15

3.1K 340 195
                                    


"Bir fotoğraf çekilsek?"
İki genç kız ve bir erkekten oluşan grup hevesle Jungkook'a bakarken artık gitmeleri gerekse de yanına kadar gelen insanları kırmamak adına kibarca gülümseyip onayladı Jungkook. "Tabii ama biraz acelemiz var." Aldıkları olumlu cevapla hızlıca ona doğru yanaşan grubun ortasına geçip kameraya poz vermiş ve "Çok memnun oldum, kendinize iyi bakın." dedikten sonra arabaya yönelmişti.

Onlara doğru gelen birkaç kişiyi daha gören sarışın yaklaşık bir saattir oturup tüm okulla fotoğraf çekilen Jungkook'u beklediği arabada sürücü koltuğunun açık camına doğru kafasını uzatıp "Çabuk bin şuna, sabaha kadar burda duracağız yoksa." diye seslenip onun kapısını açmıştı. Sahiden biraz daha beklerse sinirden hastanelik olacaktı.

Arabaya binen Jungkook'a sonunda dilediğince söylenebilecek olmanın sevincini yaşasa da önce okul sınırları içinden çıkmaları gerektiğinden "Sür şunu artık, daraldım." dedi.
İstediği gibi tam gaz arabayı okuldan çıkaran Jungkook ona kısa bir bakış atıp "Ne o kıskandın mı yoksa?" diye sordu ciddiyetten tamamen uzak bir şekilde. "Sorma, egonu tatmin ettiğin bir saat boyunca kıskançlıktan öldüm burada."

"Egomu tatmin etmedim, yanıma gelen insanları kırmadım sadece. Ayrıca sosyal medyada herkes seni okuldan aldığım ve fotoğraflar hakkında konuşmaya başlamıştır bile."
Jimin aslında sıradan bir şekilde konuşan çocuğun söylediklerinin ardından kazandığı farkındalıkla kafasını ona çevirdi merakla. "Sürekli böyle mi yaşıyorsun?" "Nasıl?" Anlamamış gibi çıkan sese karşı daha açıklayıcı olma amacıyla doğru kelimeleri seçmeye çalışarak girdi söze.
"Yani her adımında 'nasıl konuşulacağını' mı düşünüyorsun?"

Sorusu Jungkook için de beklenmedik olacak ki duraksamış ve bir anlığına yan tarafına bakmıştı. Bu üstünde durup düşünebileceği bir konuydu belki ama o an kısaca "Zorundayım." diye yanıtlamayı seçti.
Büyük ihtimalle bu sektör hakkında hiçbir şey bilmeyen herkesin yaptığı gibi 'zorunda falan değilsin, istediğin gibi yaşa' başlıklı zırvalıklardan birini duyacağını düşünse de kulağa samimi gelen bir şekilde "Zor oluyor mu?" sorusunu duymak biraz dumura uğramasına neden olmuştu.

"Yani, nereye gitsen yanına gelenler, yüzüne patlayan flaşlar, kişisel alanını kafasına göre işgal edenler, belki sen kendi halinde eğlenirken gizlice videoya çekenler falan her adımının takip ediliyor olması..ağır bir baskı sonuçta."

Jimin merakla izlediği bedenin sıkıntılı bir nefes verdiğini görmüştü. Sanki uzun zaman sonra birinin ona bunları söylemesi rahatsız hissettirmiş gibiydi. Yine de gözlerinden geçen yorgunluğu yakalayabilmişti sarışın.
"Ben kendimi bildim bileli böyle yaşadım, başka türlüsünü bilmiyorum. Belki sana göre aşırı sıradan olan çoğu şeyi hayatımda hiç yapmamışımdır."

Özellikle bakışlarını sadece yolda tutmaya çalışarak söylediği şeyler Jungkook'a garip bir hüzün verse de bunu belli etmemek adına ne kadar becerebildiği şüpheli olan bir gülüş yerleştirdi yüzüne. "Yani ünlü olmayı isterken bir kez daha düşün."

Jimin onun maskelemeye çalıştığı hüznünü fark etse de onun isteğine uyarak konuyu kapatmayı seçti. Ama onun gibi kolayca gülememişti. Onun yerine "Ünlü olmayı falan istemiyorum." dedi bu sefer kendine inanmasını isteyerek. "Öyle bir şey istesem çoktan çabalayıp olmuştum zaten."

"Ha bir de özgüvenimiz tam??" Yine her şeyi dalgaya vurmaya başlamasına göz devirmek istese de yapacak başka bir şeyi olmadığından ona uyum sağladı. "Senin başrolleri bile kapardım." "Gelmişken bir görüştüreyim yönetmenle?"

Anlamayıp etrafa bakınca sete geldiklerini fark eden Jimin "Setin mi vardı?" diye sordu hemen. Artık planları tamamen ona söylemedikleri konusunda söylenmeye başlayacağı sırada "Yok, kısa bir işim var. Döneceğiz hemen." cevabını alınca hazırladığı cümleleri geri gönderip kemerini çıkardı inmek için.
Açıkcası bu üçüncü gelişi falandı ama setler gördüğü kadarıyla eğlenceliydi. Daha doğrusu bulunduğu set Jungkook ve Yongun aynı ortamda olmadığı sürece eğlenceliydi. Aksi halde ikilinin arasındaki gergin hava yüzünden elektrik akımına kapılabileceğine inanıyordu bazen.

don't delete the kissesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin