33

3K 327 241
                                    


"Günaydın," hala deli gibi uykusu olduğundan hiç de mutlu olmayan bir şekilde içeri girdiğinde Jungkook'u koltukta elindeki dosyaya bakarken bulmuştu sarışın. Ona doğru ilerlerken aldığı "Günaydın." cevabının ardından kendini yanına bırakıp ne yaptığına baktı merakla. Çok fazla beraber uyanmış olmasalar da onun bu kadar erken kalkabiliyor oluşuna hayret ediyordu her seferinde.

Kafasını omuzuna yasladığında incelediği dosyanın senaryo olduğunu fark edip "Yeni projen mi?" diye sordu hemen. "Henüz değil, okuyorum sadece." Merak edip kendi de onunla birlikte okumaya başladığında aslında hoşuna gitse de birkaç sayfa sonra gelen yakınlaşma sahnesiyle yüzünü buruşturmuştu. "Ben sana bakarım aslında," diye mırıldandığında kafasını hafifçe kaldırıp bakışlarını Jungkook'un yüzüne çıkardı. Siyah kemik gözlükler öyle yakışmıştı ki birkaç saniye durakladı. Her geçen gün biraz daha yakışıklı görünüyordu sanki. Sesine çocuksu bir mızmızlık bulaşırken "mesleği bırak bence." dedi cidden ikna olma ihtimali varmış gibi. "Emekliye falan ayrıl ya da. En kötü birkaç şov sunarsın??"

Sarışının tekliflerine gülen Jungkook senaryoyu önündeki masaya doğru hafifçe atıp tek eliyle gözlüklerini de çıkardıktan hemen sonra muhtemelen yeni uyandığından daha da dolgun görünen dudaklara kısa bir öpücük bırakmıştı. "Masrafım çok oluyor benim, emin misin bakabileceğine?" Alaylı sorusu şimdi Jimin'i de güldürmüş, kafasını yasladığı kola iyice sarılıp "Tamamm, ısrar etme artık referans olup seni şirkette masa başı bir işe sokacağım." demişti oyuncu bir şekilde.
Yakın geçmişte, daha önce güne bu kadar mutlu başladığını hatırlamıyordu. Parmakları refleks olarak sarıldığı kolu hafifçe okşamaya başlarken hala yüzünde dolaşan tatlı bakışlar yüzünden utanmaya başlayacaktı neredeyse. "Senin için sorun olur mu?" sorusunu duyana kadar da muhtemelen yüzü birkaç ton değiştirmişti.

Bir an boş bulunup "Ne sorun olur mu?" diye sormuş ve "Yakınlaşma sahneleri." cevabını almıştı. Daha önce hiç böyle şeyler konuşmadıklarından birbirlerinin fikirlerini de bilmiyorlardı doğal olarak. Zorunda bile olmamasına rağmen fikrini sormasına gülümsemişti istemsizce. Sevgilisinin iş gereği de olsa birileriyle öpüşüp yakınlaşması kimsenin hoşuna gitmezdi elbette ama Jimin aşırı katı biri değildi bu konuda. Jungkook'un hisleri ve tavrının verdiği güven yeterliydi. Bu yüzden düşüncelerini açıkca dile getirmek adına biraz doğrulup daha dik oturdu.

"Yaptığın her işe sonsuz saygı duyuyorum. Her zaman da destekleyeceğim." Kendinden emin bir şekilde söylediği sözler Jungkook'u hem rahatlatmış hem mutlu etmişti. İçtenlikle teşekkür ettiğinde oyuncu bir şekilde aniden üstüne çıkan sarışın "Yine de çeksen bile görmemeyi tercih ederim, o ayrı." dedi. Gözlerini hafifçe kısarak, tehlikeli bir sesle konuşmaya çalışıp. Tehditkar görünmeye çalışsa da sadece daha da tatlı geliyordu Jungkook'a. Dişlerini göstererek gülmüş fakat konuşamadan tam gülerken öpülmüştü. Sonrasında da yüzüne peşi sıra bırakılan öpücüklerin keyfini çıkarmak adına gözlerini kapayıp kafasını geriye yasladı. Kalbi onunla olduğu her an böyle hızlı mı atacak diye düşünüyordu içinden. Eğer öyleyse işi çok zordu.

Birkaç dakika sonra öpücüklerin yerini yüzünü okşayan parmaklar alınca gözlerini açtı. Kollarını üstündeki sevgilisinin beline dolayıp ışıldayarak kendini izleyen küçük gözlere bakarken saçma bir şekilde utanmış ve utancını bastırmak için de alakasız bir şekilde "İki günlüğüne yurtdışına gideceğim." demişti. Zaten gün içinde söyleyebileceği bir bilgiyi şimdi birden söylemesinin altındaki nedeni anladığından sırıtan Jimin "Kızardın." diye alay etti hemen. Fark ettiği ve şaşırdığı şeylerden biri de asla karşısında kızarıp utanacağını düşünmediği Jungkook'un bu yanını artık sık sık görüyor olmasıydı. Romantik bir ilişkideyken yaşadığı değişim çok net bir şekilde göze çarpıyordu. Eh, hoşuna gitmiyor değildi bu hali.

don't delete the kissesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin