu hiç sanmadığım rüya.
"Bu herifi öldüreceğim." Aklıma yaralı omzu gelirken panikle uzayı tuttum.
"Hayır." Beni bir çöp poşetini alır ve koyar gibi kenara bırakıp odadan çıktı.

Şok içinde arkasından bakarken kendime hızlıca gelip peşinden gittim.
Uzay evden çıkmadan önce kapının önüne geçtim.
"Hayır dedim." Sinirle güldü.
"Çekil." Başımı hayır anlamında salladım.
"Asla." Uzay bana doğru bir adım atarken kendimi kapıya daha çok yasladım.
"Çekil." Tekrar hayır dediğimde iş inada bindi.
Öfkeden kırmızıya dönmüş gözleriyle bana bakarken yutkanamadım bile.

"Ada çekil!" Sesi tehtidkar çıktı.
Dibime gelip beni kapıdan tekrar çekeceği bakmaya korktuğum gözlerine inatla baktım.
"Gitmene izin vermem." Uzayın bakışları değiştiğinde rahat bir nefes verdim.
Öfkeyle kalkıp zararla oturacaktı.

"Bu durum hoşuma gitmiyor." Kaşlarımı çatarken uzay beni kolumdan tutarak kendine çekti ve ellerini belimde kavuşturdu.
"Bakışlarınla bile beni ikna etmen hoşuma gitmiyor." Yüzümde bir gülümseme oluştu.
"İstemediğim şeyleri yapma sende." Dudakları yana kıvrıldı.
"Yapmam." Tam gözümün altına öpücük kondurduğun da gözlerim otomatikman kapandı.

Uzay kulağıma yaklaşıp fısıldadı.
"Ufaklık." Bir mırıltı ile onu yanıtladım.
"Çok güzelsin." Karnım da tüm kelebekler dolaşırken gözlerimi açtım.
Açtığım an uzayla göz teması kurmayı beklemiyordum.
Öylece kala kalırken bir ıslık sesi çaldı.
"Yanlış bir zamanda geldim sanırım." Atakanın tepkisi ile uzayı iterek uzaklaştırdım kendimden ve odama kaçarak kapıyı hızla kapattım.

Kendimi kapıya yaslayıp gülümsedim.
Kalbim delicesine atarken salak gibi gülümsüyordum.
"Teşekürler..." Kendi kendime mırıldandırken salondan gelen koltuğun kırılma sesini bile duymadım.

Aşk sarhoşu olmak böyle birşey mi? Sanırım tamamen böyle birşey.
Dalgın adımlarla yatağa uzanırken tavana bakarak güldüm.
"Çok seviyorum." Hemde çok ama çok fazla seviyorum.
5 dakikadır süren mutluluğumu odanın kapısından içeri atılan atakan'la bozuldu.
"ADAMA ŞİDDET VAR." Atakan yerinden kalkıp pencereye koşarken yerimden fırladım.
Noluyor be?

İçeriden hala sesler gelirken Eylül elinde tuttuğu sopayla odaya daldı.
Yani daldı dediğim girdi.
Kapı kalmadı çünkü.
Sahiden.
Benim kapıya noldu?
"SENİ ÖLDÜRECEĞİM." Atakan kendini pencereden aşağı atmadan önce sağlam eli ile bana el salladı.

Şaşkınlıktan konuşamazken Atakan aşağı atladı ve Eylül de peşinden atladı.
İçeri bu sefer bartu düşerken ağzım açık kaldı.
Elena elindeki telefonu bartunun yanına fırlattı.
"KIRK YILIN BAŞI ROMANTİK OLALIM DEDİK AMA SEN NE YAPTIN? LAN SANANE KIZIN BİKİNİ RENGİNDEN." oha diye mırıldandırken bartu beni önüne alarak kendini korumaya aldı.

Vampirin Gölgesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin