Sevgili değildik.
Sarılıyor, birlikte uyuyor, beraber gülüyor, neredeyse bir an bile olsa birbirimizden ayrı kalamıyor ve en önemlisi ise öpüşüyorduk ama sevgili falan değildik! Nasıl oluyordu hiç bilmiyordum ama değildik işte ve bu durum sadece birkaç gündür aklıma takılarak beni aşırı derecede rahatsız etmeye başlamıştı.
Yani bu durumda ona istediğim gibi sarılıp öpebiliyor ve ona duymak isteyeceği birçok sevimli kelime söyleyebiliyordum ama geri kalan birçok şeyi yapmam çoğu açıdan uygun değilmiş gibi geliyordu. Mesela onu birinden kıskanıyor olsam bile hiçbir şekilde laf edemiyordum ve bu durum artık benim içimi yiye yiye beni çürütecekmiş gibi hissediyordum.
Birlikte olsak tabii ki onu kısıtlamak veya canından bezdirmek gibi aşağılık şeyler yapmazdım fakat onu kıskandığım ortamlarda bunu dile getiremiyor olmak da şu son birkaç gündür beni ciddi anlamda bozmaya başlamıştı.
Hayatına hiçbir şekilde laf edebilme yetkisine sahip değildim çünkü o zaten başlı başına kendi kararlarını verebilecek olan bir gençti ama eğer birlikte olsaydık ve en azından insanlar bizim sevgili olduğumuzu bilselerdi belki ona bu kadar yakın davranmazlardı. Yani benim düşüncelerime göre bu denklemde biz sevgili olarak birilerinin karşısına çıksaydık insanların onunla arasına biraz da olsa mesafe koyacağını düşünmüştüm ve sanırım bu sıralar tek sorunum gerçekten de bu bile olabilirdi.
Bu kadar içerlemiş olmam da tam karşımda olan görüntü yüzündendi muhtemelen, eğer sevgili olsaydık şu anda gidip onu itebilir ve Yoongi'ye ben sarılabilirdim anlatabiliyor muyum? Ve evet tabii ki de tek derdim tamamen buydu fakat bahsettiğim gibi hiçbir şekilde laf edemiyordum işte.
Dudaklarının tadını bile bildiğim birini kıskanıyor olduğumu açık açık ifade edemiyor olmak beni o kadar fazla yoruyordu ki ortamı terk etmek ve bir bokluk çıkarıp ikisini ayırmak arasındaki ince çizgide kalmıştım.
Aslında karşımdaki kişi tanıdığım biri olsaydı muhtemelen ikinci seçeneği daha kolay yapabilirdim, mesele şu anda o kişi Jackson olsaydı onu yakasından tuttuğum gibi yerine geçebilirdim ama dakikalar öncesinde tanışmış olduğum bir kişiye bunu yapamazdım. Açıkçası aklımdan geçeni yapsam en fazla ne olurdu bunu da merak ediyordum gerçekten ama kendimi tutmam gerekiyordu çünkü kendimi küçük düşürmek şu an istediğim en son şey bile olmazdı.
"Aslında Yoongi'nin morali bugün biraz bozuk olduğu için Jimin'i davet etmiştim, senin geleceğini bilmiyordum" diyerek ortamdaki rahatsız edici sessizliği bozan kişi tuhaf bir şekilde Geumjae olurken cümleye başlama tarzını çok beğenmiştim. Ciddi söylüyordum ki şu anda karşımda oturan adama karşı ilk söyledikleri kulağa sanki Yoongi'ye iyi gelecek tek kişi benmişim gibi geliyordu. Bu sözler ufaktan gururumu okşamaya başlamışken sonrasında onun da geleceğini bilmiyor olduğunu söylemiş olması moralimi bir anda tersine döndürmüştü.
Ne yani eğer onun geleceğini bilseydi ben şu anda bulunduğum yere davet edilmeyecek miydim? İkinci plana falan mı atılmıştım ben az önce, çünkü tamamen öyle olmuş gibi hissettirmişti.
Geumjae bugün gözümde çizdiği iyi abi olma imajını iki kelimesiyle mahvettiği için onu tebrik etmek istiyordum çünkü ondan tekrar nefret etmeye başlamıştım ve bunu o istemişti.
Küçük bir çocuk gibi kollarımı göğsümün üzerinde çaprazlamış ve kıskançlıktan çatladığımı belli etmemek adına koltukta rahat gibi görünen ama asla rahat olmayan bir pozisyon almışken karşımda olan biteni izliyordum. İstemiyordum ama izliyordum işte, gözümü ayırırsam bir anda ikisi birden ortadan kaybolup Yoongi'nin evinden ayrılır ve ben de ortada kalırım diye ciddi anlamda çok korkmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THEATRE CLUB | yoonmin
FanficTiyatro kulübünde verilen bir grup çalışması sayesinde tanışan gençlerden birinin sakladığı küçük sırlar bu ödevi ne tür sıkıntılara sokabilirdi?