Bölüm 3

4.6K 189 33
                                    

Sıcak bir banyo yapıp üstümü değiştirdim ve saçlarımı kuruttum.
Aşağı inmeden önce tereddüt ettim.
Ya akşam yemeğinde ki yemek bensem? Saçmalama bağ denilen bir saçmalık var dokunamazlar ya..
Yani umarım dokunamazlar.

Odadan çıkıp yavaş yavaş aşağı indim, sofra da Ayşe'nin yaptığı belli olan makarna ve su vardı.
Gerçekten Ayşe olmasa sanırım akşam yemeğinde ne yiyeceğimi tahmin bile etmek istemiyorum.

Herkesin bakışları eşliğinde tabağımı ve suyumu aldım, Ayşe'ye teşekür ettim ve merdivenlere yöneldim.
Bunları olabildiğince hızlı yapmaya çalışırken bir ses beni durdurdu.
"Merak etme ısırmayız sakin ol." Aman ne komik.
Onlara döndüm.
"Şöyle bakmayı kesin o zaman.. rahatsız edici." Yerinden kalkıp bana yaklaştı.

"Nasıl bakıyoruz mesela böyle iyi mi?" Bana adım adım yaklaşırken Ayşe aramıza girdi.
"Sen yukarı çık." Başımı hızla sallayıp koşar adımlarla yukarı çıktım.
Ezik gibi hissediyorum fakat havalı olacağım diye canımdan da olamam.

Tatsız tutsuz makarnamı ve suyumu bitirdim, aşağı inip boş tabağı mutfağa koyarken tekrar o adam girdi.
"Tanışamadık ben Bartu." Atakan ve Aykuttu aramadım değil..
"Ada bende." Hızla odaya çıkmak isterken önümü kesti.
"Hadi ama korkma bu kadar." Korkutma bu kadar.
İçeri Ayşe'nin girmesi ile ona minnetle bakıp hızla odaya kaçtım.

Karar verildi ilk fırsatta abimde kalmak isteyeceğim.
Kendimi yatağa atarken yastığa yumruk attım.
"Herif beni fırında insan niyetine yiyecek bunlar da güvenlik diyerek beni burada tutuyor." Kendi kendime söylenirken yavaştan uyku ağır bastı.

Sabah olduğunda kapım açılır açılmaz yerimden fırladım.
"Günaydınn hadi aşağıya gel abin geldi." Başımı sallayıp gözümü ovuşturdum.
Lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım ve aşağı indim.
Abim beni yanına alıp sarıldı.
"Yanlız değilsin." Bunu duymak iyi hissettirdi.
Gülümsedim.
"Biliyorum." Abimden ayrılınca etrafa baktım.

Vampirler, kurt adamlar ve büyücüler.. ne kadar da garip.
"Bizim evimiz daha güvenli." Atakanın cümlesinden sonra Bartu kahkaha attı.
"Sizin eviniz neresi? Orman değil miydi ya." Onun yanında bir kız da güldü.
Parsa baktım, düşünüyordu.
"Vampirle anlaşılacağını düşünen aptaldır zaten." Aykutun dediği laf aralarından tanımadığım birisini sinirlendirdi.
"Önünüze kemik atmadık diye havlama." Ow..

Aykut hırıltı sesleri çıkartıp derin nefes alırken atakan geri adım attı.
"Küçük kurt sinirlendi.." konuşan kıza şaşkınlıkla baktım.
Abime durdurması için işaret etsem de arkasına yaslandı kısaca karışmıyorum demek..

Aykut bartunun üzerine atlarken parsa döndüm.
O da izliyordu fakat daha çok düşünüyor gibiydi.
Dikkatimi onlara vermezken aykutun bedeni ayaklarıma düştü.
Yaralandı mı yoksa? Off.
Göz göze geldiğimiz de zihnimde onun sesi canlandı.
"Sorun yok." Aykut yerinden kalkıp üstünü silkeledi ve vampirle tekrar kapışacaktı ki abim durdurdu.

"Bu kadar sirk yeterli." Aykut insan formuna dönerken bartunun daha beter halde olduğunu gördüm.
O da hızla kendini toparlarken az önce konuşan kız yanıma geldi.
"İyi misin?" Başımı salladım.
"Ben Elena." Dünkü kız..
"Ada.." sesim kısık çıkarken pars yerinden kalktı.

"Ormanın hâkimiyeti onlarda orada kalmamız daha güvenli olacaktır." Eylül bana bakıp heyecanla gülümserken aynı şekilde karşılık verdim.
"Pekala daha fazla tartışma olmadan gidelim." Bartunun yanında ki erkek kurtlara kinle bakıp önden ilerledi.

Herkes evden hızlıca ayrılırken kurtlar kendi formlarına dönüşüp yönü gösteriyorlardı.
Eylül de birşeyler mırıldandıp ortadan kaybolurken sadece ben ve o kalmıştık.
Ben onların arkasından ilerlerken pars konuştu.
"Tüm yol boyu senin yavaşlığını izleyemem atla." Sırtını işaret ederken dudağımı ısırdım.
"Şey bir vampirin üstüne atlamamı mı istiyorsun? Lütfen kalsın." Tekrar ilerleyecekken pars beni sırtına aldı.

Vampirin Gölgesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin