~13~

969 65 66
                                    

 Koşmaktan nefes nefese kalmış şekilde durdum. Remus kaşlarını çatarak bana döndü. "Ne oldu neden koştun?" Hemen yanına oturup nefesimi düzene soktum. "Bizimkiler peşimi bırakmadı. Bende biraz dikkat dağıtıp koşarak oradan uzaklaştım." Yüzüne yayılan gülümsemesiyle beni izliyordu. Ona baktığımda bende gülümsedim.

 Elini usulca yanağıma koydu ve okşadı. "Yine kızarmışsın. Böyle çok tatlı oluyorsun." Gözlerimi gözlerinden çekemiyordum. Bir elimle yüzümdeki elini tuttum ve okşadım. Sonra yavaşça ona yaklaşıp dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. Geri çekildiğimde beni tek koluyla sarıp kendine çekti. Başımı göğsüne yasladım.

 "Emin ol bizimkilerden kaçmak da çok zordu. Bir şeyler olduğundan şüphelenmeye başladılar o yüzden daha da zor çıktım." Kollarımı sıkıca beline sardım. "Benimkilerde öyle. Şüphe çekmeye başladı. 2 haftadır gizli saklı buluşmaya çalışıyoruz çünkü." Remus'un bedeni gerildi. "Ah! Bunun sonrasında gelecek cümleyi biliyorum." Alttan ona baktım ve hızla gözlerimi kaçırdım. "Bence biraz azaltmalıyız buluşmaları."

 "Ah hadi ama Meissa! Bu çok saçma." Ondan uzaklaştım hemen. "Asıl sen yapma Remus. Kötü niyetle demiyorum ki! Fark etmelerini istemiyorum sadece, sonucunun nasıl olacağını tahmin bile edemezsin." Remus alayla güldüğünde gözlerim şaşkınca açıldı. "Sen ona cesaretim yok desene! İlişkimize karşı biraz cesur olsan ne olacak!" 

 Kaşlarımı çattım ve ona anlamayarak baktım. "Sen büyük saçmalıyorsun bence konuşmayı şu an keselim tamam mı? İkimiz de daha fazla birbirimizi kırmadan." Ayağa kalktığımda gözleriyle beni takip etti. Sonra yutkundu ve eliyle yüzünü kapattı. Gitmek için hareketlendiğimde hızla ayağa kalktı ve önüme geçti.

 "Bak tamam özür dilerim. Sadece anlık duygularımla konuştum. Gerçekten üzgünüm." Gözlerime bu denli bakarken ona karşı durmak bazen gerçekten çok zor oluyor. Yüzümü elleri arasına aldı ve alnıma bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum Meissa. Ve ufak tefek şeylerden aramızın bozulmasını istemiyorum. Hem de daha sana yeni kavuşmuşken."

 Omuzlarım düştü ve kafamı salladım. "Haklısın, bende daha fazla uzamasın diye gidecektim zaten. Sonra daha düzgün kafayla konuşuruz diye." Kollarımı sıkıca boynuna doladım. Kolları belimi sıkıca kavradı. "Bende seni seviyorum. Ve seni de anlıyorum. Sende ilişkini doya doya yaşamak istiyorsun. Saklamadan gizlemeden. Ama biraz da benim tarafımdan bak."

 "Ben seni hep anlamaya çalıştım Meissa. Peki biraz daha senin istediğin gibi olsun." Gülümsedim ve geri çekilip yanağına öpücük kondurdum. "O zaman anlaştık benim şimdi gitmem gerekiyor. Yarın düğün var o yüzden eve döneceğiz." Usulca kafasını salladı. "2 gün seni göremeyeceğim yani öyle mi?" Yüzü düşmüştü. Yüzünü ellerim arasına alıp gözlerine baktım.

 "Biraz öyle olucak ama söz geldiğimde tüm bir günümü senin için ayıracağım. Sadece ikimiz. Hiçbir şey düşünmek zorunda kalmayacağız birbirimiz dışında." Kısa bir süre düşünür gibi yaptı. "Eh bu ideal bir teklif. O yüzden anlaştık. Kendine çok dikkat et tamam mı?" Kafamı salladım. "Sende öyle." 

 Yanından ayrılıp okula girdiğimde bizimkileri gördüm. Hala bıraktığım haldelerdi. Eh bunları uzun süre oyalayacak konuları gayet iyi biliyordum sonuçta. Yanlarına oturduğumda Rabastan bana döndü. "Nereye kayboldun?" Şüpheci bakışları beni çok geriyordu. "Hiç tuvalete gidip geldim. Ee hadi kalkın artık gitmemiz gerekiyor." Buraya doğru gelen Regulus ile gülümsedim ve yanına yaklaştım. "Ne zaman gidiyoruz abla?" "Şimdi tatlım, hadi hazır mısınız siz?" Kafasını salladığında saçlarını karıştırdım. Bizimkiler birkaç eşyalarını alıp geldiler hemen. Şimdi eve gitmek için hazırdık.

-----

 Etrafta fazlasıyla ses vardı. Hazırlıklar için herkes bir taraflara koşturuyor ya da annemler gibi insanlara bağırarak emir veriyorlardı. Ben düğün salonundaki sandalyeleri birleştirip yayılmış oturuyordum. Narcissa'a aşağıya indiğinde kısaca etrafa göz attı. Gözleri beni bulduğunda gülümsedi ve yanıma yaklaşmaya başladı.

Meissa Black/ MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin