~ 7~

1.1K 86 53
                                    

 Odamda hazırlanırken hızla odaya dalan Bellatrix ile sakin bakışlarımı ona diktim aynadan. Kocaman gülümsemesi ile beni süzüyordu. Ona döndüğümde yavaş adımlarla yanıma yaklaştı. "Seninle gurur duyuyorum Meissa. Bir kadın olarak kendini öne atman hoşuma gitti. Senden iyi bir ölüm yiyen olacağı belli." Sözlerine gülümsedim. "Haklısın emin ol harika bir ölüm yiyen olacağım Bella." 

 Biz sohbet ederken kapı tıklatıldı. "Gel Regulus." İçeri girdiğinde benden daha gergin duruyordu. Kendi gidecek olsa toplantıya bu kadar gerilmeyeceğine hatta keyifli olacağına emindim. Ama konu ben olunca o da benim için endişeleniyordu. "Hazır mısın abla? Annemler birazdan çıkacaklarını söylediler, seni aşağıda bekliyorlar." "Ben ineyim sende geç kalma!" Bellatrix odadan çıktı.

 Regulus'a yaklaştım ve kolunu sıvazladım. "Hazırım merak etme. Hem endişelenme artık hiçbir şey olmayacak." Endişeli bakışları yüzümde geziniyordu. "Elimde değil. Konu sen olunca sonsuz sakinliğim yok oluyor." Güldüm ve saçlarını karıştırdım. "Beni daha iyi anladığını umuyorum küçük kardeşim o zaman." Yüzünü astı ve omuz silkti. Kesinlikle bana karşı küçük bir çocuk gibi oluyordu. 

 "Dalga geçme ya. Okulda nasıl saklayacaksın kendini. Ya yakalanırsan. Merlin! Direkt azkabana atılırsın abla." Gözlerimi açıp ona baktım. "Ne harika düşünceler bunlar. Biraz pozitif olmalısın Reg. Hiçbir sıkıntı olmadan mezun olacağım emin ol." Tatmin olmuş gibi görünmesede tek kelime etmedi ve sadece kafasını salladı. "Hadı aşağı inelim geç kalmak istemem." Kolumu omzuna attım ve beraber aşağı indik.

 Babamlar beni görmeleriyle ayaklandılar. "Hadi gidelim artık geç kalmayalım." Babamın elinden tuttum ve bir malikaneye cisimlendik. Dışarıdan kullanılmayan eski bir yer gibi duruyordu. Babam ve Bella'nın arkasından etrafı süzerek yavaş adımlarla ilerliyordum. İçeri girdiğimizde içerinin dışarıya göre yeni olduğunu fark ettim. Büyü ile halletmişlerdi anlaşılan. Bir odaya ilerlerken Rabastan ile göz göze geldim. Beni görünce şaşırmışa benziyordu. Kaşlarını çattı ve 'neler oluyor' der gibi kafasını salladı. Sadece gülümseyip omuz silktim ve odaya girdim. Abisi ise onu dürterek içeri girmesini işaret etti. 

 Geniş bir odaydı ve ortada büyük bir masa duruyordu. Kutsal 28 den çoğu aile buradaydı. Bizimkileri süzdüm yavaşça. Evan, Alector, Amycus, Felix ve Rabastan buradaydı. Anlaşılan Rosier'ler iki oğullarını da getirmişlerdi. En sonunda babamın yanına oturdum. Ebeveynler kendi aralarında konuşurken biz sadece kendi aramızda bakışıyorduk. Felix kesinlikle çok stresli duruyordu. Anlaşılan buna pek hazır değildi ama buraya getirilmişti. 

 Bir anda sessizlik olmasıyla bakışlarım kapıya kaydı. Herkesin ayaklanmasıyla bende hemen kalktım. Direkt lorda bakıyordum. Babamın beni dürtmesiyle ona döndüm. Başımı eğmemi işaret ediyordu. O sırada üzerimde bakışları hissettim. "Rahat bırak kızı Orion." Soğuk sesini duymamla ürperdim. Benden bahsediyor olması gerilmeme yetmişti bile. Rabastan dikkat çektiğim için yüzünü buruşturmuştu. 

 "Gözlerini üzerime dikecek kadar cesursan senden başlayalım ne dersin!" Bu kesinlikle bir soru değil emirdi. Sert tonlaması bunu gayet açık belli ediyordu. Yine de başımı eğmedim ve kafamı kaldırıp Lorda baktım. "Elbette Lordum. Siz nasıl isterseniz." Sesimin titrek çıkmamasına şükürler ediyordum. Kesinlikle çok gerici bir insandı. Ama beklediğimin aksine sesim gayet kendinden emin çıkmıştı. 

 Eliyle yanına çağırması ile kısa süre gözlerimi babama çevirdim ve sandalyemi itip ona doğru yürümeye başladım. Yanına geldiğimde gözlerimin en içine bakıyordu sanki. Yutkunmamak için kendimi zor tuttum. Kolumu sertçe tutmasıyla hafifçe irkildim ama bunu dışarıya yansıtmadım. Kolumu morartacak derecede sert tutarken kolumu açtı. Asasını usulca kolumda gezdirmeye başladı. Tutuşu ne kadar sertse, asayı dokunduruşu bir o kadar yumuşaktı. 

Meissa Black/ MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin