Evde yine gereksiz bir telaş hakimdi alt tarafı dayımlar gelecekti bu kadar büyütmek saçma. Kreacher masayı hazırladığını belirtti ve üst kata çıktı. Annem ise sonunda oturmuştu. Babam da birazdan burada olurdu. Misafirlerden önce gelmezse annem kesinlikle canını okurdu. Merdivenlerden gelen sesle bakışlarım oraya döndü. Regulus sakin adımlarla aşağı iniyordu.
"Babam daha gelmedi mi?" Annem kafasını salladı ama saniyesinde babam eve cisimlenmişti. "Geç kalmadım değil mi?" Gülerek babama baktım. "Sence geç kalsan annem bu kadar sakin olur muydu?" O da gülüşüme karşılık verdi ve yaklaşıp alnımdan öptü. "Haklısın neyse ben üzerimi değiştirip geliyorum onlarda birazdan burada olurlar."
Yaklaşık 10 dakikanın sonunda babam aşağı indi ve çalan kapı ile hepimiz ayaklandık. İçeri önce dayım Cygnus ve karısı Druella girdi. Herkesle selamlaştıktan sonra içeri geçtiler. Arkalarında Belatrix ve kocası Rodolphus vardı. Son olarak en arkada Narcissa içeri girdi. Hepsi ile selamlaştıktan sonra Cissy ile sarılıp içeri geçtim.
Herkes direkt masaya geçti ve yemekler yenmeye başladı. Yemek genel olarak sessiz geçmişti. Babam ve dayımın iş konuşmaları dışında. Ha birde annem ve Druella'nın dedikoduları tabiki. Sonunda sıkıcı yemek zamanı bittiğinde herkes salona geçti. "Duyduğumuza göre sizin oğlan da evden kaçmış." Annem duyduğu ile yerinde gerildi. "O benim oğlum değil! Kanı bozuğun teki. Aynı sizin ortanca kız gibi." Annemin altta kalmayacağı belliydi, o da onları Andromeda ile vurdu. Eh sonuçta o da bir bulanık için ailesini terk etmişti.
"Moralimizi bu konularla bozmaya gerek yok. Sonuçta arkada bırakılmış kişiler bunlar." Dayım da babamı onaylayan birkaç kelime söyledi ve konu hızlıca kapandı. Bende konuyu değiştirmek için Cissy'e döndüm. "Ee Cissy sizin düğün işleri nasıl gidiyor." Bakışları bana döndü ve sarı saçlarını arkaya atıp gülümsedi.
"Aslında daha net bir şey yok. Başta nişanla arasını çok tutmayalım diye düşünüyorduk ama biraz uzatmaya karar verdik. Özellikle Lucius bu ara çok yoğun. Lord'un yükselişi ile görevleri ve işleri arttı." Kafamı salladım ve gülümsedim. "Aman boşver canım o kadar da acele etmeye gerek yok sonuçta. Hallolur o da zamanla."
Annemlerin ve babamların sıkıcı muhabbetleri başladığında derin bir nefes aldım ve kalkıp mutfağa ilerledim. Su içerken içeri Cissy girdi. "Ben belki konuşmak istersin diye düşündüm." İkimizde sakince masaya oturduk. "Aslında konuşulacak pek bir şey yok. Regulus ile birbirlerinden nefret etmelerine rağmen o bile daha çok şaşırdı. Açıkcası benim beklediğim bir şeydi."
"Merak ettiğim o değil. Regulus'la olmasa bile seninle yine de az çok samimiyeti vardı. Sen nasılsın önemli olan o." Omuz silkip yüzümü ellerime yasladım. "İyiyim neden kötü olayım ki. Bu onun isteği, istediği buysa benim de pek umurumda olmaz açıkçası. O artık aileden atıldı benim ilgi ve sorumluluğumda değil."
Kaşlarını kaldırarak hayretle baktı bana. "Gerçekten takdir ettim seni. Ben senden büyük olmama rağmen Andromeda'nın gidişini zor kabullenmiştim. İyi idare ediyorsun gerçekten." Gülümsedim ve göz kırptım. "Bizim ailede büyük olan benim sorumluluk bende demek oluyor bu. Hem aynı şey değil siz onunla çok yakındınız bir kere senelerce. Biz öyle değildik. Zaman ilerledikçe uzaklaştık birbirimizden. Belki de o yüzden hazırlıklıydım biraz. Beni buna o hazırladı. Tabi benimde payım var bunda. Farklı görüşlerimiz ve tercihlerimizin sonucu bu."
"Ah sen ve klasik sözün. Bizim tercihlerimiz bizi olduğumuz yere getirir. Haklısın aslında bakış açını seviyorum. Sadece şaşırtıcı işte bir anda silebilmen. Ama dediğin gibi siz zaten uzaklaşıyordunuz." Kafamı salladım ve onayladım onu. Bir süre daha mutfakta sohbet ettikten sonra dayımlar gitmek için hazırlanmaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meissa Black/ Marauders
Fanfiction*Karanlık taraftan okumak isterseniz gelin gelinn* Sirius'un evden kaçışından sonrasını ikiz kardeşi Meissa Black'in gözünden okumak ister misiniz? O zaman hadi gelinn "Bu saatten sonra Black ailesi ile hiçbir bağı kalmamıştır o kanı bozuğun sakın...