~14~

874 55 51
                                    

 Okula geldiğimizde bahçede kısaca göz gezdirdim. Bir köşede Remus'u gördüğümde yüzüme bir gülümseme yayıldı. Bizimkilere birkaç bahane uydurup hızla yanlarından ayrıldım ve ona yaklaşmaya başladım. Yanına vardığımda elindeki kitaba fazlasıyla odaklanmış görünüyordu. 

 Arkasından yaklaşıp yanağına hızlı bir öpücük kondurdum. Ani hareketle yerinde zıplayıp bana döndü. Beni gördüğünde onunda yüzüne bir gülümseme yayıldı. "Dönmüşsün!" Yanına oturdum ve kollarımı ona sardım. "Evet döndük sonunda. Seni özlemişim." Kısaca etrafa göz attı. "Okul biraz tehlikeli gibi bizim açımızdan. Gölün oraya gidelim daha az insan vardır." Kafamı sallayarak onayladığımda ayağa kalktı ve elini uzattı. Beni de kaldırdıktan sonra gölün oraya ilerledik. 

 Elimden tutup beni oturttu. "Seni özlemişim. Hem de çok. Kısa sürede bile seni görmeye çok alışmışım." Başımı omzuna yasladım. "Bende öyle. Sana alıştım galiba." Yüzünü saçlarıma bastırdı ve kokumu içine çekti. Küçük bir öpücük kondurup yanağını kafama yasladı. Bir süre sohbet ettik. Onun yanında kendimi gerçekten huzurlu hissediyordum. 

 Güneşin batmasına çok az kalmıştı ve biz birkaç saattir burada beraberdik. Remus bacaklarıma kafasını koymuş uzanıyordu. Bende onun saçları ile oynuyordum. Sesli bir şekilde bana kitap okuyordu. Bu an her şeyi unutturuyordu bana. Sesi beni öyle içine çekiyordu ki gerçekten başka bir şey düşünemiyordum. 

 Sanki aramızda sırlar yokmuş gibi. Sanki her şey mükemmelmiş gibi. Onun yanında böyle davranıyordum ama sonumuzun nasıl olacağını az çok tahmin ediyordum. O beni asla gerçek halimle kabul etmezdi. Ben ise asla kendi benliğimden vazgeçmezdim. Yine de onunla olduğum anların keyfini çıkarıyordum. Gözlerimi yüzünün her zerresinde gezdirdim. 

 Gözüme yine yaraları ilişti. Gerçekten nasıl olmuştu bu yaralar. Elim istemsiz yaralarına kaydığında okumayı bıraktı ve gözlerini bana dikti. Rahatsız olduğunu düşünüp hızla elimi çektim. "Çok özür di-" Elimi tekrar tuttu ve öptü. Sonra eski yerine geri koydu. Ben ise sadece onu izliyordum. "Özür dileme. Her şeye rağmen sanki sen dokununca iyileşiyor gibi hissediyorum." Yüzüme buruk bir gülümseme yerleşti. Yaralarını usulca okşadım. Sonra eğilip her bir yarasından öptüm. Gözlerini huzurla kapattı. Ve yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştu.

 Gözlerini açtığında bana öyle yoğun bakıyordu ki, yine gözlerinde kaybolduğumu hissettim. Bir elimi saçlarıma gitti. Kafamı tutup kendine çekti ve dudaklarıma uzun bir öpücük kondurdu. Geri çekildiğinde doğruldu. "Artık gidelim. Yemek saati yaklaştı bizi göremezlerse sıkıntı çıkar. Hem havada kararmaya başladı." Ayağa kalktığımızda hiçbir şey söylemeden ilerlemeye başladık. Birden kolumu tutup durdu. Gözlerimi kısıp ona baktım. "Bir sorun mu var?" Yüzümü elleri arasına aldı. "İyi ki varsın Meissa. Bana gerçekten çok iyi geliyorsun. Seninleyken aşırı huzurlu ve mutlu oluyorum. İyi ki benimlesin sevgilim. Ve umarım hep benimle olursun." Alnıma kondurduğu öpücükle hafif gözlerim dolmuştu ama hızla kendimi düzelttim. 

 Kollarımı sıkıca boynuna sardığımda kafamı boynuna gömdüm ve öptüm. "Sende iyi ki varsın Remus. Bende seninle mutluyum gerçekten." Son cümlesi için tek kelime edemedim. Tutamayacağım sözler vermemiştim bu zamana kadar. Sonrasında okul gözükene kadar el ele yürüdük. Sonra da ayrılıp büyük salona gittik. 

 Bizimkilerin yanına oturduğumda hepsi bana döndü. Rabastan "Neredesin kızım sen sabahtan beri?" dedi ardından Evan devam etti. "Okula gelir gelmez yok oldun bir daha da göremedik seni." Alector elini koluma koydu. "Bir sorun yok değil mi?" Amycus gözlerimin içine bakıyordu. "Bu ara bunu çok yapmaya başladın. Bir problemin varsa söyle beraber çözelim."

 Onların bu düşünceli hali kendimi daha da berbat hissetmeme sebep oluyordu. En nefret ettiğim şey ise onlara yalan söylemekti, bu yaşımıza kadar onlardan hiçbir şey saklamamıştım. Ama bu olaydan beri sürekli saklamak zorunda kalıyordum. Gülümsedim hepsine. "Endişe etmeyin iyiyim ben. Sadece bu ara biraz kafa dinlemeye ihtiyacım var. Biliyorsunuz görevler olsun okul olsun her şey çok yoğun. Bende biraz kendime vakit ayırıp toparlanmaya çalışıyorum." Hepsi anlayışla karşıladı beni. Ve ihtiyacım olan her an yanımda olacaklarını söylediler. Bunu biliyordum. Daha fazla üzerime gelmek istemedikleri için farklı konular açmaya çalıştılar. Onların bu haline gülümsedim. İyi ki benim dostlarımlar. Onlara sahip olduğum için gerçekten çok şanslıyım.

Meissa Black/ MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin