"Bari sabah uyanır uyanmaz görmeyeyim seni ya?" Gözlerini ovuşturarak salondaki dörtlünün yanına adımlayan Jungkook yine bir görevi olduğunu fark ederek somurtmaya başlamıştı. Sarışın olanla yapacağı hiçbir şeye olumlu bakmıyordu. Ve bu mecburiyet fena halde canını sıkıyor, sıktıkça sinirleniyordu."Hadi ya, ben de koşa koşa gelmiştim seni göreceğim diye." İşte. Sinirlendiği şeylerden biri de buydu. Bu işi istemiyormuş gibi konuşması delirtiyordu Jungkook'u. O kabul ettiği için yapıyorlardı sonuçta bu saçma sapan sevgililik rolünü.
"Onu herkes biliyor zaten," diye söylenerek koltuğa kendini attığında "Genel zaten aptal ve çekilmez birisin, sabah iyice artıyormuş-"
"Buraya sizin kavganızı izlemeye gelmedik." Namjoon'un sert sesi ikisini böldüğünde Taehyung sırıtarak "Ben eğleniyordum aslında ya," demişti. Sarışın olanın Jungkook'u bu kadar kolay sinirlendirebilmesi fena komiğine gidiyordu.Jungkook dün arabada sızıp kaldığı için kendinin Taehyung'un evinde olmasını anlasa da neden diğerlerinin sabahın köründe orada toplandıklarına mantıklı bir açıklama bulamayınca Namjoon ve Seokjin'e baktı. "Bir şey mi oldu?"
"İlk olarak akşamki dinleme partisine Jimin'in de gelmesi iyi olur-" "Ne? O ne alaka ya?" "Sence ne alaka olabilir Jungkook? Yalnız git istersen, birkaç da insan düşürürsün." Seokjin'in sert sesiyle göz devirdi abartılı bir şekilde. "Gören de sürekli çapkınlık peşindeyim sanacak. Ayrıca sevgilisi olanlar her yere beraber mi gidiyor?"
"Ben öyle yapıyordum?? Sevgilinle yapışık gezmeyeceksen niye sevgilin ki zaten-" Taehyung abartılı bir şekilde konuşurken Namjoon birden araya girip "Hala ilişkinize inanmayanlar var ve her gün hakkında bir makale çıkıyor Jungkook. Herhangi bir şeye itiraz hakkın yok yani."
Zaten dünden dolayı hala küçük olana kızgın olan Namjoon otoriter bir şekilde konuştuğunda kimse itiraz etmeye yanaşmamıştı.
"Haftaya sete çıkıyorsun ayrıca, haberin olsun." Seokjin'in Jungkook'a ithafen söylediği şey genç adamın moralini biraz da olsa düzeltmişti. Birkaç aydır proje okuyup bir nevi tatil yaptığından işini özlemişti. Gerçi ne kadar tatil denebilirse...
"Yakışıklı ve zengin ceo musun yoksa yeni dizide?" Taehyung'un alaylı sorusuna göz devirip "Salak, gece hayatı bitmeyen, sorumsuz bir modelim, tanıdık geldi mi?" dediğinde esmer olanın gülüşü genişlemişti.
Atışmaları büyümeden ayaklanan Seokjin kapıya doğru giderken Jungkook ve Jimin'e baktı son uyarısını yapmak için. "Çoğu kişi sosyal medyada gecenin pr'ını yapacaktır. Yani fotoğraf ve videoların bir köşesinde kavga edip birbirinizi öldürmek istiyormuş gibi bakarken çıkmayın. Canımı sıkmış olursunuz. Beraber ve temas halinde olacaksınız, anlaşıldı mı?"
Jimin zaten çok fazla diyaloğa girmediği adamın korkutucu tembihlemesine anında kafasını sallayıp anladığını dile getirmişti. Sadece iş saatlerinde görmüş olsa da soğuk ve katı oluşundan biraz tırsmıyor değildi.
Jungkook da kısa bir baş hareketiyle onu onayladığında veda edip gitmişti menajeri.
"Bu ara çok gergin görüyorum Seokjin'i, bu sinirle beni önce dövüp sonra postalar diye gece hayatım bitti resmen, evden çıkamıyorum korkudan." Taehyung'un abartı dolu sesine karşın Jungkook göz devirirken Namjoon ciddi bir şekilde "Sevgilisiyle arası bozuk galiba." diye açıkladı.
Bir süredir o da arkadaşının keyfinin kaçık olduğunu bildiğinden geçenlerde sıkıştırmış ve bu sonuca varmıştı. "Hiç de söylemiyor he!"
Elini, gözlerini kısıp alınmış gibi duran Taehyung'un suratına bastırıp ifadesini bozarken "Hemen alaya aldığın için olabilir mi acaba?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
don't delete the kisses
Fanfiction(jikook) Jimin uzaklaşan adım sesleriyle birlikte tamamen rahatlayıp geri çekileceği sırada bir anda yüzlerine patlayan flaşlarla ikisi de neye uğradığını şaşırmış ve şaşkın şaşkın duvarın arkasındaki magazincilere bakmışlardı. Fark edildiklerini...