Yolun sonu

1.3K 70 20
                                    

Sanırım biraz şarkı ve biraz karanlık da oturup düşünmem gerekecek.
Herşey çok çabuk değişiyor yine..

...

Tüm gece düşünmekten uyuyamadım.
Melez olduğumda daha güçlü olacağımı sanıyordum fakat elde ettiğim tek şey başarısızlık.
Odaklanamıyorum, kafamda ki düşüncelerden çıkamıyorum.

Bunun tek bir suçlusu varsa o da sensin uzay, her şey çok güzel ilerliyorken gidişinle hayatımı tekrar cehenneme çevirdin.
Bağırıp çağırmak istiyorum ama kendimi durdurmak zorundayım neden peki? Onun anlatmasını beklediğim için.
Pişman olmamak için.
Pişman olsam kaç yazar? En fazla bir de ona üzülürüm.

Yerimden hafif kıpırdanırken leydi ve pati yanıma geldi.
"Sizi de mi uyku tutmadı.." leydi gözlerini açıp kapattı.
İkisini de severken yavaştan uyku ağır bastı.
Gözlerim kapandığında leydi de yanıma kıvrıldı ve öyle uyudu.

Odama vuran ışıkla güzel rüyamdan uyanıp sinirle yataktan doğruldum.
Eylül penceremi açıp bana döndü.
"Günaydın." Ah gerçekten en azından uyurken huzurlu hissediyorum ona da izin vermiyorlar.
"Günaydın.." Eylül kıyafet dolabını işaret etti.
"Üstünü değiştir ve bize katıl." Başımı salladığımda Eylül de odadan çıktı.

Üstümü değiştirip saçımı at kuyruğu yaptıktan sonra dudağımı renklendirip odadan çıktım.
Mutfaktan gelen enfes kokularla adımlarımı oraya yönlendirirken kimin yemek yaptığına bakmadan hazırlanan yemeklere baktım.
"Vay çok güzel görünüyorlar." Ağzıma bir tane yuvarlak pişi attım.
Gerçekten enfes..
Ocağa baktığımda gördüğüm kişiyle boğazımda kaldı.

Eylül acil tıbbi müdahale ekibi gibi hemen bana su uzattığı, verdiği suyu tek dikişte içerken kendime vurmamak için zordum.
"Aslında biraz yanmış gibi görünüyor, pişinin tadı da berbat zaten umarım zehirlenmezsiniz Eylül" uzay ocağın altını kapatıp elini sildi ve mutfaktan çıkmadan bana baktı.
"Gerçekten enfes olduğuna sevindim." Yüzüm sinirden kızarırken uzay mutfaktan çıktı.

Eylül teselli niyetine omzuma dokundu.
"Düşüncelerini okuduğu gerçeğini birdaha unutmaman gerektiğini 5 saniye de öğretti." Eylül de mutfaktan çıkarken yere tekme attım.
"HİÇ DE ENFES DEĞİLDİ." kendi kendime söylenirken Atakan uzayın yaptığı poğaçayla ağzımı tıkadı.
Bir lokma bile almadan poğaçadan kurtulduğum da sinirle Atakana döndüm.

"Hadi ama neden herkes onun tarafında.." haksızlık.
Gerçekten haksızlık.
"Hala eğitim için yardım etmesine izin vermeyecek misin?" Başımı hayır anlamında salladım.
"Bu konuda da ki ısrarların can sıkıcı." Bıtkın bir nefes verdi.
"Tamam üstüne fazla gelmeye niyetim yok." Memnuniyetle gülümserken dolaptan kan alıp içmeye başladım.

Bitirdiğimde uzayın hazırladığı yemeklere yan gözle bile bakmadan mutfaktan çıkarken Atakan tadının güzel olduğuna dair sesler çıkartıyordu.
Gerçekten nasıl bir pişi yaptıysa tadı hala damağımda.
Başımı sallayarak bu düşünceden kurtulup salona girdim.
Kollarımı birbirine kenetleyip salonda otururken ray yanıma oturdu.
"Gerçekten iğrenç kokuyor." Ona döndüm.

"Haklılık payın var." Hayır yok, gerçekten enfes kokuyor.
Atakan elinde koca bir tabakla koltuğa oturdu.
"Gerçekten böyle mi lezzetten uzak mı kalacaksınız?" Burnuma gelen kokuyla başımı sağa çevirdim.
"Evet." Ray da benim gibi yaptığında gülmemek için kendimi zor tuttum.
En azından birisi benim tarafımda?

"Hadi kalkın çalışmaya." Aykut yanımıza geldiğinde neredeyse ağlayacaktım.
İnadı bıraksan da uzayın öğretmesine izin versen ada..
Asla.
İç sesimin isteğini çevirip yerimden kalktım ve rayı kolundan tutarak dışarıya sürükledim.

Vampirin Gölgesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin