3

3.3K 403 180
                                    



"Otuz altı."

Jungkook bir süredir sessiz olan odada aniden duyduğu sesle Taehyung'a döndü 'ne diyorsun?' der gibi. "Otuz altıncı turu attın."

Seokjin ve Namjoon'un son sözü söyleyip çıktığı daha doğrusu Jungkook'un ikisine de duyduğu büyük saygıya rağmen karşılarına dikilip böyle bir şeyi asla istemediğini açıkca söyleyip reddedildiği andan beri Taehyung aynı şekilde sandalyesinde oturuyor Jungkook sinirle ayakta bir o yana bir bu yana gidip odayı turluyordu.

"Ben böyle bir şey yapmayacağım."
"Fikrini pek önemsiyor gibi görünmüyorlardı." Esmer olanın dalga içeren bir tınıyla konuşması diğerini daha da sinirlendirmişti.

"Her sikimle dalga geçmeyi kesip biraz olsun ciddi olur musun?"

Taehyung bu dediğine göz devirip cebinden bir paket çıkarmış ve içinden bir tane aldıktan sonra masanın üstünde Jungkook'a doğru iteklemişti.
Göz ucuyla bir ona bir pakete bakan Jungkook ise sonunda düzgün bir konuşma yapacaklarına ikna olup pakete uzanmıştı.

Dudaklarının arasına sıkıştırdığı sigarayı yakarken ikisi de Namjoon onları toplantı odasında sigara içerken yakalasa hoş şeyler olmayacağını biliyordu. Fakat pek umursamamışlardı o an bunu.

"Bu kadar karşı çıkacağın bir olay değil bence. Bana aynı teklif sunulsa hoşlanır mıyım? Hayır ama hatanı telafi etmek zorundasın."

"Başka şekilde de edebilirim." Net sesi Taehyung'un kafasını yana eğip konuşmasa da yapamayacağını söyleyen gözlerle ona bakması ile çok geçmeden kaybolmuştu.

"Yıllarca bu olayın saçmalığı hakkında konuşup yapanlara laf atarak röportaj verdim ve şimdi benden aynı şeyi yapmamı istiyorlar? Beni karşılıksız seven insanların gözünün içine bakarak yalan mı söyleyeceğim? İğrenç."

Son kelimeyi gerçekten de midesi bulanır gibi söylemişti. Taehyung onun bu hassasiyetini anlayabiliyor olsa da kendisi genel olarak bu kadar derin düşünmediğinden bir yerde abartı geliyordu bu tepkileri.

Altı üstü birkaç aylığına biriyle kameralara poz verecekti. En fazla ne olabilirdi ki?

Jungkook da sanki onun düşüncelerini okumuş gibi son kez içine çektiği sigarasını önündeki küçük tabakta söndürüp arkadaşına bakmıştı hala onu ikna edebileceğini umarak.

"Ya her şeyi bilerek yaptıysa? Bizimle işbirliği yapacağını nereden biliyoruz ki? Belki bu teklifi bile magazine satacak??"

"Bence sen fazla gerginsin ve acil rahatlaman gerek. Seokjin ve Namjoon bu konuyu halleder zaten. Hayranlarına gelirsek emin ol bir sevgilin olmasını ve gündemin bu şekilde değişmesini seni düşürmek isteyen onlarca kişinin fırsattan istifade iyice ortalığı kızıştırıp tüm projelerini iptal etmesine tercih ederler."

Jungkook'un bildiği bir şey varsa kesinlikle Taehyung'a hak vermekten nefret ettiğiydi.

Haksız olduğunu söylemek için kendine bir argüman arasa da ağzından tek bir kelime çıkamamıştı. Kendini her koşulda destekleyen insanlara yalan söylemekten nefret ediyor olsa bile onları bu şekilde yüzüstü bırakmak apaçık berbat bir fikirdi. Üstelik kore medyasının ne kadar acımasız olabileceğini en iyi şekilde bilmesi bir yana açıklama yapmadığı her geçen saniye daha da battığının farkındaydı.

Aniden vücuduna dolan farkındalık yanında büyük bir öfke yaratmış ve sinirle sandalyelerden birini masaya doğru ittirmesine neden olmuştu. "Sikeyim ya."

Toplantı odasından çıkıp hızlı adımlarla otoparka yönelirken Seokjin'e istediğini yapacağıyla ilgili kısa bir mesaj atmıştı. İstemese bile mecbur olduğunu biliyordu.

don't delete the kissesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin