8

2.6K 346 186
                                    


  "Aldığın paranın faizi arttı. Kalanını yüzde kırk daha yüksek faizle ödeyeceksin."
Jimin anlamaya çalışır gibi karşısındaki siyah takım elbiseli, iri adamlara bakıyordu.

Okuldan dönerken otobüs beklediği sırada bir anda kendini siyah ve büyük arabanın içinde bulduğu, daha doğrusu zorla bindirildiği, yetmiyormuş gibi bir de durup dururken dolandırılıyordu.
Hoş, düzenlerine göre zaten başta onlardan para almak kendini dolandırma ve tehdit etme hakkını onlara vermek oluyordu fakat geçmişe hayıflanacak vakti yoktu o an.

Karşısındaki cüssesi kendinin neredeyse üç katı olan ürkütücü iki adam ve yanındaki arabaya bindiğinden beri gözleri üstünde dolaşan gevşek ve aptal kişi yüzünden yeterince gergin değilmiş gibi herhangi birinin onu bu tüm camları filmle kaplı korkunç arabaya binerken görmüş olabileceği fikri daha da gerilmesine neden oluyordu.

Yine de cesaretle "Nerden çıktı bu durup dururken?" diye sorduğunda sert yüz ifadesi bir saniye bile değişmeyen adam "Patron öyle istedi." demişti sadece.
Öfkeyle "Patronunuzu sikeyim." diye mırıldandığında o an hesaba katmadığı şekilde karşısındaki adamlar kıpırdanmış fakat yanında oturan adam, daha doğrusu patronun oğlu, yüzündeki keyifli gülümsemeyle onlara kısa bir el hareketi yaparak durmalarını sağlamıştı.

Jimin ters bir şekilde ona bakınca aptal sırıtışının midesini bulandırdığını hissedip önüne döndü. Açıkcası Jungkook'un sinirini bozduktan sonra takındığı alaylı gülüş bile daha iyiydi.
Aniden aklına gelen Jungkook ile kafasını hafifçe iki yana salladı. En son iki gün önce sarışın olanı eve bırakmıştı ve bir daha görüşmemişlerdi. Jimin bir umut acaba onunla işleri bitti veya varlığını unuttular diye sevinecek olsa da sabah Taehyung yüzü olduğu markanın lansman davetiyesini atınca unutulmadığını anlamıştı.
Gerçi Taehyung mesajda Jungkook'tan bağımsız özel olarak onu davet ettiğini söylemiş ve sarışın olan kendine atılan arkadaşça adım yüzünden biraz duygulanmıştı.

"Ee Jimin, bugünki yemek teklifime vereceğin cevap diğerlerinden farklı mı?"

Kulaklarına dolan yılışık ve itici sesle yüzünü buruşturup "Değil." dedi. "Sonsuza kadar da değişmeyecek." Ardından açmak için kapıya uzanmış tam inecekken az önceki ses tekrardan "Biz bırakırdık ya," diyince sabır dileyerek inip sertçe kapatmıştı kapıyı.
'Patron' dedikleri hayatında gördüğü en ürkütücü insan olan kişinin oğlu olmasa çoktan bir yerlerde aptal suratını yere yapıştırmış olurdu.

Sinirli sinirli uzaklaştıkları durağa doğru ilerlerken şu borcu bitirip bu insanları hayatından çıkardığı zamanın hayalini kuruyordu. Büyük ihtimalle çıkan haberler yüzünden bir şekilde parayı bulduğunu düşündükleri için yapmışlardı bu zam işini de. Fakat zaten sözleşme başında aldığı paranın hepsini yatırmasına rağmen yaklaşık sekiz ay boyunca tüm bursunu yatırması gerekiyordu zamsız, eski borcunun bitmesi için. Şimdikini düşünemiyordu bile.

Elleri ceplerinde yanaklarını şişirip oflarken duyduğu korna sesi ve yanında yavaşlayan arabayla bakışlarını yerden kaldırdı. Görüş açısına giren tanıdık siyah arabayla kaşlarını çatıp 'ne işi var burada' der gibi bakarken kendi tarafında olan cam inmişti bile.
"Atla."
"Niye?" Jungkook sarışın olana boş boş bakarken Jimin de sorduğu sorunun saçmalığını fark etmiş gibi tekrardan "Özlemime dayanamayıp okulun etrafında beni mi aramaya mı başladın yoksa?" demişti dalgaya vurarak.
"Sorma, evinin oralardan geliyorum şimdi. Sabahtan beri de orada turluyordum."

Jimin sesini inceltip onun taklidini yaparak sinirle arabaya bindiğinde henüz oturur oturmaz calışan araba yüzünden aniden koltuğa yapışmıştı resmen. "Ayı."
"Bir şey mi dedin?" Duymamazlıktan gelerek sorduğu soruya kemerini takmaya çalışan sarışın "Kaba ve aptalsın diyorum. Üstelik kemerin senden de aptal." Sinirle çekiştirip durduğu kemer bir türlü uzamıyor, uzamadıkça daha da kuvvetli asılıyordu ve bir döngüye girmek üzereydi.

don't delete the kissesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin