Vampirin Gölgesinde

2K 95 6
                                    

Boğazımda ki düğümün geçmesi için bir bardak su içtim fakat geçmedi.
Onlar rahat rahat nefes alırken de geçmeyecek.
Teker teker kanları ile yerleri boyayacağım.

...

Mutfaktan çıkıp içeri geçerken kimse konuşmuyordu, kimse önüne konulan yemeklere dokunmamıştı bile.
Uzayın yanına oturup bacaklarımı kendime çektim.
"kintasyolar'ı kim yolladı?" Elena başını bana çevirdi.
"Konsey yollamış olmalı.." kendimi tekrar berbat hissederken Uzay elini omzuma atıp kendine çekti.
"Emiri veren kim?" Bu sefer Atakan kaldırdı başını.
"Victor fakat oy birliği ile haraket ediyorlar." Sürekli herşeyle dalga geçen Atakan ilk kez ciddi cevap verdi.

Victoru öldürmem için güçlü olmam gerekiyor, insan halinle gücümü kullansam da dönüştüğümdeki gücümle asla aynı olmayacak.
Başımı uzaya çevirdim.
"Öğreteceğini söylemiştin.." uzay dışarıyı işaret etti.
"Önce konseyi ziyaret etmek istemez misin?" Başımı hızla sallarken diğerleri de ayaklandı.
"O piçi geberteceğim." Aykut yumruklarını sıkarken uzaya baktım.
"Savaşa gidiyoruz değil mi..?" Evet diyerek beni yanıtladı.

Çok az kişi olmamız bir yana dursun orada bir sürü kintasyon olacak, şuan ne kadar öfkeli olsalar da baş edemezler ve hepsi zarar görecek.
Tıpkı abim gibi..
Gözlerim dolarken kapı çaldı.
Uzay kapıyı açmamı söylerken onu dinleyip kapıyı açmaya gittim.
"Gitmiyor muyuz?" Kapıda tüm kurtlar ve bizim tarafımızda olan vampirler vardı.

Çok az kişi olduğumuzu düşündüğümü bildiği için kapıyı açmamı istemiş olmalı..
"Gidiyoruz.." kendi kendime mırıldandırken leydi yanıma geldi.
Onu kucağıma alıp başından öptüm.
"Hemen gidip geleceğiz korkma tamam mı?" Kedi yüzümü yalarken onu yere bıraktım.
Eylül içeriden çıkıp yanıma geldi.
"İntikamını alacağız.." onu güçlü görmek bir nebze olsun iyi hissettirdi..
Aykut ve Eylül hepsini yönlendirmek için önden giderken Atakan da peşinden gitti.
Bartu uzayla bakışıp onayını aldığında hızla evden çıkarken arkasından Elena ve Ayşe de gitti.

Ray evden çıkmadan uzay ve bana döndü.
"Eğlenceye geç kalmayın." O da diğerlerine karışırken içimde sıkıntı vardı, zarar görebilirler ve hiçbirisi bunu umursamıyor..

Uzay bana doğru yaklaşıp arkamdan sarıldı.
Onun düşüncelerini okuyamadım fakat hisslerini anladım.
İntikam, hırs, öfke ve biraz da korku.
Kaybetme korkusu bunların arkasına saklanmış bir gerçekti.
"Senin gelmeni istemiyorum." Hızla hayır yanıtını verdim.
"Abimin kanları oradaki hepsinin elinde, sonlarını görmeden rahat nefes alamam." Uzay boynuma minik bir öpücük kondurdu.
"Benim gölgemden ayrılmayacaksın." Savaşa vampirin gölgesinde saklanarak mı gideceğim?

İnsan halimi göz önünde bulundurarak pek de mantıksız karar değil fakat işe duygular girdiğinde aklın sözü geçmiyor.
"Tamam.." Uzay aldığı komutla beni belimden kaldırıp hızla konsey binasının önüne getirdi.
Gerçekten saniyeden bile hızlı şekilde nasıl ilerliyorduk?
Uzay hepsinin başına geçerken onun çok yakınındaydım.
Vampirin Gölgesinde.
Ve bu gölge beni tüm kötülüklerden koruyor.

Adını ve yüzünü daha önce görmediğim kişi kapıya çıkarken arkasında da daha önce buraya geldiğimde gördüğüm yüzler vardı.
Victor ise en başlarında olan olmalı.
Abimin ölmesine sebep olan Victor ve kararı alan kişiler..
İçim nefretle doldu.
"Ziyaretinizi uralın ölümüne mi borçluyuz?" Ellerimi yumruk yaparken ağzımı açacağım sırada uzay benim adıma konuştu.
"Hayır senin ölümüne." Ne olduğunu anlamadan uzay victoru bir tekme ile yere sererken kintasyoların bağırış sesleri duyuldu.

Bu sesi en son duyduğumda abim kurban gitmişti..
Bizim taraf hızla içeri hücum ederken uzay victorun kafasını kopardı.
Victorun kafası ayağıma doğru gelirken tek yaptığım bakmaktı.
"Bunu hakkettin." Önüme düşen kafaya tekme atıp kendimden uzaklaştırdım.
Uzay canavarlarla uğraşmak yerine konseyde ki üyelerin fişini çekiyordu.
Ben ise sadece girişte durup sonlarını izliyordum.

Vampirin Gölgesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin