~18~

737 53 4
                                    

 Bizimkiler bir toplantıdan dönmüş ve onun hakkında konuşuyorlardı. Tabi bana da birkaç haber vardı. Lord hemen iyileşip aralarına dönmemi istiyor. Bir dahaki toplantıda orada olmalıymışım. Ki zaten asla kaçırmazdım. Bunda iyi olmama rağmen bizimkiler toparlanamadığımı söylemişlerdi. 

 Başım Rabastan'ın omzunda son gelişmeleri dinliyordum. Evan biraz endişeli görünüyordu. Kaşlarımı çatarak ona baktım ve ayağımla dürttüm. "Senin neyin var? Bugün baya durgunsun, gitmeden önce iyiydin. Ne oldu?" Derin bir nefes aldı ve saçlarını karıştırdı. "Felix için çok endişeliyim. Ona bir görev verdi. İlk defa bizden biri olmadan tek çıkacak. O da çok gergin bende onun için korkuyorum. Ya başına bir şey gelirse."

 Şimdi benimde canım sıkılmıştı. Felix zaten en başından beri gergindi. Ama en azından yanında biz olunca biraz rahatlıyordu. Şimdi kesin kafayı yiyordur. Onla da konuşmalıyım galiba. Doğrulup Evan'a yaklaştım ve tek kolumu ona sardım. "Endişe etme eminim sapasağlam geri gelecek. İstediğinde yapamayacağı hiçbir şey yok onun. Bizim şu an onu rahatlatmamız gerekiyor canım." Usulca kafasını salladı ve kafasını göğsüme yasladı. Biraz daha dışarda oturduktan sonra kütüphaneye gitmeye karar verdik. Yakında mezun olacaktık ve önümüzde önemli sınavlar vardı. 

 Alector hızla büyük boş bir masa kaptı. Bizde ihtiyacımız olan kitapları almak üzere dağıldık. İstediğim kitabı ararken elimin tutulmasıyla irkildim. Ama üstten Remus ile göz göze geldiğimde sakinleştim ve bende elini tuttum. "Riskli olduğunu konuşmuştuk Remus! Hem de tüm arkadaşlarım buradayken daha da tehlikeli. Yani seninkilerin kütüphane ile pek işleri yok ama benimkiler öyle değil maalesef." 

 Gözlerini kısarak güldü. "Tamam tamam haklısın. Sadece biraz özledim ve fırsatı değerlendirmek istedim. Biliyorum artık çok daha dikkatli olmalıyız." Bende gülümsedim ve kafamla onayladım. "Güzel bu konuda anlaşabildiğimize sevindim." Baş parmağı ile elimi okşadı. "Sonuçta benim arkadaşlarıma yakalandık. Benim dikkatsizliğimdi o yüzden anlaş-" 

 "Meissa buldun mu kitabını?" Amy'nin sesini duymamla ona döndüm. "Hadi git git Amy geliyor." Eğilip elime öpücük kondurup hızla uzaklaştı. Bir üst raftaki kitabı görmemle hızla elime aldım. Amy'i gördüğümde gülümsedim. "Buldum buldum hadi geçelim masaya." Hepimiz uzun süre muhatap olmadan derslere gömülmüştük. Bu özelliğimizi seviyordum. Ciddileşip işimize odaklanmakta hepimiz çok iyiydik. Evan bazen sorun çıkarmadıkça tabiki. Birimiz dağılınca hepimizde ipler kopuyordu. 

 4 saatlik çalışmanın ardından yemek saati geldiği için kalkmak zorunda kaldık. Yoğunlaşınca insanın hiç bırakası gelmiyordu. Büyül salona girdiğimizde çapulcular tam yanımızdan geçtiler. Potter yine bakışlarını üzerimde gezdiriyordu. Gözlerimi ona dikip masama oturdum. İkimizde bir süre bakışlarımızı çekmedik. Ona en irrite edici bakışlarımı atıyordum. Sonunda katlanamayıp önüne döndü. Zaferle gülümseyip yemeğimi yemeye başladım. 

 Remus ile geçen geceki konuşmamızdan sonra onlar ayrıldığımızı sanıyorlardı. Remus ile asla birbirimize bakmıyorduk bile onlarla aynı ortamdayken. Arada o inatla baksada tabii. Potter ise beni gıcık etmek için sürekli bana bakışlar atıyordu. Sirius umursamaz görünen taraftı. Onunla da birkaç kez göz göze gelmiştik ama çok tutmadan umursamazca gözlerini çekmişti. Eminim ki içten içe tepki veremediği için deliriyordur. Kardeşimi tanıyordum.

-----

 Felix'i gece tek başına ortak salonda otururken yakadım. Yavaş adımlarla yanına gidip oturdum. Gözleri kısa süre bana değdikten sonra tekrar şömineye döndü. Ben hiçbir şey demeden konuşmaya başladı. "Korkuyorum abla. Gerçekten çok korkuyorum. Ya başaramazsam görevi. Lord bana kim bilir ne yapar. Ailem çok sinirlenir, hiçbir şeyi beceremediğimi söylerler. Zaten sürekli abim ile karşılaştırıyorlar. Ya da orada yaralanabilir hatta ölebilirim bile." 

Meissa Black/ MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin