Kargaşa

1.1K 52 18
                                    

Aynı rüyaları gördüm, he birbirini tekrarlıyordu.
Bugün daha farklıydı herşeyin rüya oldugunu biliyordum.
Sonunda andreanın olduğu rüyada yani son rüyamda onu görebildim.
Hiçbir şey değişmemişti tıpkı diğer rüyalarım gibi aynı yerde aynı şekilde duruyordu.

"Ne istiyorsun? Tüm bunlar ne anlama geliyor?" Arkasını dönüp doğrudan gözlerime baktı.
"Teklifim hala geçerli." Kahkaha attım.
"Asla seninle ortak olmayacağım." Bana doğru bir adım atarken eş zamanlı olarak bende geriye doğru bir adım attım.
"Bunun sonuçlarına da katlanmak zorundasın o zaman fakat unutma teklifimin süresi sınırsız, senin için her zaman bir açık kapım olacak." Birşey diyeceğim sırada aniden gözlerimi açtım.

Uyanmak bu kadar basit miydi? Nasıl bu kadar güçlendi? Bir zamanlar büyücülerin yanında kalması sayesinde mi bunu yapabiliyor? Derin derin nefes alırken odada uzayın olmaması işime gelmişti.
Aydınlanan günle yerimden kalkıp lavaboya girdim ve elimi yüzümü yıkadım.
Hangi sonuçlardan bahsediyordu? Başımı iki yana sallayarak düşünmemeye çalıştım.

Düşünmek bana sadece zarar veriyor herşeyi uzay halledecektir ona güveniyorum.
Umarım halleder...
Gerçekten uzayın yerinde olmak istemezdim o kadar yorucu bir hayatı var ki.
Konsey sorunları, yeni bir güçlü düşman ayriyeten bunlarla uğraşırken ne yorulduğunu ne de yokluğunu hiç belli etmiyor.

Nasıl bu kadar güçlü? Annesinin olduğunu öğrendiğinde sadece bir gece ağladı.
Ben ise abimin ölümünü kolay kolay atlatamadım.
Gerçekten güçlü olmak bazen yoruyor olmalı onunla bu konu hakkında oturup konuşmak istiyorum.
Belki anlatmak istedikleri vardır? Belkide herşeyi içine attıyordur, anlatırsa rahatlar.

Bu düşünce ile aynadan kendime bakarak gülümseyip lavabodan çıktım.
Ne giyeceğim diye düşünürken dolaba ilerleyip kendime kıyafet bulmak istedim fakat bulmaktan daha daha daha fazlasını buldum.
Benim bu kadar kıyafetim yoktu ki? Hem bunlar benim değil.
Uzay...
Yüzümde ki gülümseme büyürken içlerinden güzel bir elbise seçip hemen giydim ve saçımı balık sırtı ördüm.

Dudağıma da renk gelmesi için rujumu sürüp parfumü da sıktığım da aynadan kendime baktım.
Kendimi güzel görmeyi çok seviyorum.
İyi hissettiriyor.
Yüzümde kocaman bir gülümseme ile odadan çıkacakken aynı anda birisiyle kapıyı açtığım için göğsüne çarptım.

Yüzümü buruşturarak kafamı tutarken başımı hafifçe kaldırıp kim olduğuna baktım.
Uzay elimi başımdan çekip hasar tespiti yaparken çok ama çok hafif sızlayan başımı umursamadan yanağına öpücük kondurdum.
"Teşekürr ederim." Ne yalan söyleyeyim hoşuma gitti bu jesti.
Özellikle benim tarzımı benden bile iyi bilerek birşeyler alması çok hoşuma gitti.

Umarım bir gün bende sana sürpriz yaparak mutlu edebilirim seni.
Yüzünde ki gülümseyi, melodi kadar rahatlatıcı etkisi olan o gülüşünü duymayı o kadar seviyorum ki.
Beynime kazımak istiyorum mutlu olduğun her anı.
Bunu hakkediyorsun.
Bu kadar çok şeyle uğraşmaktan ziyade rahat bir nefes almayı hakkediyorsun.

Uzay öylece gözlerime bakarken dudağımı ısırdım.
Lütfen bunları duymuş olma, lütfen.
Çok utanırım.
Uzay beni kapı ile arasına sıkıştırdı.
"Yüzümde ki gülümsemeyi bu kadar sık mı görmek istiyorsun?" Başımı bir çocuk gibi hevesle sallarken uzay iç çekerek gözlerime baktı.
"Evlen benimle." Gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım.
Ne dedi o? Evlen dedi.
Evlilik dedi.

"Tamamen bana ait olur musun?" Gözlerim mutluluktan dolmuş olabilir.
Tamam kafamda kurduğum bir hayallerden birisi güzel bir evlilik teklifi olabilirdi.
Fakat şuan ki samimiyet ve verdiği mutluluktan ben razıyım.
"Biliyorum daha güzel bir yerd-" onu susturdum.
"Olurum..." Sesim fısıltıdan bile kısık çıktı.
Uzayın dudakları yana kıvrılırken içimden birşeyler uçtu gitti sanki.
Ben bu oğlana fena yanmışım.

Vampirin Gölgesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin