³²' Yaralı ve yakışıklı

609 86 409
                                    

Pekala, sanırım ben kötü bir şeyler yapmak üzereydim.

Bu noktaya nereden geldiğimizi ise bu sefer oldukça iyi biliyordum, biz gayet masumane bir şekilde son provalarımızdan birini yapmak için salonda toplamışken birilerinin gelip de bizi izleyeceği düşüncesi hiçbirimizin aklında yoktu. Her şey çok ani gelişmişti ve koskoca basketbol takımının tüm oyuncularının -evet yedekler de dahil olarak- hepsi dağınık bir şekilde yumuşak koltuklarda oturarak tüm dikkatlerini bize vermişlerdi.

Koçları da yanlarında bulunduğu için buraya gelmelerinin tamamen izinli olduğunun farkındaydım ama yine de bu işin altından da Geumjae'nin olduğu konusuna kalıbımı basardım. Haftalardır her gün Yoongi'yi sıkıştırıp oyunumuz konusunda bir şeyler öğrenmek istediği için milyon tane soru soruyor olduğunu biliyordum ve Yoongi'nin de ona bu konuda hiç yüz vermemesi tahmin edebileceğinizden bile çok hoşuma gidiyordu.

Geumjae köpek gibi yalvarıyor ama yine de minicik bir ipucu bile alamıyordu ondan.

Şimdi ise buradaydı, sadece o değil koca bir potansiyel düşmanla birlikte buradaydı. Bu konuyu biraz dalgaya alıyordum aslında, hiçbirini tam anlamıyla umursayıp da düşman olarak gördüğüm yoktu, yoktu yani ama gelmeleri de hoşuma gitmemişti.

Çünkü Yoongi en başından beri tüm bunların abisine ve ailesine sürpriz olmasını çok istemişti, bana anlattıklarından sonra bu konuda neden bu kadar ısrarcı olduğunu da fark etmiştim tabii ki. Artık bazı şeylerin gölgesinde kalmadığını ve tek başına da normal şeyleri başarabildiğini onlara göstermek istiyordu, birkaç haftanın sonunda ailesine yapabildiği şeyleri gösterdiğinde ise onların ciddi anlamda Yoongi'yle gurur duyacaklarına da emindim.

Yoongi bana bir keresinde ben olmasaydım asla bu rolü kabul etme cesareti gösteremeyeceğini bu yüzden bana ne kadar teşekkür ederse etsin tüm sözlerinin az kalacağını dile getirmişti. Ailesini böyle mutlu etmesine yardımcı olacağım için bana öyle güzel sarılmıştı hâlâ arada sırada geceleri bu sözleri aklıma geldiğinde kollarını bile bedenimde hissedebiliyordum. Üzerinden zaman geçse de Yoongi'nin bana dokunuşlarını asla unutamıyordum, büyülü gibiydi.

"Tüm provanızı tabii ki izlemeyeceğiz, sadece ekipmanlarımız gelene kadar sahada oturmak yerine Geumjae buraya gelebileceğimizden bahsetti" demişti koçları. Ve gördünüz mü, ben söylemiştim işte! Bu işin altından onun çıkacağını biliyordum fakat Geumjae sanki hiç oralı değilmiş gibi süslenmiş olan sahneye bakıyor ve kardeşinin nerede olduğunu sorgular gibi bakışlarını etrafta gezdirmeye devam ediyordu. Ortamla biraz bile ilgilenmiyordu değil mi?

"Oyunun bir kısmını size göstermekten zevk duyarız Sir Zhang, prensimiz de hazırlanmayı bitirdiği an kaldığımız yerden devam edeceğiz" diyerek selam veren Jackson bu sırada sanki oyuna devam ediyormuş gibi aynı ses tonunda konuştuğu için takımdaki birkaç oyuncu eğlendiğini belli eder şekilde gülmüştü. Onlar şimdiden eğlenmeye başlamışken Geumjae'nin bakışları bir anda arkama doğru kaydığı için hızla sırtımı yaslamış olduğum yerden çekilerek geriye dönmüş ve üzerindeki uzun pijamayı çekiştirerek sahneye girmiş olan Yoongi'yle karşılaşmıştım.

"Yoongi seni izlemeye geldik!" diye bağırırken sesini buraya kadar duyurmak istediği için ellerini ağzının kenarlarına koyan çocuğu tanıyordum. Nasıl unuturdum ki! El sallamaya devam ederek sahnenin ortasındaki Yoongi'yi güldüren çocuk daha öncesinde birlikte basketbol oynadığı kişinin ta kendisiydi, hani şu beni öptüğü gün beni öpmeden dakikalar önce birlikte olduğu kişiydi.

Potansiyel olarak bir numaralı olan düşmanımdı artık.

İşte bu yüzden de ilk başta bahsettiğim gibi kötü bir şeyler yapabilirdim. Hem onlar için, belki çokça Geumjae için ama en çok da kendi adıma oldukça kötü sonuçlar doğurabilecek bir şey yapabilme ihtimalim çok yükselmişti ve gözüm kararmıştı anlatabiliyor muyum? Adamın tek cümlesi bile beni kötü şeyler yapma yoluna itmişti.

THEATRE CLUB | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin