Sadece birkaç dakika önce yorgun olduğu her halinden belli olsa da arabaya biner binmez yüzü aydınlanan Jimin "Selam," diyerek Jungkook'un yanağına bir öpücük kondurdu. Bir süredir şirketin arka tarafı veya otoparkı yerine direkt ön taraftan alınıp bırakılıyor üstüne üstlük görülme korkusu yaşamadan tüm gün uzak kaldığı sevgilisini öpüp sarılabiliyordu. Bu gizli kalmama işinin artıları, eksilerinden fazla gibi görünmeye başlamıştı bu ara.Yetişmeleri gereken bir kutlama olduğundan hızlıca arabayı çalıştırıp gaza yüklenirken "Günün nasıldı bir tanem?" diye sordu Jungkook. Gün sonunda; her gün yüzyüze görüşemeseler bile mutlaka telefonla arayarak o gün neler yaptığını sormaya çalışıyordu Jimin'e. Onun bazen sinirlenerek bazen heyecanlanarak anlattığı şeyleri dinlemek hoşuna gidiyordu.
Dikkati yolda olsa da göz ucuyla baktığı sevgilisinin kaşlarını hafifçe çatarak "Bir stajyerle aram bozuktu ya," diye söze girdiğini görmüştü. "daha kıdemli sanatçılarla çalışabilmemiz için koreografi hakkındaki fikirlerimizi Yungbin hyunga sunmamız gerekiyor. O da en iyi olanı seçiyor tabii. Yine bunun için toplanmıştık, o stajyerin sırası benden iki kişi önceydi. Anlatmaya başladı ve inanabiliyor musun? Benim söyleyeceklerimin neredeyse tıpatıp aynısıydı. Şok oldum resmen. Ama bir şey diyemedim o an tabii. Çocuk gibi benim fikrimi çalmışsın diyemezdim, kanıtım bile yok. Sıra bana gelince o an bir şeyler söylemek zorunda kaldım ama tabii ki seçilemedim. Nasıl yaptı bilmiyorum ama bir şekilde benim söyleyeceklerimi duymuş olmalı. Çok sinirlendim, gün içinde moralim de biraz bozuktu bu yüzden. Bir şey mi oldu diye sorup durdular ama bir şey söylemedim kimseye. Gidip hesap sorsam delirdiğimi falan söyler büyük ihtimalle." Bir süredir yolu izleyerek hararetli bir şekilde yaptığı konuşma biterken hiçbir tepki almadığını fark ederek Jungkook'a döndü merakla.
Arabanın durduğunu o an fark etmişti. Direksiyona yasladığı kollarının üstüne kafasını koymuş, yüzündeki biraz alaycı biraz tatlı küçük gülümsemeyle kendini izleyen Jungkook kaşlarının havalanmasına neden oldu. Ne ara gelmişlerdi ki? Anlamaya çalışır gibi etrafına bakınırken sahiden de Taehyung'un yaşadığı sitenin önünde olduklarını fark etti. Anlaşılan kendini biraz fazla kaptırmıştı.
"Gelmişiz," diye mırıldanıp kemerini çıkarırken "Yaklaşsana." komutuna uyum sağlayarak ne yapacağını çözemese de ona doğru eğildi hafifçe. Pozisyonunu bozmadan dudaklarını öne uzatınca anlamıştı Jimin ne istediğini. Engelleyemediği bir kıkırtının döküldüğü dudaklarını onunkilere bastırıp çekmiş ve geri çekilerek inmeye hazırlanmıştı.
Jungkook da doğrulup arabadan indiğinde anahtarı girişteki görevliye vererek elini uzattı Jimin'in tutması için. Arabanın etrafını dolaşıp yanına gelen sevgilisi de elini kendininkine kenetlediğinde beraber kapıya doğru yürümeye başlamışlardı."Sen başkasına anlatırken duydu yani?" diyerek az önce anlattığı konuya atıfta bulunduğunda "Büyük ihtimal." diyerek onayladı Jimin. Aslında arkadaşlarıyla birbirlerine ilk defa fikirlerini anlatışları değildi bu fakat belli ki biraz fazla açık bir yerde konuşmuşlardı.
Normalde işi hakkında yapıcı konuşan Jungkook bu kez olandan hoşlanmamış gibi "Fikrini çaldı ve senin hakkın olmasına rağmen işi o üstlenecek yani?" diye sorduğunda "Maalesef." dedi Jimin. "Daha dikkatli olmam gerek artık." "Namjoon hyung sana inanır aslında." Diye bir fikir atsa da ciddiye bile almayarak diğer elini de Jungkook'un koluna sararken "Çocuk gibi şikayet etmeyeceğim tabii ki Jungkook." dedi. "Hem intikam soğuk yenirmiş, sevgilin halledecek. Merak etme." Göz kırparak özgüvenle söylediği cümleyle birlikte asansöre de gelmişlerdi.Açılan asansöre binerlerken küçük buruna dudaklarını dokunduran Jungkook "Sevgilim halleder zaten, şüphem yok." diye mırıldanmıştı. "Yine de ben bir ara yanına uğrayayım." Sesindeki yaramaz tınıdan asıl amacını anlamış olacak ki gülmüştü Jimin. "Bunu konuşmuştuk, çalışma saatlerimde şirket yasaklı bölge." Bunu ilk söylediğinde kendine dünyanın en sıkıcı insanıymış gibi bakan Jungkook yine aynı yüz ifadesine bürünse de fikri değişmeyecekti. Hem utançtan öleceğine emindi hem de yanlış bir izlenim vermek istemiyordu kimseye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
don't delete the kisses
Fanfiction(jikook) Jimin uzaklaşan adım sesleriyle birlikte tamamen rahatlayıp geri çekileceği sırada bir anda yüzlerine patlayan flaşlarla ikisi de neye uğradığını şaşırmış ve şaşkın şaşkın duvarın arkasındaki magazincilere bakmışlardı. Fark edildiklerini...