~1~

2.6K 133 23
                                    

 Evde bir sessizlik hakimdi. Yavaş adımlarla merdivenlerde indim ve salona geçtim. Annem sinirle salonda yürüyordu. Babamda onun gibi sinirli duruyordu. Yumruklarını sıkmış, önüne bakarak koltukta oturuyordu. Neler olduğunu anlamamıştım ama kötü bir şey olduğu kesindi. Annemin bakışları bana dönünce istemsiz gerildim. 

 "Anne neler oluyor?" Alaycı bir gülüş çıktı dudaklarından. "Kardeşin evi terk etmiş!" dediğinde şaşkınca yerimde kalakaldım. Sonunda bunu da mı yapmıştı gerçekten. "Ne? Ne diyorsun anne nasıl terk etmiş?" Sert adımlarla yanıma ilerledi ve durdu. "Ne bileyim ben! Belliydi zaten bir haltlar yiyeceği." Sinirli ve sert adımlarla odadan çıktı. Üst kata çıktığında aklıma soy ağacı geldi. Gözlerim büyüdü ve hızla yukarı çıktım.

 Annemin arkasından odaya girdiğimde beni hiç umursamadan Sirius'un adını yakmak için yaklaştı. Hemen elini tuttuğumda sert ve soğuk bakışları bana çevrildi. "Çek elini Meissa!" Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Çok ani karar veriyorsun. Yapma, lütfen." Sözlerimin umrunda olmadığının farkındaydım. 

 "Ne saçmalıyorsun sen!? Bunu çok daha önce yapmalıydık ama bu son nokta. Bunu kendi istedi. Gitmek mi istedi buyursun gitsin bakalım." Beni sertçe ittirdi ve asasını çıkarıp bir büyü yaptı. Hissettiğim sancıyla ağzımdan küçük bir inleme kaçtı. Hiç beklemeden Sirius'un adını yaktı. Sonra bakışları bana döndü. "Bu saatten sonra Black ailesi ile hiçbir bağı kalmamıştır o kanı bozuğun sakın unutma!" Yüzümde gezinen soğuk bakışları içimi ürpertiyordu resmen. Bana doğru eğilip çenemi sıkıca tuttu. "Anlaşıldı mı?" Gözlerimin dolduğunu hissettim ama umursamadım. Annemin önünde ağlamayacaktım. Usulca kafamı salladım. "Anlaşıldı anne." Çenemi sertçe bıraktı ve sert adımlarla odadan çıktı.

 Gittiği an gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Odada hakim olan yanık kokusu sinirlerimi bozuyordu. Gözlerim yeni yanmış kısma değdi. Sinirle baktım. Yaklaşan adım seslerini duyduğumda hızla gözyaşlarımı sildim ve ayağa kalktım. Her zaman ki gibi duruyordum şimdi. Regulus içeri girdi. "Abla neler oluyor ne bu gürültü. Annem ve babam neden bu kadar gerginler." Duygusuz gözlerimi ona çevirdim. "Sirius evi terk etmiş." Bunu söylerken sesim bile titrememişti. Herkesin alışkın olduğu Meissaydım şimdi. Umursamaz belki de duygusuz. 

 Regulus'un yüzüne ilk duyduğumdaki şaşkınlık hakim oldu. "Ne demek bu abla?" Yavaş adımlarla yanına yaklaştım ve onu kendime çekip sarıldım. "Bu onun tercihi Reg. O bırakıp gitmeyi seçti. Onun arkasından üzülmene gerek yok. Herkes ne isterse onu yapmakta özgür. Annemle adını soy ağacından sildik." Saçlarını öpüp geri çekildim. Gözlerinin içine bakarak omzunu sıvazladım. "Bu saatten sonra Black ailesi ile hiçbir bağı kalmadı onun anlaşıldı mı ablacım?" Gözleri dolmuştu ama o da aynı benim gibi usulca kafasını salladı. "Anlaştık abla." 

 Gülümsedim ve saçlarını karıştırdım. "Güzel o zaman hadi çıkalım şu odadan yanık kokusu midemi bulandırıyor." Beraber odadan çıktığımızda derin bir nefes aldım. Bu odadan çıkmamla beraber bir kardeşimi de geride bırakmıştım. Gözlerimi kapattım ve gülümseyerek açtım. "Hadi yemek saati aşağı inelim." Elim Regulus'un sırtında beraber aşağı indik. Sirius ile pek anlaşamasalar da senelerdir, yine de etkilemişti onu bu durum. 

 Kreacher beni görünce hemen selam verdi. "Masa hazır efendim buyrun." Kafamla onayladım ve Regulus ile beraber masaya geçtik. Annem ve babamın bakışları üzerimizdeydi. Babam boğazını temizledi ve bakışların kendine dönmesini sağladı. "Regulus olayı öğrendiğini düşünüyorum." Bakışları yandan bana döndü sonra tekrar Regulus'a baktı. "Ablan sana gerekli sözleri söylemiştir ama bende son kez sizi uyarmak istedim. Onun varlığı yokmuş gibi yaşayacaksınız. O kanı bozuğun adı anılmayacak evde. Ve siz ikiniz artık daha dikkatli olacaksınız. Ailemizin adını karaladı. Siz ikinizin onun aksine gerçek birer Black gibi davranacağını umuyorum." Konuşması bittiğinde bakışları ikimizin üzerinde dolanıyordu. 

Meissa Black/ MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin