*Karanlık taraftan okumak isterseniz gelin gelinn*
Sirius'un evden kaçışından sonrasını ikiz kardeşi Meissa Black'in gözünden okumak ister misiniz? O zaman hadi gelinn
"Bu saatten sonra Black ailesi ile hiçbir bağı kalmamıştır o kanı bozuğun sakın...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Meissa'nın balo elbisesi olarak böyle bir şey düşündüm ama siz istediğiniz gibi düşünün)
Kızlarla beraber hazırlanırken odada bir curcuna vardı. Ben hazırlanmış yatakta oturuyordum. Holly Amy'nin makyajı ile uğraşırken, Mary'de saçını yapıyordu. Sonunda hazırlanmaları bittiğinde hepimiz ayaklandık ve birbirimizi süzdük. Hepsi gerçekten mükemmel olmuşlardı. Mary pembe bir elbise giymişti, Holly ise mavi tonlarında bir elbise tercih etmişti. Amycus ise şaşırtymayarak siyah bir elbise seçmişti. Ben ise binamıza uygun olarak yeşil bir elbise seçmiştim.
Mary heyecanla yerinde kıpırdandı. "Yaa çok güzel olmuşsunuz." Hepimiz ona gülümsedik. Holly Mary'nin alnına bir öpücük kondurdu. "Sende öyle bebeğim." Amy ve ben ise gururlu anne edasıyla ikisini izliyorduk. Holly bize döndü ve güldü. "Hadi çıkalım artık." Mary'nin beline elini koydu ve önden ilerlemeye başladılar.
Aşağı indiğimizde Thorffin Rowle hemen Amy'nin yanına geldi. Elini tutup öptüğünde gülmemek için kendimi zor tuttum. Amy'de bana bakış attığında hemen yüzümü düzelttim. İkili önden çıktıklarında Rabastan yanıma yaklaştı. "Gidelim mi miss Black?" Kolunu girmem için uzattı. Gülümsedim ve koluna girdim. "Gidelim bakalım şu lanet baloya."
Yine Severus'u ortalarda hiç görmemiştim. Zaten çok yakın değildik ama ölüm yiyen olayları çıktığından beri bizden tamamen uzaklaşmıştı. Yanımıza gelmiyordu hatta çoğu zaman onu görmüyordum bile. Ama eğer istediği buysa umurumda değil. Kendi tercihi sonuçta.
Baloya girdiğimizde içeriyi inceledim. Her zaman olduğu gibi güzel dekorasyon yapmışlardı. Rabastan ile bir masaya geçtik. O bize içecek almaya gittiğinde yanıma Evan geldi. Yavaşça süzdüm onu her zaman ki gibi yakışıklı olmuştu. "Kimi getirdin artık söyleyecek misin Evan? Bir haftadır gizliyorsun." Yanımıza gülerek Alector geldi. "Bence kimseyi getiremediği için gizliyor."
Evan sinirli bakışlarını attı. "Hiç de bile! Amber ile geldim sadece kısa süre arkadaşlarımıza bakmak için ayrıldık." Rabastan elindeki içeceği bana uzattığında teşekkür edip aldım. "Bu niye kızardı yine domates gibi?" Alector anlattı. "Tamam sizde rahat bırakın çocuğu artık." Evan hızla Rabastan'a sarılıp öpmeye başladı. "İşte bu yaa adam adam."
Alector ve ben kocaman bir kahkaha attık. Rabastan yüzünü buruşturmuş Evan'ı itmeye çalışıyordu. "Siktir git lan kızın yanına! Bir daha da bana yaklaşma." Evan uzaklaştı ve geri geri yürümeye başladı. Gitmeden önce göz kırptı ve öpücük attı. Rabastan ona doğru adım attığında ise koşarak kaçtı. Sonra bakışları Alector'a kaydı. "Sen niye buradasın amına koyayım. Angela'nın yanında olman gerekmez mi!?"
Alector şaşkınca baktı ve bana doğru fısıldadı. "Bu da sinirini benden çıkarıyor he." Rabastan'a döndü. "Tuvalete gitmişti ama gelmiştir zaten ben gideyim." O da hızlı adımlarla bizden uzaklaştı. Gülerek boşta olan elimle kolunu tuttum. "Sakin mi olsan biraz buraya eğlenmeye geldik sonuçta." Bakışları bana döndüğünde sakinleşti. "İnsanı sinir ediyor ibne ne yapayım." Elindeki bardağı kafasına dikti, bende hızla kafama diktiğimde güldü. "Yenisini alıp geleyim."
