~16~

802 55 109
                                    

Remus Lupin

 Gözlerim yine aynı kişiyi görebilmek için bahçede gezindi. Tam 3 gündür Meissa'yı görememiştim. Okulda yoktu anlaşılan. Hiç bu kadar uzun süre ortadan kaybolmamıştı. Bana yalan söylediği günden beri ortalarda yoktu. Okula dönmek yerine dönüp cisimlenmişti. Kolumdan dürten Sirius ile ona döndüm.

 "Hey! Nereye daldın yine Aylak." İlgi odağım komple kaymıştı. Bu günlerde derslere bile odaklanamamıştım. Sürekli aklımda o dolanıyordu. Neden yalan söylediğini geldiğinde soracaktım ama artık umurumda olan tek şey onu iyi görebilmekti. "Harbiden bu ara çok dalgınsın Remus sorun ne?" 

 "Hiç, sorun yok iyiyim ben. Sadece biraz halsizim bu aralar o kadar." Sirius inanmayarak baktı yüzüme. Hafif öne eğilip kafasını omzuna yatırdı. "Meissa yok. Bununla alakası olabilir mir acaba?" Yutkundum ve gözlerimi kaçırdım. James "Ne? Meissa ne alaka şimdi!"

 "Sen de mi fark ettin?" Derin bir nefes aldı ve kafasını olumlu anlamda salladı. "3 gündür yok ortalarda. Her ne olursa olsun onu düşünmeyi bırakamıyorum. Nefret etmem gerekiyor biliyorum ama o benim ikizim. Gözüm ister istemez onu arıyor hep." Yüzüme buruk bir gülümseme yayıldı. 

 "Nefret etmek zorunda değilsin Sirius. Dediğin gibi o senin kardeşin. Beraber paylaştığınız pek çok şey var, yaşadığınız da öyle. Bu kadar kolay silmeni beklemiyorum senden." James hızla lafa atladı. "Ama o yaptı Patiayak! Seni tek kalemde sildi, arkasına bile bakmadı. Sende onun kardeşisin ama onun için kolay oldu bu. Bu yüzden sende yapabilirsin. O buna değecek biri değil. Senin şu an ne hali varsa görsün demen gerekiyordu. Nasıl bir insan olduğunu en iyi sen biliyorsun!" 

 James'ın sözlerinin Sirius'un canını yaktığına eminim. Çünkü benim fazlasıyla yakıyordu. Ama haklı olabileceğini düşünmek daha da zordu. Ne kadar istemesemde bana bunu düşündüren kendisiydi. Hep çok gergindi yanımda, bir şeyler sakladığı belliydi. Yalanları vardı, ben ne kadar ilk başlarda fark etmesemde. En belirgin olan ise maalesef ki o bir Black. Ve bu zamana kadar hep ailesine bağlı olan bir Black.

 "Ben istemez miyim sanıyorsun Çatalak! Onu silmeyi en çok ben isterim çünkü en çok benim canımı yakıyor. Bakışlarına dayanamıyorum ya da artık yüzüme bile bakmamasına mı demeliyim. Zor emin ol çok zor ve ben deniyorum. Okulun bitmesine bile çok az kaldı. Kaç ay oldu ama ben kız kardeşimden vazgeçemiyorum!"

-----

 Meissa Black

 Gözlerimi araladığımda ilk gördüğüm şey Rabastan oldu. Bileğimden tutmuş uyuyordu. Gözlerim ışığa alışmadığı için yanıyordu. Boşta olan elimle gözlerimi ovdum. Bu hafif hareketlerimle Rabastan hızla doğruldu ve kısık gözlerle bana baktı. Ona gülümsediğimde gözleri hemen açıldı. Elindeki bileğimi öptü. "Uyandın! Sonunda uyandın!"

 Yüzümü elleri arasına alıp alnıma ve yanaklarıma öpücükler kondurdu. "Sakin ol oğlum. Ölmedim ya." Geri çekildi ve kaşlarını çatıp baktı. "Saçma sapan konuşma! Ne kadar korktum haberin var mı senin? Sana bir şey olacak diye aklım çıktı. Seni kaybedeceğim sandım lan ben!" Elimi yanağına koydum. "Sakinleş, bak iyiyim ben tamam mı? Artık korkmana gerek yok bebeğim. Benden bu kadar kolay kurtulamazsın maalesef."

 Kollarını hızla bana sardı canımı yakmamaya çalışarak. Galiba karnımda bir yaram vardı. Hafif sızlamıştı ama çok az. Eminim ki geçmesine çok az kalmıştır. "Kurtulmak isteyen kim anasını satim. Ömrümün sonuna kadar seni çekmeye razıyım ben be!" Sözlerine güldüm ve bende kollarımı ona sardım. 

 "Aldım bak sözü sonra bir anda ortadan kaybolmak falan yok he." Gülerek geri çekildi. "Kaybolanı si-" Kapının sertçe açılmasıyla oraya döndük. Evan'ın beni görür görmez gözleri kocaman açıldı. "Uyanmışsın!" Hızlı adımlarla yanıma geldi ve Rabastan'ı sertçe itip bana sarıldı. "Hayvan herif! Bari kıza karşı yavaş ol yarası tam iyileşti mi bilmiyoruz." Hızla geri çekildi. "Çok özür dilerim canını yaktım mı?" Yüzüme öyle masum bakıyordu ki güldüm ve yanaklarını sıkıp öptüm. "Hayır merak etme iyiyim ben."

Meissa Black/ MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin