"Annemler sizdeymiş bu yüzden akşam yemeğini sizde yiyecekmişiz" derken sesli şekilde okuduğum mesajın içeriği saniyeler sonra kafama dank ettiği için gözlerimi kocaman açarak mesaja tekrar bakmış ve bir kez daha okumuştum. Annemler Yoongi'nin ailesiyle birlikteydi ne demekti, akşam yemeğini onlarda yiyeceğiz de ne demekti şimdi?
Ben bile Yoongi'ye bu kadar hızlı yaklaşamamıştım bu nasıl mümkün olabilirdi daha bir hafta bile geçmemişken bu kadar yakın olabilmeleri korkutuyordu artık.
Tamam annemin ara sıra Bayan Min hakkında bir şeyler söylediğini ve onların konuştuklarını biliyordum ama nasıl bu kadar hızlı bir şekilde kaynaşmış olabilirlerdi ki? Ailemi aklım almıyordu benim.
"Annem sabah söz etmişti" dediği sırada uzanıp elimi tutan Yoongi'ye döndüğümde o sevimlice gülümsemiş ve "Söylemeyi unutmuşum" diyerek yanağımdan öpmüştü. Böyle yaparak beni kandırmaya çalışıyor ve çok da iyi başarıyordu, söylememiş olmasına normalde de bir şey demezdim tabii ki ama rüşveti fazlasıyla hoşuma gittiği için devam etsin istiyordum.
Bu yüzden de, "Ama Yoongi nasıl unutabilirsin ki" diyerek omuzlarımı düşürürken yolun tam da ortasında durarak onun da durmasını sağlamıştım. Hep o mu oynayacaktı sanki? Biraz da ben yapsam ne olurdu ki? Yine de gülmemek için yanaklarımın içini dişleyerek beklediğim sırada Yoongi de yüzünü asarak bana tekrar yaklaşmış ve "Jimin" diye fısıldamıştı suratını asarak.
Ve şey, eğer o böyle yaparsa ben dayanamazdım.
Bir elini omzuma yerleştirerek yanağıma biraz daha yakın durduğu sırada bir kez daha ismimi seslendiğinde dudaklarımı aralamış fakat sadece "Hm?" diyebilmiştim. Öpseydi ya işte artık, ne bekliyordu daha fazla?
Omzumdaki eli çenemden tutarak beni kendine biraz daha çevirdikten sonra en sevdiğim şekilde gülümsemiş ve "Beni kandıramazsın" demiş olsa sa yakınlaştığı gibi dudaklarımın kenarını öpmüştü. Bu noktada beni yakalamış olması sıkıntı değildi çünkü ben zaten istediğimi almıştım öyle değil mi? Beni öpmesi için küçük bir şey yapayım derken başaramamıştım ama söylediğim gibi önemli değildi çünkü kârlı çıkan yine ben olmuştum.
Yine bir taşla iki kuş yapmıştım, potansiyelim vardı benim.
"Bir kere de kanmış gibi yapar mısın? Bu kadar zeki olman bazen hoş olmayabilir" dediğimde öylesine bir şekilde başını sallayarak beni geçiştirmiş ve ellerimden çekiştirerek kendisiylw birlikte beni de yakınlardaki bir pastaneye sokmuştu. Resmen beni takmamıştı ya, gidecektim şimdi milletin ortasında öpecektim de görecekti gününü.
Yoongi kasanın başındaki orta yaşlı adama istediği tatlıları işaret ederken ben onun elini bırakmayı reddederek etrafıma bakınmaya başlamıştım çünkü buradan çok fazla geçmiş olsam da hiç içeriye girmiş olduğum söylenemezdi. Sevimli bir yerdi aslında diye düşündüğüm sırada köşede oturmuş sessiz sakin bir şekilde önündeki tatlılardan yiyerek birbirlerinden gözlerini kaçıran iki kişi dikkatimi çekmişti.
Kim olduklarını tanımıyordum fakat onlar da sevimli görünüyorlardı ve ilk kez randevuya çıktıkları da çok fazla belli oluyordu.
Randevu...
Doğru ya biz Yoongi'yle hiç böyle şeyler yapmamıştık. Aslında her şeyimiz oldukça güzel ve iyi ilerliyordu ama bazı klişe şeyleri yapmamış olmamız nedense şu an aklıma takılmıştı. Mesela Yoongi hiç o klişeleri yaşamak istemiş miydi? Belki de istemişti öyle değil mi, sonuçta klişe olsalar da insanın başına gelince hoşuna giden şeylerdi bunlar.
Ben bunu daha ilk kez düşünüyor olsam da ya Yoongi en başından beri böyle bir şey yapmayı istediyse ne yapacaktım? Hiç bu konuya kafa yormadığım için sorun olacağını da düşünmemiştim tabii ki fakat şimdi aklıma geldiği için biraz tuhaf hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THEATRE CLUB | yoonmin
FanfictionTiyatro kulübünde verilen bir grup çalışması sayesinde tanışan gençlerden birinin sakladığı küçük sırlar bu ödevi ne tür sıkıntılara sokabilirdi?